BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

Türk ordusu Peygamber ocağı değildir!

28 Şubat sürecinde TSK içindeki cuntayı ifşa ettiği için hapse atılan eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel, 28 Şubat'ın klasik darbeden hiçbir farkının olmadığını söyledi.

Abone ol

'Postmodern' nitelendirmesiyle darbenin gizlenmeye çalışıldığına dikkat çeken Güzel, "Darbede ne görülür? Tank mı? Sincan'da yürüdü işte. Ardından da nasıl yürüttüklerini, çok satan gazetelerin manşetlerinde hiç utanmadan itiraf ettiler. 28 Şubat'ın bildiğimiz darbeden fazla farkı yoktur. Tank, top, zorlama hepsi vardı. Cunta vardı." dedi.

Zaman'a konuşan Güzel'e göre, '27 Mayıs'ta Milli Birlik Komitesi neyse, 28 Şubat'taki Batı Çalışma Grubu da o' idi.

Türkiye, 15 yıl aradan sonra 28 Şubat darbesiyle yüzleşiyor. Darbe soruşturması kapsamında o dönemin önemli isimleri yargı karşısına çıkarken yaşanan mağduriyetler de yeniden gündeme geldi. 28 Şubat sürecinde en büyük mağduriyet yaşayan isimlerden biri de eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel. Darbeye karşı büyük bir mücadele veren Güzel, TSK içinde 'Erenler Grubu' olarak örgütlenen cuntacıları ifşa etti. Bu gelişmenin ardından Kayseri'de yaptığı bir konuşma bahane edilerek Çevik Bir'in talimatıyla yargılanıp cezaevine konuldu. 28 Şubat sürecini ve yaşadıklarını Zaman'a anlatan Güzel, 28 Şubat'a 'darbe değildir' diyenlerin amacının sorumluların yargılanmasını önlemek olduğunun altını çizdi.

"Demeye getiriyorlar ki darbe değildir, dolayısıyla yargılanmasına da gerek yoktur." diyen Güzel, cuntanın en temel amacının Kur'an kursları ve imam hatipleri kapatarak din eğitimini çökertmek, dindarlara darbe vurmak olduğunu aktardı. Güzel, açılan soruşturmayı ise şöyle değerlendirdi:

"Millet bu yargılamaları 15 değil, 50 senedir bekliyor. Türkiye, 1960 darbesiyle militarist bir vesayet dönemine girmişti. 28 Şubat bunun kalleşçe uzantısıdır. 27 Mayıs, Başbakan Menderes'in ve iki bakanının kalleşçe şehit edilmiş olması nedeniyle milleti daha çok üzmüştür. Ancak Türkiye'nin en fazla tesirli olanı, en kalleşçe yapılanı ve millete en fazla zarar veren 28 Şubat olmuştur."

SİYASİ İKTİDAR 28 ŞUBAT'TA GEREĞİNİ YAPMADI

28 Şubat sürecinde siyasi iktidarın tamamen farklı bir davranış içerisine girebileceğini ancak bunun yapılmadığını söyleyen Hasan Celal Güzel,

"Sayın Erbakan çok sevdiğimiz, çok imanlı bir insandı. Ancak 28 Şubat konusunda gereğini yapamamıştır. Rahmetli Hoca, devleti yakından tanımayan, hayalperest denecek kadar da iyimserdi." dedi. Dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in de darbeye direnemediğini kaydeden Güzel, "Gidip gizli gizli kendi koalisyon ortağını şikâyet etmiş, biz bunlar gibi dinci değiliz diye propaganda yapmıştır." diye konuştu.

Kendisinin dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a teklif götürdüğünü, demokrasiyi benimseyen partilerle, sivil toplumla birlikte bir oluşum başlatmayı teklif ettiğini kaydeden Güzel, "Hoca'ya hep beraber olalım. Gücümüz neye yetiyorsa... Ortaya çıkalım. Türk bayraklarıyla darbecilere karşı mücadele edelim, dedim. Israr ettim. Erbakan Hoca hiç sesini çıkartmadan başını eğerek dinledi. Hiç cevap vermedi. Ve gördüm ki Erbakan Hoca çoktan teslim olmuş, yapılacak bir şey de kalmamış." ifadelerini kullandı.

