Yazar Alev Alatlı çok ama çok önemli bir noktaya parmak basmıştı.

Demişti ki;

‘liyakat meselesini çözer, emaneti ehline bırakmayı ilke edinirsek Türkiye 21 yüzyılda uçar! Ele güne karşı caydırıcı bir güç olmak da böyle bir şeydir zaten. Hayırhah bir güç olmak da öyle. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu sorunu çok hızlı çözebiliriz’

İşte  bir ülkenin başarılı olmasının bütün sırrı bu sözde saklı…

Sözde değil özde adama göre iş değil işe göre adam…

Bakanlık koltukları da işte böyle bir şey…

Ama ne yazık ki bugüne kadar bunu bir türlü başaramamış bir millet olarak bunları dile getiriyoruz..

Ama Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bunun yolunu açtı…

Başkan  Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni Bakanlar Kuruluna siyaset dünyası dışından sektörlerinde başarılı olmuş isimleri atamasının ne kadar doğru bir karar olduğunu atanan bakanlar gerçeği ile görüyoruz…

İşte bunlardan  biride  Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy…

Şunu baştan belirtelim…

Ersoy’un Başkan Erdoğan ile dostluğu, tanışmışlığı  çok eskilere değil 5 yıl gibi kısa  bir maziye sahip…

Başkan Erdoğan tespit etmiş ve  işi ehline vermiş…

Bakan  Mehmet Ersoy’u makamında  ziyaret etti. Sohbet ederken  liyakat gerçeğinin ne kadar önemli olduğunu gözlemledim..

Yani liyakat’a en  güzel örnek Mehmet Ersoy olmuş…

Uzun yıllar Türk turizminin gelişip büyümesinde önemli rol oynamış bir büyük turizm şirketinin sahibi olarak turizme damgasını vurmuş bir adamdan şimdi bakan olarak bahsediyoruz…

Başkan  Erdoğan’ın  “Mehmet gel turizmin başına geç” şeklindeki sürpriz teklifini kabul edip kolları sıvayan Bakan Ersoy Türk turizmi için çok önemli bir şans…

Türk turizmine yön verebilecek  en liyakatlı bir iş adamı şimdi bir devlet adamı olarak milletinin huzurunda...

İşinin ehli…

Sektörü çok iyi tanıyor…

Sektörün sorunlarını çok iyi biliyor…

Sektörün ihtiyacının neler olduğunu sormaya bile  gerek yok…

Kim bu işi layık ile yapıyor kim yapmıyor çok iyi analiz ediyor…

Turizmcinin önündeki  bürokratik engellerinin kitabını yaz desek en iyi o yazar…

Turizm Bakanlığının kapılarında çok beklemiş…

Bakanlığın nasıl çalıştığını, nasıl işlediğini, turizmcilerin o kapılarda  nasıl bekletildiğini , o bakanlık kapılarını uzun yıllardır aşındırırken neler yaşadığını ve nelerin döndüğünü çok iyi bilen  bir turizmci ....

Tabiri caizse kimin ne halt ettiğini de çok iyi biliyor!..

Bakanlıkta  bir ‘Mehmet Ersoy alarmı’ verildiği aşikar.

Yani onu kandırmak, onu yanlış yönlendirmek,ona yedirmek asla mümkün değil…

Hele turizmi turizm için yapmayan çakma şirketler yandı!..

“İş bilenin kılıç kuşananın” sözü misali Kültür ve Turizm Bakanlığının emin ellerde olduğunu yaptığımız ziyarette net bir şekilde gözlemledik ki bu işi profesyonelce yapanlara kapılar sonuna kadar açılacak yapmayanlara bütün kapılar kapanacak!

