Almanya'nın Türkiye'yi dinlediğini itiraf etmesiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Hükümetin sessizliği "Türkiye ölü taklidi yapıyor" diye yorumlanıyor.
Abone olAlmanya’nın Türkiye’yi dinlediğini itiraf etmesiyle ilgili tartışma büyüyor. Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Türkiye'nin Almanya'ya iki nedenle ses çıkaramayacağını iddia etmişti. Tartışma giderek büyüyor.
Almanya'nın İsviçre'deki banka hesaplarını bildiğini savunan Faruk Şen, Türkiye’nin Almanlar’ın istihbarat teşkilatı BND’ye korkunç haklar tanındığına dikkat çekmişti. Ankara'da 35 kişilik BND teşkilatı kurulduğunu, Türkiye’den 3 bin kişinin dinlendiğini, İsviçre’deki banka hesaplarının da Almanya tarafından bilindiğini söylemişti. Şen’in açıklamalarını değerlendiren uzmanlar ve siyasetçiler çarpıcı tespitlerde bulundu.
ANKARA'YI EN MAHREMİNE KADAR DİNLEDİ
Prof. Dr. Sedat Laçiner: İlk başta şunu kabul etmek lazım özellikle son beş yıldır Almanya Türkiye’yi en mahremine kadar dinledi. Ülkeler bir birlerini dinlerler ama bu dinlemenin ortaya çıkması halinde özür dilerler, yanlışlık olduğunu ifade ederler, bir daha olmayacağını söylerler. Fakat Almanya böyle yapmıyor, ‘dinledik, bundan sonra da dinleyeceğiz, dinlememiz son derce doğal, sizi dost bir ülke olarak görmüyoruz’ dediler. Dinlemeden daha ağır skandal dinlemelerin ortaya çıkmasından sonra yapılan açıklamalar. Yarım asrı geçmiş Türk-Alman ittifakında kırılmalar var, çökme var.
SKANDAL İÇİNDE DAHA BÜYÜK SKANDAL
Dinleme olayı bir skandal fakat ondan çok daha büyük skandal ittifakta olduğumuz ülkenin bizi düşman görmesi. Her düzeyden isimle, Başbakan düzeyinde dahi Türkiye’ye, ‘sizi dinlenmesi, izlenmesi gereken hedef ülkelerden biri olarak görüyoruz’ şeklinde açıklamalar yaptılar. Bu olağanüstü bir durum, olağanüstü bir gelişme. Almaya ile olan ittifak ilişkimizi sorgulamamızı gerektirir, NATO’da iki müttefik ülkeden bahsediyoruz. Bu düşmanca bir tavır ve bu istihbarat dinlemesinin ötesine geçmiş bir durum.
DİNLEMEDEN DAHA AYIP OLANI, MERKEL'İN SÖZLERİ
Bana sorarsanız Almanya’nın gizli dinlemesinden daha ayıp olanı Merkel’in Türkiye’yi dost bir ülke görmediklerini açıkça söylemiş olmasıdır. Gizli dinlemeden daha büyük skandal budur. Türkiye dost bir ülke değildir bir Irak gibi, Kuzey Kore gibi, Arabistan gibi hedef ülke gösteriliyoruz.
Bir ülke başka bir ülkeyi, başbakanı, bakanları dinlerse o ülkenin mahremine ulaşır. Bunu karşı tarafa bir koz olarak kullanma imkanı olur ama dostlar arasında korkacak çok fazla şey olmaz. Fakat Almanya’nın Türkiye’yi dost olarak görmediğini söylemesi ve uzun süredir de en mahrem noktalara kadar girdiğini anlıyor olmamız endişe verici bir durum.
TÜNRKİYE DÜŞMANI İÇERDE ARAMA HASTALIĞINA TUTULDU
At izi it izine karıştı. Türkiye’de bir tartışma yapılıyor. Bir ses kaseti, bir görüntü ortaya çıktığı zaman her grup bir grubu hedef gösteriyor karşısındakinden şüpheleniyor. Herkes faili Türkiye’nin içerisinde arıyor mutlaka içeride de bu tür şeyleri yapanlar vardır ama yani Amerika, İngiltere ve Almanya’nın Türk bakanları, vekilleri, önemli simaları dinlediğini biliyoruz. Ağızlarıyla da dinlemeyi kabul ediyorlar. Türkiye düşmanını içeride arama hastalığına tutulmuş vaziyette.
