Son günlerin tartışılan kitabı Kavgam'ı 40 yıl önce okuduğunu anlatan Taha Akyol'dan ilginç bir anektod: Merhum Alparslan Türkeş'i Nazi usülü selamladılar: Heil Türkeş!
Abone olMilliyet Gazetesi yazarı Taha Akyol, "Kavgam'ı ben de okudum" başlıklı yazısında bizzat şahit olduğu ilginç bir anektoda yer verdi. Akyol, 1965'in kasırgalı yıllarında Alparslan Türkeş'i Nazi usülü selamlayan bir gençten bahsetti. Akyol'un hayli ilginç yazısı şöyle:
- MERHUM Türkeş, 1965 seçimleri için konuşmasını yaptıktan sonra radyoevi binasından çıkıyor. İki kol halinde dizilmiş gençler, kollarını kaldırarak Nazi usulüyle selamlıyorlar:
- Heil Türkeş!
Bu Nazi selamını düzenleyen genç, sonra 'Radikal İslamcı' oldu ve uçak kaçırma suçundan uzun süre hapis yattı.
O yıllarda bir "Kağan Kitabevi" zuhur etmiş ve iki kitap bastıktan sonra yok olmuştu: Mussolini'yi anlatan "Karagömlekliler İhtilali" ve "Faşizm" adlı iki kitap.
Nedense o yıllarda "Kavgam" piyasada yoktu. Ben sahaflarda "Kavgam"ın 1940 yılında Hüseyin Cahit Yalçın tarafından yapılmış tercümesini bulmuştum, yıllar sonra okudum.
O sıralarda bir de "gizli doktrin" tutkusu vardı! Solda Marx'ın "gizli" okunan "Das Kapital"ine karşı, bizim 'davamızı' anlatan "Das Dava" adlı esrarengiz bir broşür! Korporatist, totaliter, basit bir 'kalkınma" reçetesi! Yazarı, "Mao Mehmet" lakaplı, psikolojik soruları olan biriydi.
Türkeş, bunların harekete çok zarar vereceğini gördü, o gençleri partiden attı. "Das Dava"yı yasakladı, yazarını ağır hakaretlerle kovdu.
***
KURT Karaca'nın "Milliyetçi Toplumculuk" adlı kitabı; slogan ve psikolojik cazibe değeri yüksek ama basit, korporatist bir kalkınma reçetesiydi. Sonra Türkeş bu terimi de kitabı da yasakladı...
Bunları neden anlatıyorum?
27 Mayıs'ın yarattığı cuntacılık, komitecilik havası... Döneme hâkim olan "doktrin" tutkusu... Bizde bu şekilde marazlara, solda ise ihtilalcilik, darbecilik, Stalincilik, gerillacılık gibi marazlara yol açıyordu.
Halbuki, sonunda Türkeş "piyasa ekonomisi" ve "merkez sağ" diyecekti; sol da "sosyal demokrasi" diyecekti.
***
GİZLİLİK, gizli kuvvetler, ihtilal, ihanet, komplo, esrarengiz kurtuluş reçeteleri... Sosyal kriz veya yaygın kimlik bunalımları döneminde bunların cazibesi artıyor.
Sadece böyle kitaplar değil... İşte "Kurtlar Vadisi"inde her şeye kadir bir "gizli konsey" var, "Lübnan'da Hariri'yi, Türkiye'de Karahanlı'yı" öldürtüyor! Daha nice tertipler...
Paranoyanın cazibesi!
"Kavgam"da Hitler esrarengiz bir "gizli dünya Yahudi egemenliği" ni anlatır; mesela savaşta yıkılan Almanya'daki yoksulluğun sebebi "Irkımızı sülük gibi sömüren Yahudi kapitalistlerdir." Sorgulamak akla bile gelmez, Alman sanayileşmesi nasıl gelişmişti diye...
Hitler'in reçetesi de basit ve esrarlıdır: "Tabiat tanrıçasının ırk kanunları gereğince... maymun-insan arası ırkların yok edilmesi..." (Sf. 325)
***
KOMPLO mistisizmine kapılan bir kafa, çelişkilerin bile farkına varmaz. Mesela Hitler'e göre Yahudiler "Yahudi ırkının safiyetini korudukları için" dünyaya gizlice hâkim olmuşlardır. (Sf. 257)
Üç sayfa sonra aynı Hitler, Yahudilerin Almanlarla evlenerek Alman ırkını bozduklarını söyler! (Sf. 260)
Kimle evlenseler, komplo! Çözüm, gaz odalarında Yahudileri yok ederek "Alman ırkının dünyaya egemen olması"dır! (Sf. 510)
Hitler'de kişileşen psikolojik maraz Almanya'yı ve insanlığı tarihte eşi görülmemiş bir felakete sürükledi!
Irkçılık mistisizmi ve gizli kuvvetler saplantısı her millete bulaşabilecek bir marazdır. Hitler'in ezdiği Avrupa ülkelerinde bile bu marazdan dolayı "Kavgam" satabiliyor ve yasaklanıyor.
Komplo mistisizmine kapılmış bir zihin, her kitaptan, her olaydan komplolar çıkarır. Atatürk'ün "Nutuk" kitabını veya Sartori'nin "Demokrasi Teorisi"ni komplo saplantılı bir kafayla veya analitik bir zihniyetle okumak insanı çok farklı sonuçlara götürür.
Herkes ve her fikir için, öncelikli değer, akıl ve itidaldir.
Yazı: Taha Akyol
Kaynak: www.milliyet.com.tr