Türkiye için son derece önemli olan turizm noktasında Mehmet Ersoy gibi bir ismin bakanlık koltuğunda oturması nedeni ile önce bu vatanın bir evladı sonra bir gazetecisi olarak  ülkemiz adına çok mutlu olduk…

Bakan Ersoy Türk turizminin gelişmesi ve turizm sektörünün önünün açılması için büyük bir şans…

Dünya turizminde neler olup bitiyor çok iyi biliyor…

Yani turizmin ve turizmcinin gözü, kulağı, dili olacak; dertleri ile dertlenecek, dertlenirken de sorunları çözecek kendinden emin bir adam bakanlık koltuğunda oturuyor…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘altın yumurtlayan tavuk’ denilen Türk turizmi için böylesine işin ehli, sektörün içinden böylesine  bir ismi  bakanlık koltuğuna atamasını şimdiden  alkışlıyorum…

Hep beraber yaşayacağız göreceğiz nelerin değiştini…

Peki Bakan Ersoy neler düşünüyor…

                                         ***

50 MİLYON TURİST 50 MİLYAR DOLAR

HEDEFİNİ DEĞİŞTİRİYORUM

Bakan Ersoy “Turizmde kişi sayısı artık öncelikli hedefimiz değil. 50 milyon turist-50 milyar dolar hedefi değişti” diyor...

Çok çarpıcı bir mesaj…

“Turizm gelirlerinin şu andaki tahmini gayrisafi milli hasıladaki yeri yüzde 4. Bizim hedefimiz bu oranı yüzde 8'e getirmek. İkiye katlamamız gerekiyor. Bu ulaşılması çok güç bir hedef değil. Avrupa'da örnek aldığımız bazı ülkelerde bu oranın yüzde 12'lere kadar geldiğini görecekseniz. Biz ilk etapta bunu yüzde 8'e getirirsek bir başarı. Yani 50 milyon turist 50 milyar dolar hedefini değiştiriyorum'

Peki  neler olacak:

'Bazı politika değişikliklerine gidilecek. En önemli politika değişikliği tanıtım üzerine olacak. Tanıtım politikasında çok köklü değişiklikler yapacağız. Çağımıza uygun yeni tanıtım politika anlayışını sektöre kazandıracağız. Bununla ilgili çok detaylı bir çalışmamız var. Bütün sektörü kapsayan, dünyayla rekabet eden, dünyada rekabette bizi ön plana çıkaracak yeni bir tanıtım politikası üzerinde çalışıyoruz. Sektörün de görüşlerini alıp, tamamlayıp, hızlı bir şekilde 2019 tanıtımında özellikle devreye alacağız.” 

MİSAFİRİN İSTEKLERİNE

GÖRE ÜRÜN DÖNEMİ

Bakan Ersoy son derece çarpıcı mesajlar veriyor…

Tabuları yıkıyor aslında…

“En önemli konulardan biri turizm gelirleri. Bakın benim için rakamların bir önemi yok” diyor.

Ve devam ediyor…

“Mas turizmle (kitle turizmi) Türkiye bir yerden başlaması gerekiyordu. Mas turizmle başladı, çok büyük bir başarı hikayesi yazdı, çok büyük rakamları getirmeye başladı ama artık mas turizmle övünmememiz gerekiyor. İkinci aşamaya geçmeliyiz. Bu da söylemesi kolay, yapması çok zor bir şey. Artık nitelikli turizme, nitelikli turiste konsantre olmalıyız. Bunun için her şeyden önce arz- talep dengesini talep yönünde lehimize bozmamız gerekiyor. Yani yeni pazarları geliştirmeliyiz. Yeni pazarları nasıl geliştireceğiz? Pazara göre ürün yaratacağız. Müşteri her zaman haklıdır, bu turizmden önce ticaretin ana kuralı. Biz ısrarcı olmayacağız. Müşteri kim; turist. Biz misafire göre ürün geliştirmek zorundayız. Bizim misafire göre ürün bulmak o mas turizm ve Türkiye'nin ilk yaşadığı etaptı. Şimdi ikinci aşamaya geçiyoruz; ürünümüzü misafirin isteklerine göre dizayn edeceğiz.” 

