BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,71
ALTIN 2.967,32
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Türk öykücülüğünün üstadıydı

Eserleriyle Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Yusuf Atılgan, 2 gün süren sempozyumda tüm yönleriyle ele alındı.

Abone ol

Kadir Has Üniversitesi Amerikan Kültür ve Edebiyatı Bölümü ve Türk Dili Ders Koordinatörlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği Yusuf Atılgan Sempozyumu, eleştirmen-yazar Hasan Bülent Kahraman ve Doğan Hızlan’ın açılış konuşmalarıyla Cibali Kampüsü’nde 18-19 Ekim 2012 tarihlerinde düzenlendi.

BÜYÜK BİR EDEBİ OLAY

Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, sempozyumun açılışındaki konuşmasında Kadir Has Üniversitesi’nde minör edebiyat kapsamında ele alınan yazarların irdelenmesinden memnuniyet duyduğunu ve ilk kez bir sempozyumda yazar Atılgan’ın eserlerinin derli toplu ele alınmasının mutluluk verici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kahraman, “1960 sonrasında kendini göstermeye başlayan, devrimci-gerçekçi edebiyat ürünleri ortadayken 1973’te hayatımıza birden bire ‘Anayurt Oteli’ diye bir roman girdi ve büyük bir edebi olay oldu. Atılgan bu nedenle benim için çok önemli ve üstünde zaman zaman düşündüğüm bir yazar” diye konuştu.

"ÇOK ETKİLENMİŞTİM"

Eleştirmen-yazar Doğan Hızlan ise sempozyumdaki açılış konuşmasında, Yazar Atılgan’la tanışmalarını şöyle anlattı:

“Atılgan’la ilk olarak Laleli’de bir edebiyat toplantısında tanışmıştım. Beni kitap ithafları ve alıntıları çok ilgilendirir. Birden bire Aylak Adam’da Baki’nin şiirini görünce çok etkilenmiştim. Aylak Adam’ı yazarken James Joyce’u, Yakup Kadri’yi, Sodom ve Gomore’yi okuduğunu hatırlıyorum” 1950 kuşağında ya modern ya da geleneksel çizgide bir edebiyatın olduğunu söyleyen Doğan Hızlan, yazarın bunu çözdüğünü ve Bâki, Yakup Kadri ve James Joyce isimlerini kendi edebiyatında birleştiren bir yazar olduğunu söyledi.

ATILGAN HER YÖNÜYLE TANITILDI

Yusuf Atılgan’ın eserleri iki gün süren sempozyumda karşılaştırmalı okumalar, varoluşçuluk, flaneur edebiyatı, modernleşme, psikanaliz, toplumsal cinsiyet, kent-taşra ikiliği, edebiyat-sinema ilişkisi, toplumsal cinsiyet, minör edebiyat ve siyaset-edebiyat ilişkisi gibi birçok bağlamda tartışıldı. Toplam 18 konuşmacının sunum yapacağı sempozyumun kapanış konuşmasını ise Yusuf Atılgan’ın eşi Serpil Atılgan ve oğlu Mehmet Atılgan yaptı.