BİRÇOK ÜLKENİN TÜRKİYE’Yİ DİNLEME KAPASİTESİ VAR
Bence Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin, Fransa’nın hatta birçok ülkenin Türkiye’deki dinleme kapasiteleri öyle yüksek düzeye ulaştı ki bunu göz ardı etmek olayın ciddiyetini göz ardı etmektir. Bence bu ülkeler hükümet ile bazı gruplar arasındaki kavgaları da manipüle ederek, yönlendirerek bazı gizli kayıtları piyasaya sürüyordur, sürecektir de. En hassas dönemlerde bu tür şeyler olur diye düşünüyorum.
TÜRKİYE ÖLÜ TAKLİDİ YAPIYOR
Doç. Dr. Savaş Selim Genç: Dinleme olayı ilk ortaya çıktığında Almanya isteseydi ‘dinleme olayını büyütmeye gerek yok bu Türkiye ile bizim aramızda, Türkiye Dışişleri’yle görüşeceğiz’ diyebilirdi. Bu açıklamaya Türkiye’nin dünden razı olduğunu görüyoruz. Türkiye şimdi dahi sesini çıkarmıyor, yorum yapmıyor, ölü taklidi yapıyor. Bu durum Ankara’nın en büyük diplomasi skandallarından birdir.
NEDEN TÜM DÜNYAYA İLAN ETME İHTİYACI HİSSETTİ
Müttefik ülkeniz sizi beş yıldır dinlemiş daha kötüsü dinlediğini bilerek, kasten medya diplomasisini kullanarak medyaya veriyor arkasında duruyor. Bitti mi hayır, gerekçelendiriyor, şu şu sebeplerden dolayı ben Türkiye’yi dinledim diyor. İlginç bir durum yaşanıyor. Almanya Türkiye’yi dinlediğini başta Ankara olmak üzere tüm dünyaya duyurma ihtiyacı hissetmiş.
ANKARA NİÇİN TEPKİ VERMİYOR?
Almanya’nın elinde hangi bilgiler var, Ankara niçin tepki vermiyor? Demek ki Ankara Almanya’nın elindeki bilgi ve belgelerden o kadar endişe duyuyor ki içerideki daha delili olmayan, kimin yaptığı belli olmayan dinlemeler için esip savuranlar ‘seni dinledim’ diyen Almanya’ya karşı tek kelime yorum yapmıyor. Hatta hükümete yakın medya organları haberi görmüyor.
Almanya gerekçeleri sıralarken Türkiye’yi demokratik NATO ülkeleriyle eş düzey ülke olarak görmediğini ve Türkiye’yi dost ülke olarak algılamadığını ve sistemini buna göre kurguladığını söylüyor.
MİT TIRLARI İLE İLGİLİ İSTİHBARATI KİM SAĞLADI
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Her şeyi paralel yapıya endeksleyen kafa yapısına yönelik bir yazı yazdım. Hükümetin NSA tarafından dinlendiği, 80 ülke arasında başta gelerek dinlendiği söylendi. Almanya BND istihbarat örgütünün dinlediği biliniyor. Tayyip Erdoğan paralel yapı derken ağzı kulaklarına varıyordu, saldırıyordu. Almanya dinlediğini açıkladığını söylerken İçişleri Bakanı ‘dinleyebilirler de alenen dinlemesinler’ anlamına gelen laflar ediyor. Davutoğlu’nun Dışişleri’nde görüşmesini Almanya’nın dinlemediği ne malum. TIR’larla ilgili istihbaratı sağlayan kimdi göstersinler.
TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ ALLAH'A EMANET KONUMA GELDİ
Hükümet çok açık şekilde Türkiye’nin milli stratejik hassasiyetlerini göz ardı etmiş yabancıların denetim ve uhdesine geçmesini teşvik etmiş ve ondan sonra bunu bir başka kuruma yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye attığından dolayı hükümet suçludur ve hesap vermesi gerekir. Türkiye’nin güvenliği Allah’a emanet bir konuma geldi. Hem yetkiyi adamlara vereceksin, hem de ‘Beni niye dinlediniz’ demeyeceksin.
