Küreselleşmeden olumsuz olarak etkilenenlerin başında gündelik konuşma dilimiz geldi. Son yapılan bir araştırma Türkçe'nin özenti kurbanı olduğunu ortaya koydu.
Abone ol"Whisne" (Vişne), "Taxim" (Taksim), "Balcon" (Balkon), "Roumelie" (Rumeli), "Mat Rock" (Matrak), "DoRock" (Durak) "Pasha" (Paşa), "Efendy" (Efendi), "Exen" (Eksen), "Berdush" (Berduş), "Dishi" (Dişi) ya da "Eylül's", "Hammam", "Cahide's" gibi bar, lokanta, pastane, hatta dergi ve sanatçı adlarının yabancı dil kurallarına göre yazılarak kullanılması, Türkçe'deki bozulmaya yeni bir boyut kazandırdı. Türkçemizi Canlandırma Derneği'nin (TÜRKCAN) Başkanı Deniz Yiğit, yabancı kelimelerin Türkçe okunuşlarıyla kullanımı ya da aynen yabancı dilde okundukları gibi kullanımı, Türk alfabesinin yabancı dildeki gibi okunuşu, yabancı fiillerin sonuna Türkçe ekler konularak Türkçeleştirilmesi gibi uygulamalar bulunduğunu vurguladı. Türkler'de çok eski tarihlerden bu yana böyle bir eğilim olduğuna da işaret eden Yiğit, tarih boyunca Çince, Arapça, Farsça, Fransızca gibi dillere özenilerek bu dillerden kelimeler kullanıldığını anlatarak, bu özentinin günümüzde ise İngilizce'ye yönelik olduğunu bildirdi. Yiğit, pek çok kelimenin Türkçe karşılığı varken yabancı bir dildeki karşılığının kullanıldığını, oysa ki Türkçe'nin yeni kelimelerin türetilmesine uygun zengin bir dil olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Türkçe, kök ve eklerin pırıl pırıl saydamlığı, her yerde özdeş kalan kökün sözcüğün başında bir bakışta kendini göstermesi, bu köke art arda bitişebilen eklerle en sınırsız sayıda sözcük türetilebilmesi gibi özellikleriyle olağanüstü bir gelişme gücü bulunan bir dil. Gerçekten içine düştüğü bu durumu hak etmiyor." Küreselleşen dünyada yalnız Türkçe'nin değil, pek çok ülkenin dilinin yabancı dil saldırısı altında olduğunu da belirten Yiğit, ancak söz konusu ülkelerin buna karşı önlemlerini aldıklarını bildirdi.