BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Türkiye 11 Eylül korkusu yaşadı

Mısır’dan kalkan Alman tescilli yolcu uçağı, Türk hava trafik kontrol merkezlerine hiçbir bilgi vermeden İstanbul’a kadar ilerleyince, 11 Eylül paniği yaşandı.

Abone ol

Türkiye’nin, 3 Kasım’da film senaryolarına benzer bir güvenlik krizi yaşadığı ortaya çıktı.

Mısır’dan kalkan A-321 tipi Alman tescilli yolcu uçağı, Türk hava trafik kontrol merkezlerine hiçbir bilgi vermeden İstanbul’a kadar ilerleyince, 11 Eylül paniği yaşandı. Alınan bilgilere göre, Antalya’dan saat 17.20 sularında Türkiye’nin FIR hattına (uçakların bir hava sahasından bir başka hava sahasına devredildikleri bölge) giriş yapan uçakla temasa geçilemedi. Bu durum ancak uçak Afyon üzerindeyken fark edildi. Tüm çağrılara karşın cevap alınamaması üzerine, uçağın 11 Eylül 2001’de ABD’nin ikiz kulelerine yapılan terörist saldırının benzerini İstanbul’da düzenleyebileceği endişesi doğdu. Hava Kuvvetleri, Afyon Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği’nden saat 17.34’te iki savaş uçağı kaldırdı. Mısır-Münih seferini yapan yolcu uçağı ise yaklaşık 50 dakika semalarımızda seyretti, ancak herhangi bir müdahaleyle karşılaşmadı. Uçak Türk hava sahasını terk edip Bulgaristan’ın FIR hattına girince, savaş uçaklarımız birliğe geri döndü. Kurallara göre, Türk hava sahasına giren herhangi bir cismin, kulenin yaptığı uyarılara cevap vermemesi durumunda, iki FIR arasındaki mesafe içinde savaş uçakları tarafından indirilmeye zorlanması ya da düşürülmesi gerekiyor.

Türkiye’de İstanbul ve Ankara olmak üzere iki adet FIR hattı bulunuyor. Aralarındaki mesafe de yaklaşık 40 dakika. Söz konusu olayda sürenin aşılmış olduğuna dikkat çeken havacılık otoriteleri, Türkiye’nin hava güvenliği açısından böylesi bir durumu fiyasko olarak nitelendiriyor.

3 Kasım’da 17.20 ile 18.10 saatleri arasında yaşanan olaydan Türk sivil havacılığının otoritesi konumundaki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) haberi olmadı. Gerekli bilgi ancak uçak Türk hava sahasını geçtikten sonra verildi. Uzmanlara göre, Hava Trafik Kontrol Merkezleri’nin bağlı olduğu Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, otorite konumundaki SHGM’yi konuyla ilgili gelişmeler hakkında anında bilgilendirmek zorunda. Zamanında bilgilendirme yapılmadığını doğrulayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yetkilileri, Türk hava sahasındaki bu olayı başka bir birimden öğrendiklerini belirtti. DHMİ yetkilileri de olayın doğruluğunu teyit ederken, “Doğrudur ama bunun kamuoyuna sızdırılması yakışıksızdır. Kim yapmışsa doğru yapmamıştır.” serzenişinde bulundu.

Adını vermek istemeyen bir hava trafik kontrol uzmanı, bir ülkenin FIR hattına giren; ancak çağrılara cevap vermeyen uçakta iki ana nedenden dolayı bağlantı sağlanamayacağını söyledi. Uzman, “Birincisi; pilotun hava sahasınıs kullandığı ülkenin FIR hattı frekansını ayarlamayı unutmasından kaynaklanır. Bu durumda uçakla bağlantı sağlanması mümkün olmaz. İkincisi; teknik nedenlerden dolayı hava radyo frekanslarını kaybetmesi halinde yaşanır.” dedi. THY pilotlarının da zaman zaman frekans ayarı yapmayı unuttuklarını belirten aynı uzman, “Hava sahasından geçtiği ülkenin savaş uçağını burnunun dibinde gördüğünde durumu anlamış ve frekans ayarını yapmıştır. Problem de çözülmüştür. İnsanı endişeye sevk eden, cevap alınamayan uçağın niyetinin bilinememesidir. Zaten pilot kötü niyetliyse uçağın yönünü değiştirir ve dalışa geçer. O zaman görevli savaş uçağı tarafından düşürülür.” diye konuştu.


Firar eden uçaklar, yere indirilemezse düşürülüyor

FIR hattı nedir?


Türkiye’de hava egemenlik sınırı olarak yanlış bilinen FIR (Flight Information Region-Uçuş Bilgi Bölgesi) hattı, aslında uçakların bir hava sahasından bir başka hava sahasına devredildikleri bölgeyi tanımlar. FIR, ülke sınırından itibaren yükselen bir hat değildir.

FIR hattının sorumlusu ülke, hava olaylarının da tek mesulü

Türkiye’de İstanbul ve Ankara olmak üzere iki adet FIR hattı bulunuyor. Uçaklar, uçuş sırasında bu hattı bitirdiklerinde diğer hattın frekansına geçerek o bölgenin sorumlusu olan hava trafik kont-rolörüyle temas ederler. FIR hattının sorumluluğunu alan ülke aynı zamanda o sınırlar içerisindeki hava olaylarından da mesuldür. Bu hat bir anlamda radarın görebildiği dairesel alanı kapsar. Bir radar menzilinden çıkarak diğerine geçen uçak böylece kule frekansını da değiştirerek yol alır. Bazı küçük ülkelerde ise genellikle FIR hattı bulunmamaktadır.

Çağrıya yanıt vermeyen uçak ‘firari’ (ranegade) ilan ediliyor

Havacılık uzmanlarına göre, defalarca yapılan çağrılara karşılık vermeyen hava araçları, havacılık dilinde renegade (firari) ilan edilir. Bu tip hava araçlarının niyetleri bilinmediği için savaş uçakları eşliğinde ya en yakın havaalanına indirilmeye zorlanır ya da tespit edilen bir yerde düşürülür.

ZAMAN