Hasan Celal Güzel, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de tepkili. "Süleyman Demirel isteseydi Türkiye'de darbe olmazdı." diyen Güzel, eleştirilerini şöyle sıraladı:

"Hem 28 Şubat'ı sen tertip ediyorsun hem de kalkıp diyorsun ki darbe olacaktı ben önledim. Senin sorumlu tutulman, mevzuat müsaitse de yargılanman gerekir. Liderliğini gizli olarak sen yaptın, darbeci askerleri sen teşvik ettin. Hiç sıkılmadan Parlamento'nun içine elini sokup partiler kurdurup partiler dağıttın. Sonra da kalkıp 28 Şubat darbe değildir, diyorsun. Sana kim inanır?

ERENLER GRUBU DARBE YAPMAK İSTEDİ

Erenler Grubu, mezhepçi yapılanmanın devamıdır. 2003'te kurulmuştur. Zaten açık açık biliyoruz ki 28 Şubat'ın devamı, AK Parti iktidara gelince 2003'ün başından itibaren devam eden dalgalarla darbe teşebbüsleri olarak sürmüştür. Bunlardan bir tanesi de Erenler Grubu'nun çalışmalarıdır. Bu grubun içerisinde başta Çetin Doğan olmak üzere Balyoz'a katılan ve 28 Şubat'taki birçok kimse dahildir. Bunun için 2003 yılından itibaren meydana gelen teşebbüsler, hep 28 Şubat'ın devamı niteliğindedir. 28 Şubat'ı yapan ana grup da bu 'Erenler Grubu'dur. Ben o zaman grubu orgeneralinden astsubayına kadar açıkladım. Bu grubun başındaki kişi de Doğu Aktulga'dır. Çetin Doğan ve Balyoz'da tutuklanan çok sayıda kişinin bir türlü hızını alamayışlarını ve darbeciliğe devam etmek istemelerinin sebebi, fiili darbe yapmak isteğidir. 28 Şubat'ı yeterli görmemeleridir.

BÇG MİLYONLARI FİŞLEDİ

Bazıları demeye getiriyorlar ki sıcak bir darbe olacaktı. Biz engelledik. Aslında darbe olmuştu. Olmuş bitmişti zaten. Ama daha kötü ve daha sıcak hareketler de bekleniyordu. Bunun için de Türkiye çapında sayıları milyonları bulan fişlemelere girişilmişti. Gerçekten haziran ayı itibarıyla diğer bir iddiaya göre de sonbaharda daha sıcak ve kurbanı daha fazla olan, hatta insanların asılıp kesildiği bir darbe yapılması ihtimali de vardı. Batı Çalışma Grubu'nun, darbeci cuntanın hedeflerinden biri de buydu. Ancak kendi içlerinde tam bir birlik olamadılar. İkincisi ABD bu tip bir sıcak müdahaleye sıcak bakmadı. Üçüncü unsur olarak da bizlerin mücadelesi de etkili olmaya başladı. Daha sıcak bir darbe gerçekleşmedi.

TÜRK ORDUSU PEYGAMBER OCAĞI DEĞİLDİR

Biz elbette Türk ordusuna Peygamber ocağı olarak bakar, sahip çıkarız. Ben milliyetperver, milli hisleri olan bir insanım. Körü körüne ordu düşmanlığı asla yapmadım. Ama milletin alın teriyle alınan paralarla aldığı silahları, halkın üzerine çevirirseniz artık siz bir Türk generali değil, bir haydutsunuz. Legal değilsiniz, illegalsiniz. Onun için bu kişiler elbette bir suçludurlar. Birer suçlu gibi takip edilip soruşturulup yargılanmalıdırlar.