ÜLKENİN TAMAMI

TURİZMİN BİR  PARÇASI OLACAK

Taksicisinden restoran işletmecilerine kadar herkesin sektörün bir parçası olduğunu söyleyen Bakan Mehmet Ersoy önemli uyarılarda da bulunuyor…

“Ürün deyince sadece otelleri kastetmiyorum. Ürün bölgenin tamamı, ikinci aşamada ülkenin tamamı ürünün parçası. Burada sadece turizmin paydaşları olarak turizm çalışanlarını ve yatırımcılarını görmememiz gerekiyor. Belediye başkalarımızdan sokaktaki temizlik personeline, garsonlardan restoran işletmecileri ve taksicilere kadar herkes turizmin içinde yer alıyor farkında olmadan. Turizmin adı konulmamış paydaşları. Herkesi bilinçlendirmemiz, eğitmemiz gerekiyor. En kolay yaptığımız şikayet etmek, Türk toplumu olarak şikayet etmeyi çok kolay yapıyoruz. Eğer şikayet etmeyi anayasal hak olarak görüyorsak ki anayasal hakkımız, o zaman uyarma görevini de yapmalıyız. Yani yanlış yapanı herkes uyarmak zorunda ki şikayet etme hakkını da kendinde bulsun. Sektörün ana paydaşları, sektörle uzaktan alakası olan herkesi bilinçlendirmemiz gerekiyor.” 

TEŞVİK  TAŞIMA SUYLA

DEĞİRMEN DÖNDÜRMEKTİR

Teşvik döneminin kapandığını, teşvik etme döneminin başladığını da söyleyen Bakan Mehmet Ersoy bu konuda şu mesajları veriyor.

“2016 krizi sonrası sektörde oluşan teşvik ve destek beklentileri turizmi kıpırdattı ama nihai sonuç için çok daha önemlisi gerekir. Bence en büyük teşvik, turizmin önündeki engellerin kaldırılması olmalıdır. Zaten sektörü frenleyen, sektörü tutan engelleri biz devlet ve bakanlık olarak sektörle birlikte ortadan kaldırırsak işi bilen turizmcinin teşvike ihtiyacı yok. O alır yürür gider. Çünkü teşvik dediğiniz şey taşıma suyla değirmen döndürmek. Taşıma suyla bu değirmen dönmez. Artık çıtayı çok yukarı koymamız lazım. Türkiye turizmdeki ilk aşamalarını tamamladı. Bundan sonra yeni bir hikaye yazmamız lazım. Bu hikayeyi teşviklerle yazamayacağız. Bu hikayeyi kendi becerilerimizle yazacağız. Bu bağlamda önümüzdeki engelleri kaldırmak benim işim. En önemli konumuz bu olacak.”

KENDİ DÜNYA MARKAMIZI

KENDİMİZ YARATMALIYIZ

Turizm sektörünün cazip hale gelmesi için yeni nesil gençlere ihtiyaç olduğunu söyleyen Bakan Ersoy acı bir gerçeği gündeme getiriyor.

Bakın neler söylüyor…

“Kendi dünya markalarımızı yaratmak zorundayız. Bir tane yerel markamız global marka olmayı başardı. Onun gibi birçok markayla ilgili politika geliştireceğiz. Global marka olma yolunda ilerleyen markalarımızı destekleyeceğiz. Teşvik derken aslında biz bunları teşvik edecek bir politika geliştireceğiz. Çünkü yatırımcı bazında markalaşmamız gerekiyor. Yatırımcının markalaşması için turizmcinin ana kaynağı nedir; insan kaynakları. İnsan kaynağımızda da markalaşmamız lazım. Türkiye çok büyük genç nüfusa sahip. Ama maalesef gençler arasında 'Ben turizm okuyacağım, turizm sektörüne gireceğim' diyenlerin sayısı çok az. Bu bizim ayıbımız. Turizm sektörünü çok cazip bir sektör haline getirmeliyiz. Parlak, yeni nesil gençlerin istekli bir şekilde turizme girmesi lazım. Pahalı satılan otellerimizde, benim kendi grubumda da var, mesela 20 binden 50 bin liraya kadar maaş alan aşçılar var.” 

