Türkiye'nin AB'ye üye olmasına şiddetle karşı çıkan eski Fransa Cumhurbaşkanı d'Estaing, Türkiye 'nin AB'ye katılımının gelecekteki olaylara bağlı olduğunu belirtti.
Abone olEski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing, Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkilerini en iyi ve en üst düzeyde tutması gerektiğini, ancak Türkiye'nin AB'ye katılımının gelecekteki olaylara bağlı olarak şekilleneceğini söyledi. İspanyol Ramon Areces Vakfı tarafından bugün Madrid'de düzenlenen "Avrupa Anayasası, şimdi ne olacak?" başlıklı konferansa katılan D'Estaing, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği hususunda görüşünün karşı yönde olduğunu belirtti. D'Estaing, "Sizce Türkiye'ye 'evet' diyen hükümet başkanları bunda samimi miydiler?" şeklindeki bir soruya, "Bazı siyasetçilerin görüşlerini analiz edemem. Ama bazı gerçekler var. Türkiye Avrupa kıtasında değil. Saygı gösterilmesi gereken çok güçlü kültürel bir kimliği var. Çok büyük bir nüfusa sahip. AB üyesi olduğunda, Avrupa Parlamentosu'nda İspanya'nın 2 katı Türk parlamenter olacak. Bunları kabul etmeye hazır mıyız? Bunu sormak gerekir" yanıtını verdi. Türkiye'ye "evet" diyen bir AB'nin Rusya'yı da alması gerektiğini öne süren D'Estaing, "Ancak siyasi ve ekonomik açıdan kalkınmasından sonra Türkiye hakkında uygun bir çözüm yolu bulunması gerektiğini" savundu. ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğinde "ısrarcı" olmasını da eleştiren d'Estaing, "O halde niye ABD, Meksika'yı kendi içine almıyor?" diye konuştu. Bu arada, konferansın ana teması Avrupa Anayasası olsa da zaman zaman gelen sorularla Türkiye konusunda görüş bildirildi. Sosyalist Parti milletvekili Diego Lopez Garrido, Türkiye'nin AB'ye katılımı konusundaki tartışmaların çok yetersiz olduğunu söyleyerek, bunun çok karışık bir konu olduğunu, konunun yeterince tartışılmadığını ifade etti. Garrido, "Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan çok büyük bir ülke. Ama Avrupa kendisine bariyer koyarak, 'buradan kimse geçemez' diyemez. Avrupa, dışarıdaki mevcut birçok sorununu Türkiye'nin yardımıyla çözebilir. Türkiye elbette ki tam üye olarak Birlik içinde yer alacaktır. Ama tüm kriterleri tam olarak yerine getirmeli" dedi. CEU San Pablo Üniversitesi Avrupa Araştırma Enstitüsü Başkanı Marcelino Oreja da Avrupa Birliği'nde hiçbir coğrafi limit olmadığını, 1942'den buyana AB'nin imzaladığı hiçbir anlaşmada coğrafi sınıra bir limit konmadığını söyledi.