50 yaşına kadar olan dönemde erkek nüfusu fazlayken, 50 yaşından sonra bu üstünlük kadınlara geçiyor.
Abone olTürkiye'de kadın nüfusunun erkeklerden daha fazla olduğu ortaya çıktı. 50 yaşına kadar olan dönemde erkek nüfusu fazlayken, 50 yaşından sonra bu üstünlüğü kadınların ele geçirdiği bildirildi. Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan istatistiklere göre Türkiye nüfusu 70 milyon 781 bin 568 kişiden oluşuyor. Bu nüfusun 35 milyon 511 bini 397'sini kadınlar, 35 milyon 270 bin 171'ini de erkekler teşkil ediyor. Genel nüfus içinde kadınların oranı 241 bin 226 kişilik bir fazlalık oluşturuyor. Yapılan istatistik çalışmalarında, bu oranın özellikle, 50 yaş sınırından sonra kadınların lehine değiştiğini gösteriyor. Buna göre, 1-49 Yaş arası istatistiklerde, erkek nüfusu 29 milyon 326 bin 169, kadın nüfusu ise 28 milyon 251 bin 158 olarak görülüyor. 50 ile 90 yaş üzerisi erkek nüfusu 5 milyon 943 bin 702 iken, kadın nüfusu 7 milyon 260 bin 239 olduğu kaydedildi. 50 yaşından sonra 1 milyon 316 bin 537 kişilik bir rakamla kadınların erkek nüfusunun önüne geçtiği belirlendi. Bunun genel nüfusu da etkileyip, kadın nüfusunun erkeklerden daha fazla olmasına yol açtığı belirtildi. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, 50 yaşına kadar erkek nüfusu daha fazla iken, 50 yaşından sonra kadın nüfusunun daha fazla olması, kadınların erkeklerden daha uzun yaşadığını ortaya çıkardı. ERKEĞİN ENERJİSİ TÜKENİYOR Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Öğretim Görevlisi Sosyolog Prof. Dr. Hikmet Yıldırım Celkan, kadın nüfusunun 50 yaşından sonra erkeklerden daha fazla olmasının sebebini, erkeklerin kadınlardan daha zor hayat şartlarıyla mücadele etmesine bağladı. Kadınların, tıbben erkeklerden daha uzun yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Celkan, olayın sosyal boyutunun ise yaşam süresini etkilediğini belirterek, "Erkek belli bir yaşa kadar daha güçlüdür. Erkekler, kadınlara göre daha zor hayat ve iş şartlarına sahiptir. İş şartlarının ağır olması, elverişsiz iş ortamları, sürekli bir çatışmanın içinde bulunmak, aile reisi olma kimliğinin verdiği sorumluluk, erkeklerde ileride ciddi psikolojik sorunların çıkmasına neden oluyor. İş ve ekonomik hayat erkekleri daha çok yıpratıyor" dedi. Erkeklerin, 50 yaşından sonra enerjisinin tükenmeye başladığını ifade eden Celkan şöyle devam etti: "Erkekler, hayatın her döneminde sürekli bir mücadele içindedir. Genetik özelliğinden dolayı siyasi, ekonomik, ailevi ve kültürel bir mücadele içinde yer alan erkekler, dinamik ve güçlü dönemini 50'li yaşlara geldiğinde geride bırakıyor. 50 Yaşından sonra enerjisi tükeniyor. Kadınlar, erkeklere göre daha rahat şartlara sahip olduğu için, o az dayanaklılık genetik yapısı, erkeklerden daha fazla yaşamasına neden oluyor. Fakirlik, elverişsiz ortam, imkansızlıklar, yetersizlik ve beslenme alışkanlıkları da yaşam süresini olumlu veya olumsuz etkiliyor". EMEKLİLİK SENDROMU Celkan, erkeklerin emeklilik sendromuna da dikkat çekerek, "50 yaşına kadar sürekli bir mücadelenin içinde yer alan erkekler, 50'li yaşlara geldiğinde iş hayatından yavaş yavaş çekilmeye başlıyor. Özellikle iş hayatından uzaklaşan ve emekli olan erkekler, ruhsal çöküntüye giriyor. Kendilerini artık işe yaramaz biri gibi görmeye başlıyorlar.Her şeye alınganlık göstermeye, içine kapanmaya, bezginlik ve ölüm duygusu gibi ruhsal problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu ruhsal faktörler erkeklerin ömrünü kısaltırken, kadınların daha uzun yaşamasını sağlıyor" diyerek sözlerine noktaladı.