SONRA KİMSE

ŞİKAYET ETMESİN

Tahsislerin 49 yıla uzatılması konusuna da değinen Bakan Ersoy marka tesislerin birçoğunun Orman Bakanlığı ve Hazineden yapılmış  olduğunu belirterek şunları söylüyor…

'2016 krizinden sonra bunlarla ilgili hükümetin geliştirdiği bir proje dahilinde yeni yasa çıktı ve süreleri 49 yıla uzatıyoruz. Sektörden gelen talep doğrultusunda birkaç değişiklik yapıldı. Taksit sayısı bir taksit artırıldı. Bir peşin dört takside getirdik. Yer tespitlerinde mevcut işletme belgesindeki yatak kapasiteleri baz alınacak. Benim sizlere tavsiyem, hızla başvurularınızı yapın. Bu fırsat bir daha ele geçmez. Yeniden değerleme oranları ekim-kasım gibi açıklanıyor. Başvurularınızı yapıp ilk ödemelerinizi yaparsanız mevcut değer üzerinden ödemelerinizi yapıyorsunuz. Süreyi kaçırırsanız yaklaşık yüzde 18'lik değerleme farkı ücretin üzerine binecek, benden söylemesi. Sonradan kimse şikayet etmesin.”

Çok farklı bir isim Bakan Mehmet Ersoy…

İşinin ehli bir bakan, daha baştan mesajını veriyor…

Çünkü siyasetçi değil…

Kapısını çalacak siyasetçi öyle 'Olmayacak duaya amin' diyemeyecek...

Gerçekçi...

Sohbetimizi noktalarken sektörün içinden biri olarak dobra dobra konuşuyor…

BAKANLIKTA ARTIK

DOSYA BEKLEMEYECEK

“Ben turizmcilerin neler çektiğini iyi bilen biriyim. Bu kapılarda çok beklediğim dönemler oldu. Bakanlıkta bekleyen ne kadar dosya varsa, kanunların ve mevzuatın öngördüğü şekilde hızla sonuçlandırılacağız. Yani artık hiçbir dosya oyalanmayacak, çok hızlı sonuçlanacak. Ve bu işi doğru düzgün yapanlar ayakta kalacak yapmayanlar gidecek. Kimse işi için aracı sokmasın. Direkt benim yanıma gelsin. Biz şurada takılıyoruz desin önünü açıyım. Biz bu işin mutfağından geldik. Kimin ne yaptığını kimin ne istediğini çok iyi biliyoruz. Ayrıca bu bakanlık nasıl işliyor onu da iyi biliyoruz. Öyle kimse beni yanıltamaz. Olmayacak işler için kimse bana gelmesin. Ama gerçekten turizm için uğraşan sektör temsilcileri için kapım her zaman açıktır. Bu işe gönül veren girişimciler ve yatırımcıların arkasındayım.”

BAKANLIKTA YABANCILAR

ŞUBESİ KURDUK...

Ve son sözü Bakanlık bünyesinde kurduğu çakalların önünü kesecek olan  ‘yabancılar şubesi ’  oluyor…

Diyor ki;

“Yabancı turizmciler için bakanlık bünyesinde apayrı bir birim kuruyorum. Sektördeki yabancı yatırımcının bakanlıkla işi varsa gelecek direkt yabancılar birimimize başvuracak. O birimde dil bilen, sorun çözen uzman insanlar çalışacak. Dışarıdan iş takibi yapıp rant sağlayanlar artık devre dışı kalacak.”

                                          ***

İşte Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy bunları söylüyor…

İş ehline teslim edilmesinin ne kadar yerinde bir karar olduğunu çok iyi göreceğiz…

Diyorum ki; 

Türk turizminin doktoru ayağına gelmiş…

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'u ziyaretimizde ünlü bir yabancı turizm şirketinin avukatlığını yapan Kaan Şahinalp'de bulunarak turizm konusundaki görüşlerini sunarak sohbete katkı sağladı.Sayın Bakana  yoğun gündemi arasında bizlere zaman ayırıp gösterdiği  yakın ilgi  ve misafirperlik adına teşekkür ediyor başarılar diliyorum.  O.D