Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesinden sonra ortaya çıkan tartışmalara Doğu'nun Başbuğu Yılma Durak da katıldı. Durak'tan konuyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Abone ol"İpekçi, ülkücülerin koruması gereken bir insandı"
▪ Ülkücülerin İpekçi ile sorunu yoktu.
▪ Suikasttan önce Ağca’yı tanımazdık.
▪ Vatanseverler uyuşturucuya bulaştırıldı.
▪ Özel Harp Dairesi’nin uzantısı değildik. Cezaevinden salınıp tekrar içeri alınmasıyla son haftaların gündemine oturan Mehmet Ali Ağca ile ilgili tartışmalara 12 Eylül 1980 öncesi ülkücü hareketin önde gelen isimlerinden Yılma Durak da katıldı. Abdi İpekçi cinayetinin milliyetçiler üzerine yıkılmak istendiğini belirten Durak, aslında İpekçi’nin ülkücüler tarafından korunması gereken bir yazar olduğunu söyledi.
Durak, “Kendisi, ülkücü hareketi en iyi kavramış insanlardan biriydi. Dönemin gümrüklerden sorumlu bakanı Gün Sazak’ı öven yazılar bile yazmıştı. Fakat, İpekçi’yi ülkücü hareketi yıpratmak için hedef seçtiler.” değerlendirmesini yaptı.
Yılma Durak, 12 Eylül darbesinden sonra tutuklandı, 6 yıl hapis yattı. Kendi ifadesine göre, işkencelerden en çok etkilenen ülkücülerin başında geliyor, izleri hâlâ vücudundan çıkmamış. ‘Alparslan Türkeş’in sağ kolu’ ve ‘Doğu’nun Başbuğu’ olarak ün yaptı. MHP’nin teşkilatlanmasında önemli roller oynadı. MHP ve ülkücü kuruluşlar davasından yargılandı. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi ve DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler cinayetlerinde ismi geçti. Fakat hakkında açılan tüm davalardan beraat etti. 2002’de MHP’den Erzurum milletvekili adayı oldu. MHP üyeliği devam ediyor. Zaman’a konuşan Durak, Ağca ve ülkücü camia ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Abdi İpekçi cinayetinde Ağca’nın ‘sadece bir aktör’ olduğunu savunan Yılma Durak, cinayetin arkasında Amerika’nın olduğunu savunuyor. Olaydan önce Ağca’yı çoğu ülkücünün tanımadığına dikkat çeken Durak, o dönemde bazı isimlerin şöhret ve parayla ikna edilip sansasyonel eylemlerin içine sokulduğunu ileri sürüyor: “12 Eylül öncesinde bazı silahşorlar, şöhret ve parayla ikna edildi ve birçok eylemde kullanıldı. Bunlar hiçbir ideolojinin mensubu değildi. Türkiye’deki terör işte böyle tırmandırıldı.” Durak, PKK’nın uyuşturucu trafiğinde etkinliğini azaltmak için devletin bazı kesimleri tarafından ‘vatansever’lerin bu işin içine sokulduğunu anlatırken, 12 Eylül’den sonra aynı şekilde ‘Kürt mafyası’na karşı Karadeniz mafyasının ortaya çıkarıldığını söylüyor. Örnek olarak da Alaattin Çakıcı’yı gösteriyor. Çakıcı’nın önünü açan bazı kişilerin de ondan istifade ettiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’deki uyuşturucu trafiğine de değinen Durak, bu konuya ilişkin ilginç bir yorum yapıyor: “Türkiye’de uyuşturucu işini uzun süre PKK yönetti. PKK’nın önünü kesmek için birtakım ‘vatansever’ çevreler bu trafiğin içine sokuldu.” Derin devlet tartışmalarından duyduğu rahatsızlığı anlatırken ülkedeki milli refleksin ortadan kaldırılmak istendiğini öne sürüyor. Durak, “Şimdi Irak’ta sivil görünümlü mücadele veren Türk ordusunun subaylarına, o yiğitlere ‘derin devlet’ mi diyeceğiz?” diye de soruyor.
Durak, milliyetçilerin ve milliyetçiliğin çarmıha gerilmek istendiğini düşünüyor. 12 Eylül öncesinde Erzurum’da bizzat yönettiği kampı anlatan Durak, silahlı eğitim verildiği iddialarına karşı çıkıyor. Kampa katılanlara ülkücülük fikri ve dinî konularda bilgiler verildiğini kaydeden Durak, buradan yetişen gençlerin PKK’yla mücadeleye devam ettiğini belirtiyor. O dönemde karşılarında silah kullanan Marksistlerin olduğunu hatırlatırken, ülkücülerin de ‘nefs-i müdafaa’ için silah kullandıklarını söylüyor. Silah temininin o dönem çok kolay olduğuna işaret eden Durak, çok ucuza silah alındığına dikkat çekiyor. Ülkede terörün tırmandırılması için yurtdışından yapılan silah sevkıyatına işaret eden ünlü ülkücü, bu işin arkasında da Bulgaristan’ı taşeron olarak kullanan Rusya’nın olduğunu savunuyor.
Durak’ın ismi Özel Harp Dairesi’yle birlikte de anıldı. Emekli Orgeneral Kemal Yamak’ın anılarını anlattığı kitaptaki bilgilerin kamuoyuna yansımasının ardından, Milliyet yazarı Can Dündar, Özel Harp Dairesi’nde çalışan MHP Erzurum İl Başkanı’nın Yılma Durak olduğunu yazmıştı. Bu iddiayı yalanlayan Durak, Erzurum il başkanlığı yapmadığını ve Dündar’ı yazısından ötürü dava edeceğini ifade ediyor. Durak, eski Özel Harpçi paşalardan Sabri Yirmibeşoğlu’yla da hiç tanışmadığını kaydediyor. Özel Harp Dairesi’yle ilgili şunları söylüyor: “Bu daire, ülkeye dışarıdan bir saldırı olduğunda halkı teşkilatlandırmak için kurulmuştur. Biz bu dairenin sivil uzantısı değildik ve onlardan silah falan almadık.”
Haber: Bülent Ceyhan - Emre Soncan
Kaynak: