TDK Başkanı Prof Dr. Şükrü Haluk Akalın, yabancı isim özentisinin çok tehlikeli boyutlara geldiğini söyledi.
Abone olTürk Dil Kurumu Başkanı Prof Dr. Şükrü Haluk Akalın, Türk alfabesine yeni harflerin eklenmesi gayreti ile işyeri tabelalarındaki yabancı isim özentisinin çok tehlikeli boyutlara geldiğini söyledi. Prof Dr. Akalın, Harf Devrimi'nin 75. yıl kutlamaları çerçevesinde, Sahil Anfi Tiyatro'da düzenlenen "Harf ve Türkçemiz' konulu panelde, Atatürk'ün ilk harf devrimi hareketini 23 Ağustos 1928 yılında Tekirdağ'a Ertuğrul gemisi ile gelerek başlattığını söyledi. Bu nedenle Tekirdağ'ın Harf Devrimi'nde öneminin büyük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akalın, şunları kaydetti: "Atatürk'ün kendisini karşılayan Tekirdağlılara yeni Latin alfabesini öğrenip öğrenmediklerini sorduğunda, (öğrendik) cevabını alınca memnuniyetinin büyük olduğunu belirtti. O zamanlar yabancı basının Türkiye'nin yeni alfabeye geçişi konusuna çok önem verdiğini ve manşetlerinde değerlendirdi. Arap kökenli alfabe 1928'e kadar kullanıldı ve bu alfabe Türkçe'yi tatmin etmedi. Türkiye'nin bir harf devrimine ihtiyacı vardı. Günümüzde, Türk alfabesine yeni harflerin eklenmesi gayreti ile işyeri tabelalarındaki yabancı isim özentisi çok tehlikeli boyutlara geldi." Prof. Dr. Akalın, bu konuda tüm yetkililerin Türkçe'ye sahip çıkmalarının bir borç olduğunu söyledi. Yapılan yanlış uygulamaların 1350 sayılı Harf Devrimi İnkılabı Kanunu'na aykırı olduğunu belirten Prof. Dr. Akalın, tüm halkı ve sivil toplum kuruluşlarından Türk alfabesine ve Türkçe'ye sahip çıkmalarını istedi. Türk Dil Kurumu Üyesi Prof. Dr. Recep Toparlı, alfabeye kişilerin duygu ve düşünceleri paralelinde sokulmak istenen yanlışların ihanet ile eşdeğer olduğunu söyledi. Prof. Dr Recep, Türkçe'ye giren yabancı kelimeler ve alfabeye sokulmak istenen bazı harfler ile ilgili hızlı bir dil erozyonu içine girildiğini belirtti. İlk Türk alfabesini Danimarkalı bir bilim adamının okuyarak yorumladığını, ancak bu yorumda birçok yanlışlıkların olduğunu söyleyen Toparlı, kurum olarak bu yanlışlıkların giderilmesi çalışması içinde olduklarını belirtti. Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra Arap alfabesinin etkisi altında kaldığını belirten Prof. Dr. Toparlı, bunun yanında 3 tür Farsça alfabenin de Türkler üzerinde etkisinin büyük olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Toparlı, şöyle devam etti: "Arap alfabesi, dile uyum açısından Türkçe ile hiçbir zaman uyuşmamıştır. Yapılan harf inkılabı ile Türkçe gerçek kimliğine kavuşmuştur. Ama üzülerek ifade etmeliyim ki şu an, Türkçemizi büyük kayıplara uğratacak bazı yanlışlıklar yapılmaktadır. Alfabemize kişilerin duygu ve düşünceleri paralelinde sokulmak istenen yanlışlar ihanet ile eşdeğerdir. Türkçe alfabemize bazı yabancı harfler sokma gayreti üzücüdür." Türk alfabesinde kullanılan ve şapka olarak addedilen inceltme işaretinin kaldırılmasıyla kelime anlamlarının değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Toparlı, buna göre "hala" ile "hala" kelimesinin inceltmesiz yazılmasının konuşmayı daralttığını söyledi. Prof. Dr. Toparlı, ancak ümitsiz olmadıklarını, İngiliz dilinde 600 bin kelime bulunduğunu, kendilerinin yapacakları çalışmalar ile bu sayıyı Türkçe'de 1 milyona çıkaracaklarını belirtti.