Ahmet Türk AK Parti'ye açılan kapatma davasını değerlendirirken bir fıkra anlattı. Bakın o fıkra nasıldı...
Abone olDTP Grup Başkanvekili Ahmet Türk TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Ak Parti'ye vereceği desteğin sınırlarını gösterdi. Türk "yamalarla olmaz, anayasa tümden değişmeli" dedi.
Türk şunları söyledi:
AK PARTİ'YE FIKRA |
Ahmet Türk, AK Parti'nin kapatmaya karşı Anayasa değişikliği yapma çabalarını bir fıkra ile eleştirdi. Türk'ün anlattığı fıkra şöyle; |
NEVRUZ'DAKİ OLAYLAR
Nevruz'da güvenlik güçlerimizce halkımıza reva görülen davranışları kınıyorum. Van'da, Yüksekova'da Nevruz'a izin verilmedi. Halkın bayramını hangi yetkiyle kısıtlarsanız?
EMNİYET MÜDÜRÜ VE VALİLER İSTİFA ETMELİ
Başbakanın "işkenceye sıfır tolerans" demesi sözden öteye geçmemiştir. Sayın Başbakan halkı vandalizmle suçluyor. Asıl vandal vatandaşına silah sıkandır. Nevruz kutlamalarından dolayı 900 vatandaşımız gözaltında, 3 vatandaşımızı kaybettik, 3 ilimizin başkanı tutuklandı. Bugün bu olayların failleri hakkında soruşturma bile açılmadı. Siirt Emniyet Müdürü ve Van ve Hakkari valilerinin mutlaka görevden alınması gerekiyor.
Çözüm bu Meclis'tedir. Bu Meclis'in itibarına saygı duymanın yolu hep birlikte tartışıp Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını yapmaktan geçer. O da sorumlu çevrelerin elini taşın altına koymasıyla olur.
TÜRKİYE'DE 3 DEVLET VAR
Ülkemiz önemli bir yol ayrımıyla karşı karşıya...AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Perde arkasında bir iktidar savaşı yaşanıyor. Devlet içi güçlerin iktidar savaşıdır. Bugün Türkiye'de 3 devlet var. Birincisi sınırlı da olsa biraz değişim isteyen AB rotasındakiler, ikincisi statükoyu isteyen ve üçüncüsü de bugün görev başında olan, gücünü çetelerden alan derin devlet anlayışı... Bugün üçü çatışıyor.
AK PARTİ MAĞDUR DEĞİL, TARAF!
Ak Parti hakkında açılan kapatma davası da bu güç odaklarının çatışmasının bir ürünüdür. Ak Parti bu çatışmanın mağdur tarafı değildir. Bizzat taraftır. Ak Parti boşuna mağdur rolü oynamasın.
İşlerin bu noktaya gelmesinin sorumluluğu sayın Başbakandadır. Halkın size verdiği yetkiyi ve desteği doğru kullanmadınız. Güç odaklarıyla uzlaştınız. Halkın yetkisini ucuza pazarladınız. Demokrasiyi, hakkı, hukuku yaymak yerine iktidarınızı yaymaya çalıştınız. Dolmabahçe'lerde anlaşmalar yaptınız.
ŞİMDİ DEMOKRASİYE SİZİN İHTİYACINIZ VAR
Ucuza pazarladığınız demokrasiye en fazla ihtiyaç duyar hale geldiniz. Oturup düşünün biz nerde yanlış yaptık diye? Biz söyleyelim: Demokrasiyi kurban ederek sistemin sahiplerinin size geçit vereceğini zannettiniz. 301'i bile değiştirmediniz. Aylardır yeni anayasa konusunda toplumu oyaladınız. Peki ne elde ettiniz? Bu uzlaşmalarınız, dirsek temaslarınız, statükoya göz kırpmalarınız bu güçleri daha da azdırdı. Bunu göremediniz. Halkın gücünü böyle önemsizleştirmeye ne hakkınız var? Toplum buna layık mıdır?
ARKANIZDAYIZ AMA
Hiçbir demokratik reform için geç kalmış sayılmayız. Kürt sorunu bu ülkeyi baştan sona demokratikleştirecek Cumhuriyet sorunudur. Gelin topyekün bir demokrasi mücadelesi başlatalım. Demokrasinin gücünü yansıtacak çalışmaları getirin, sonuna kadar sizin arkanızdayız.
BİZİM ÖNERİMİZ
Nasıl başaracağız? Sivil anayasayla. 1920'lerin kurucu Meclis'inde olduğu gibi bir kurucu Meclis oluşturalım. Ardından yeni anayasayı inşaa edelim. O yüzden Ak Parti'nin artık şikayet yerine kapsamlı bir demokrasi gündemini meclise getirmesi gerekir.
Yamalarla bu iş olmaz. Sayın başbakan artık tek dil, tek millet söyleminden vazgeçin. Bunlar sizi kurtarmaz. Gelinen aşamada Cumhuriyet sistemi tıkanıyor. Bu sistemi ayakta tutan anayasa artık dikiş tutmaz hale geldi.