ALINAN BİR ÖNLEM YOK, KEVGİR GİBİYİZ
CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Türkiye sessiz kalıyor çünkü cesaret edemiyor, korkuyor. Yoksa bu kadar suskun tepkisiz kalmasının başka bir anlamı yok. En azından bunların bu şekilde dinlenmesinin uluslararası müeyyideleri vardır. Bazı ilişkilerin askıya alınması lazım. Bu bir casusluktur. Bence dinleme konusunda Türkiye'nin aldığı bir önlem yok. Kevgir gibiyiz. Irak'ta, Suriye'de terör örgütleri gidip geliyor. Alınan önlemler kağıt üzerinde kalıyor. Gücün yetene karşı kullanıyorsun sadece. 17-25 Aralık'ta bu dinlemeleri iç siyasi politik malzeme yaptılar. Burada Almanya konusunu iç politik malzemesi yapamayınca duymamazlıktan geliyorlar. Kamuoyu keşke bilmeseydi diye mahcubiyet yaşıyorlar.
BÜTÜN DİNLEME MALZEMELERİ DIŞARIDAN GELİYOR
CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu: Kendi bünyesinde dinleme yapmaya bu kadar düşkün bir ülke bütün bu dinlemelerin malzemeleri dışarıdan geliyor. Bu kadar yasa dışı dinleme yapıyorsunuz yabancı devletlerden alınan malzemelerle sonra beni dinleyemezler diyorlar, bal gibi dinlerler.
BAĞIŞ'IN AÇIKLAMALARI GÜVEN AZALTTI
Avrupa Müslümanlar Sosyal Birliği Genel Başkanı Hasan Özdoğan: Suriye’de patlak veren olaylar Türkiye’nin NATO’dan patriot sistemini talep etmesine kadar vardı. Ayrıca bu dönemde Türkiye’nin AB ilişkileri de oldukça sorunlu devam ediyordu. Bilhassa AB Bakanı Egemen Bağış’ın iç siyasete dönük siyasi söylemleri daha sert bir dille AB’ye yansıtması Türkiye’ye karşı Almanya gibi ülkelerin güveninin azalmasına ve AB üyelik müzakerelerinin yavaşlatılmasına da neden oldu. Bu da BND istihbaratının yoğunlaşmasına neden olan diğer bir sebep olarak görülebilir. Sonuçta her şey pişirildiği sıcaklıkta yenmiyor. AB bölgesinde Almanya-Türkiye ilişkileri bilhassa Türkiye için krize kadar götürülemeyecek niteliktedir. Her iki hükümet de bu durumu çok iyi bilmektedirler.
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ÇIKAR İLİŞKİSİDİR
Bilişim Hukuku Uzmanı Gökhan Ahi: Uluslararası ilişkiler tamamen bir çıkar ilişkisidir. Dolayısıyla istihbarat toplama amacıyla bir başka ülkeyi dinleme ve izleme, gayet normaldir ve dinleyen ülke için bir haktır. Yeter ki iki ülke arasında bu tip faaliyetleri yasaklayan bir anlaşma ihlal edilmemiş olsun. Esas önemli unsur, bir ülkenin kendisini dinletmeyecek şekilde "istihbarata karşı koyma" (İKK) tedbirlerini alabilmiş olmasıdır.
SOSYAL MEDYA, GOOGLE, YAHOO VERİ TOPLUYOR
Ankara Strateji Enstitüsü Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Yücel Acer: İnternet servis sağlayıcısı veya internet üzerinden faaliyet gösteren teknoloji firmaları kişisel veri tabanlarına girmekteler. Bu firmalar arasında çok geniş abone kitlesine sahip Facebook, Google, Microsoft ve Yahoo da var. NSA’nın bu biçimde yürüttüğü programın adının ise “Prism” olduğu belirtilmekte. Söz konusu firmalar yaptıkları açıklamalarda bu tür girişlere izin verilmediğini ifade etseler de bunun gizlice yapılabilen bir faaliyet olduğu belirtilmekte. Fiber optik kablolara gizlice sızmaktalar. Cep telefonlarını gizlice uzaktan dinleyebilmekteler.
TÜRKSAT’I KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ?
Emekli Büyükelçi Murat Bilhan: Teknolojiyi kullanan ülke konumundan üreten ülke konumuna geçilmelidir. Neredeyse bütün ülkelerin uyduları var. TÜRKSAT uydusunu Türkiye tamamen kontrol edebiliyor mu yoksa başkalarının kontrolünde mi bize bilgi akışı sağlanıyor. Siyasetle ilgilenen TÜBİTAK hiçbir şey yapamaz. Bağımsız bir şekilde bilim üretmek, Ar-Ge yürütmek gibi bir görevi olmalı. Bunlar yapılmıyorsa vay halimize diyorum.