Türk ve Tuğluk'un ifade krizi sona erdi. Bakın aylardır gerilime neden olan ifadelerde neler söylendi:
Abone olKapatılan DTP'nin eski genel başkanı Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk milletvekilliklerinin düşmesi üzerine Adliye'ye giderek ifade verdi. Ankara adliyesine saat 10.15 sıralarında gelen Türk ve Tuğluk’un ifadelerinin alınması işlemi yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü.
Türk, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı doğrultusunda verdiği ifadede, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek, kesinlikle "propaganda yapmak" suçunu işlemediğini söyledi. Ahmet Türk, 40 yıla yakın süredir siyaset ile uğraştığını ve 5 dönem milletvekilliği yaptığını, 2005 yılından bu yana da siyasal bir partiden genel başkanlık yaptığını kaydetti.Bir siyasetçi olarak ülke sorunları ile ilgili çalışmalar ve konuşmalar yapması kadar doğal bir olamayacağını belirten Türk, "Ülkede uzun süredir olan şiddet ve çatışma ortamından çıkılması, bu ortamdan ülkenin kurtulması için başka yerlerde konuşmalarım olduğu gibi iddiaya konu konuşmada da tahlil ve tespitler yaptım. Kaldı ki bir konuşmayı tek olarak ele almak doğru değil, bu konuşmayı diğer yaptığım çalışmalar ve konuşmalarla bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Bütün amacım barışçıl bir süreç için çaba göstermektir. Tüm Türkiye’nin tartıştığı bir konu ile ilgili ben de siyasetçi olarak görüşlerimi bildirdim" dedi.
Kesinlikle propaganda amacı taşımadığını ileri süren Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece düşüncelerimi açıkladım. Ülkede silahların susması için Hükümet de aydınlarla değişik sivil toplum örgütleri ile görüşmeler yapıyor. Bin bir siyasetçi olarak yaşanan bu süreçle ilgili suskun kalamam. Sustuğumda demokrasi olmadığından bahsedilir. Konuşunca propaganda yaptığım iddia ediliyor. Ayrıca ’sayın’ kelimesi kullandığımdan ötürü suç işlediğim söyleniyor. Bu doğru değildir. Uzun süredir siyaset ile uğraşıyorum. Genel olarak nazik bir üslup kullanırım. Kaldı ki ’sayın’ kelimesi tek başına suç olarak değerlendirilemez. Bu ülke hepimizin, susarsak haksızlık edeceğim düşüncesindeyim.
Bütün amacım demokratik ve çağdaş bir ülke için çabalamaktan ibarettir. Silahların susması için çalışmak suç değil, memnuniyetle karşılanması gereken bir durumdur.Kesinlikle suçsuzum. Beraatımı talep ediyorum."
DÜN VEKİLDİM BUGÜN SANIK
Tuğluk’un "suçu ve suçluyu övdüğü" iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya Tuğluk ile avukatı katıldı.
Tuğluk, savunmasında, üzerine atılı üç kez "suçu ve suçluyu övdüğü" iddiasını kabul etmediğini ifade etti. Suç tarihlerinde kapatılan DTP’nin "eşbaşkanı" olduğunu belirten Tuğluk, parti görüşleri doğrultusunda toplantılara katıldığını, konuşmalar yaptığını anlattı. Vicdanen rahat olduğunu dile getiren Tuğluk, iddianame de belirtilen üç konuşmadaki sözlerin de kendisine ait olduğunu ve tekrar ettiğini söyledi. Tuğluk, şöyle konuştu: "Bütün amacım bir siyasetçi olarak ülkede akan kanın durması için çalışmaktır. Hiç kimsenin ölmeyeceği barışçıl ve demokrat bir ülke için çalışmalar, analizler, tespitler yaptım. Sorunlar konuşulmadıkça çözülemez.
Konuşmalarım herkesçe kabul görmeye bilir. Bu konuşmalar benim ve partimin politikası gereği yapılan konuşmalardır. Sorunun barışçıl yollardan çözülmesi için bazı gerçeklerin ifade edilmesinden ibarettir. Çözüme giden yolda sunulan bazı öneri ve tespitlerdir. Abdullah Öcalan ve PKK bir realite olup, bunlar Kürt meselesinin çözümünün dışında bırakılamaz."
Aysel Tuğluk, "Kürt sorunu konusunda aydınların, sivil toplum örgütlerinin hatta hükümet tarafından dahi benzer konuşmalar yapıldığını kendileri konuşunca ise suç işlediklerinin iddia edildiğini" ifade etti. Tuğluk, şöyle devam etti: "Ne PKK’nın ne de Abdullah Öcalan’ın benim propagandama ihtiyaçları olduğu gibi kendilerinin kamuoyuna yansıyan değişik propaganda araçları vardır.
Siyasetçi olarak Türk ve Kürt haklarına duyduğum sorumluluk çerçevesinde siyaset yaptım. Türk ve Kürt halkının kardeşliğine inanıyorum. Bunun mücadelesini de devam ettireceğim. Suçsuzum, dün milletvekiliydim bugün burada sanık olarak yargılanıyorum. Türkiye demokrasisi bu uygulamayla kazanmamıştır, kaybetmiştir.
Mahkeme, duruşmayı 6 Nisan 2010 tarihine erteledi.