Cihan Haber Ajansı çalışanlarının katıldığı toplantıda konuşan Ayşenur Arslan, Avrupa Birliği sürecinin Türk medyasına sendikalaşmayı getireceğini savundu.
Abone olMedya eleştirileri yazıları ile mesleğine farklı bir açıdan yaklaşan Vatan Gazetesi Yayın Koordinatörü ve Haftalık Dergisi yazarı Ayşenur Arslan, Cihan Haber Ajansı çalışanlarının katıldığı sohbet toplantısında konuştu. Günümüz haber anlayışında büyük değişikler yaşandığını anlatan Arslan, okuyucunun rutin haberden daha çok içinde insan unsuru bulunan haberlere ilgi gösterdiğini, Dünya ve Türk medyasının da bu yeni anlayışa göre kendisini yenilemesini gerektiğine dikkat çekti. Arslan, Cihan Haber Dergisi’nde yar alan sözlerinde, haberin bazı televizyon kanallarında üvey evlat muamelesini gördüğünü, bazı televizyonların da siyası bir güç haline geldiğini savundu. Kadın olmanın meslekte değil hayatın içerisinde bazı dezavantajları olduğunu ifade eden Arslan, meslek hayatında hiçbir zaman cinsiyet kimliğinin arkasına sığınmadığını, gerektiğinde erkeklerden daha fazla çalıştığını belirtti. Gazeteciler tarihin müsveddesini tutuyor Ben gazeteciliği hep tarihin müsveddesini tutma olarak düşündüm. Daha sonra tarihçiler bu müsveddeyi temize çekiyor. Bu nedenle yaptığım işin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugünden yakın geleceğe ve uzak geleceğe ne verebiliriz yaşadıklarımızdan, bunu düşünüyorum. Gazeteci Yazar William Sharer, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da BBC için çalışan bir muhabirdir. Ajansına sürekli haber geçmektedir. Bu haberler o sırada hiç önemsenmemiş. Sharer’in İkinci Dünya Savaşı başlamadan önce geçtiği haberlere yıllar sonra bakıldığında adeta savaşın ayak seslerini duyabiliyorsunuz. Sharer’in yazdığı haberlerden büyük bir savaşın çıkacağını anlayabiliyorsunuz. Gazetecilik böyle bir şey. Bugün gazetecilik daha önemli hale geldi. İçinde yaşadığımız yıllar çok önemli. Irak’ta sıcak, Ukrayna’da soğuk savaş var. ABD, Dünya’yı ele geçirmek için yeni cepheler açıyor, Rusya Çeçenistan’da değişik şeyler yapıyor. Dünyanın Hitler ve Mussolini gibi liderlerden eksiği yok. Bush gibi Putin gibi insanlar onları aratmıyor. Dolayısıyla bugün gazetecilerin yaptığı işler daha bir değer kazanıyor. William Sharer’in İkinci Dünya Savaşı öncesinde yaptığını bugünkü gazeteciler yapıyor. AB, Türk medyasına sendikalaşmayı getirecek Daha önce çalıştığı işyerinden tazminatını alamamış biri olarak Avrupa Birliği’nin Türk medyasına sendikalaşmayı getireceğine inanıyorum. Bu medya emekçisinin mağduriyetine son verecektir. Eğer 30 yıl gazetecilik yapan birisi çalıştığı işyerinden icraya vermesine rağmen tazminatını alamıyorsa, basında çalışan emektarlar açısından AB sürecinin faydalı olacağına inanıyorum. Bazı televizyonlar siyasi güç haline geldi Yabancı sermayeyle birlikte reklam pastası da büyüdü. Ancak ne kadar büyürse büyüsün bu televizyonlara yetmiyor. Türkiye’de çok fazla tv kanalı var. Televizyon programları çok pahalı, çok masraf gerektiriyor. Bir çok televizyon bu rekabete dayanamayacak. Türkiye’deki kanal sayısının batıdaki gibi 4’e 5’e düşmesi lazım. Ancak bu olmuyor. Hala çok sayıda kanal yayınına devam ediyor. Hala bazı kanallar nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde yayınına devam ediyor. Bu nasıl oluyor? Birileri sübvanse ediyor. Tv güç veriyor, siyasi bir güç. O nedenle zorda olsa tv sahipleri onu yaşatmaya devam ediyor. Siyaset Meydanı programına katılan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın program esnasında kuru pasta yiyen hali ekranlara yansımıştı. Programdan sonra üst yönetim bizden bu sahnenin hızlandırılmış bir şekilde defalarca ekrana getirilmesini istedi. Maksatları Yılmaz’ı komik duruma düşürmekti. Çok zor durumda kalmıştık. Ne yapacağımızı şaşırmıştık. Uzun uğraşlar sonunda yönetimi bu girişiminden vazgeçirmeyi başardık. Haber bazı kanallarda üvey evlat muamelesi görüyor Televizyonların geçim kaynağı reklamlar. Dolayısıyla daha çok reklam almak zorundalar. Ancak haber buna uygun değil. Hem çok para harcamanız gerekiyor, hem de içine reklam alamıyorsunuz. 45-60 dakika reklamsız yayın patronun sinirine dokunuyor. Dizi olsa 20 dakikada bir reklam verecek. O nedenle haber saatlerini kısaltıyorlar. Bazı kanallarda haberlerin magazinleşmesine yol açıyor. Hiç unutmam Gülgün Feyman bir maymun ile röportaj yapmak zorunda kalmıştı. O zaman çekilen ve başrolünde bir maymunun oynadığı dizi haber yapılmıştı. Gülgün Feyman’da Charli isimli o maymunla röportaj yapmak zorunda kalmıştı. Bir gazeteci olarak o gün hem çok üzülmüş hem de Feyman’a acımıştık. Aynı şekilde Ali Kırca da henüz konuşmasını bilmeyen bir bebeği annesi ile birlikte canlı yayında ekranlara çıkarmıştı. Konuşamıyor, anlayamıyor, cevap veremiyor. Siz onunla konuşup ondan cevap bekliyorsunuz. Habercilik adına garip bir durum. Meslekte, cinsiyet kimliğimin arkasına sığınmadım Kadın olmanın meslekte değil hayatın içerisinde bazı dezavantajları var. Meslek hayatımda hiçbir zaman cinsiyet kimliğimin arkasına sığınmadım. Yeri geldi erkeklerden daha fazla çalıştım. Gazeteciliği alaylı gördüğüm için mektebini okumadım İtalyan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Fakat, gazetecilik mesleğine başladığım ilk günden itibaren aklımı ve şuurumu kaybettim. Bir aşkla severek başladım bu mesleğe. Haftalık dergide, Ulusal TV’lerde yani gazetecilikle ilgili her alanda şuurumu kaybedercesine severek çalıştım. İletişim fakültelerinde okuyan öğrenciler daha mezun olmadan spiker olmanın, yönetmen olmanın, köşe sahibi olmanın hayalini kuruyorlar. Böyle bir şey olmaz. Ben otuz yıl sonra köşe sahibi oldum. Hiçbir zaman da köşe sahibi olmayı istemedim. Kaynak: CİHAN HABER DERGİSİ