BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Türk Telekom'dan müthiş hizmet

Boğaziçi Üniversitesi'nin Türk Telekom'un desteğiyle kurduğu sesli kütüphane, görme engellilerin yüzlerce kitap arasından istediklerini dinlemelerini sağlıyor.

Abone ol

Boğaziçi Üniversitesi'nin Türk Telekom'un desteğiyle kurduğu sesli kütüphane, görme engellilerin yüzlerce kitap arasından istediklerini dinlemelerini sağlıyor.

Radikal gazetesi projeyi, merkezin direktörü Engin Yılmaz'dan dinledi ve haberleştirdi.

Yönetmenliğini Gürkan Kurtkaya nın yaptığı reklam filmi Kiev de çekilmiş. 20 gün süren çekimlerde 18. yüzyılın Rusyası canlandırılmış, hatta Suç ve Ceza daki saman pazarı yeniden inşa edilmiş.

Boğaziçi GETEM'in (Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı) telefonları susmuyor bugün. Türk Telekom'un desteğiyle kurdukları 'Telefon Kütüphanesi' açılalı beş gün olmuş. Merkezin görme engelli direktörü Engin Yılmaz, telefonu açıyor, ekranı kapalı bir bilgisayar karşısında üye olmak isteyen bir kullanıcıdan aldığı bilgileri giriyor: "Adınız? Soyadınız?" Bilgisayarının ekran okuyucusu, hızlı hızlı ekrandaki bilgileri okuyor. Yılmaz, soruyor: "Görme engelli misiniz? Hayır mı? Telif haklarından dolayı yalnızca görme engelliler kullanabiliyor. Evet... Özür dilerim."

Röportaj sırasında görme engelli olmayan ama kütüphaneden yararlanmak isteyen birkaç kişi daha arıyor. Projenin popülaritesinin artmasında, Türk Telekom'un Kiev'de çektiği çarpıcı reklamın da etkisi olduğu şüphesiz. Reklamda, telefondan Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını dinlerken Raskolnikov'u hayal eden bir görme engelli canlandırılıyor.

YEMEK KİTABINDAN FOUCAULT'YA

Aslında GETEM, 2006'dan beri internetten sesli kütüphane hizmetini sunuyor. 11 bin eser var e-kütüphanelerinde, hepsini gönüllü okuyucular seslendirmiş. 2500 görme engelli üye, bu dosyaları internetten indirip bilgisayardan dinleyebiliyor. Yemek kitabından çocuk kitaplarına, Foucault'dan radyo tiyatrolarına her şey var... "Uzak illerden insanlar arıyor, 'Sayenizde hayata bağlandım' diyor. Belki de onları dışarı açan tek şey bu" diyor Yılmaz. "Herkesin kendisine kitap okuyacak biri olmuyor hayatında. Kişi, aslında bir şeyleri bağımsız olarak, tek başına yapabildiğinde müthiş bir güven kazanıyor. Körlüğün doğru imkanlarla kötü bir şey olmadığını o zaman anlıyor, erişebilirliğin ne olduğuyla bu şekilde tanışıyor."

NASIL GÖNÜLLÜ OKUYUCU OLUNUR?
Gönüllü okuyucu olmak için, GETEM'in internet sitesindeki formu doldurduktan sonra beş dakikalık bir deneme kaydı yolluyorsunuz. Sonra, listeden okumak istediğiniz kitabı
seçerek sesinizi kaydediyor, CD ile üç ay içinde GETEM'e ulaştırıyorsunuz. Okuduğunuz kitap, GETEM'in dışında birçok sesli kütüphanenin arşivine de giriyor.

YENİ KİTAPLARI OKUYAMIYORUZ

Türk Telekom'un projesi sayesinde artık internete erişimi olmayanlar da bu kütüphanedeki 236 kitabı telefondan ücretsiz olarak dinleyebiliyor. İstedikleri yerde kaydı durdurabiliyor, geri ve ileri sarabiliyor, bir sonraki aramalarında bıraktıkları yerden devam edebiliyorlar. Yılmaz, "Türkiye'de 400 bin kör var. Sesli kütüphanesi olan derneklerde, kütüphanelerdeyse topu topu 10 bin üye var. Geri kalanı nerede?" diye soruyor. Telefon sistemi, sesli kitapları daha geniş bir kitleye ulaştırmaları için bir fırsat.

ENGELLİLER BUNU TALEP ETMELİ

Yılmaz, sesli kütüphanenin kurulmasının iyi bir başlangıç olduğunu söylese de meselenin 300-500 kitapla bitmeyeceğinin farkında. "Olay, çıkan her kitaba erişebilmek" diyor. "Olması gereken, yayınevlerinin her kitabı görme engelliler için erişilebilir formatını da sunması. Yeni çıkan bir kitabı herkesle aynı anda okumak benim de hakkım. Neden bunun için bir yıl beklemek zorunda olayım ki? Mesela NTV yayınlarının dergilerini, National Geographic'i okuma şansım neden yok? Neden birisinden bana okumasını istemek zorunda kalayım? Bunu sağlamak için engellilerin sokağa çıkması, seslerini duyurmaları lazım."

Birinden yardım istemek zorunda olmamak, Yılmaz'ın sürekli bahsettiği bir konu. "İlk kez 1999'da ekran okuyucu kullanarak kendi başıma günlük gazete okuduğum zamanı hatırlıyorum, Hakkı Devrim'i okumuştum. Müthiş hissetmiştim kendimi" diyor. "Kimseye muhtaç olmadan karşıdan karşıya geçmek, hatta sesli ATM'den para çekmek çok özeldir. İlk kez kendi başına kitap okumak da, işte böyle bir duygu."