BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,29
ALTIN 2.917,27
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI

Türk-İşten istihdama çözüm

Türk-İş, kayıt dışı istihdamın önlenmesi için hükümetle bir dizi öneride bulundu.

Abone ol

Türk-İş, kayıt dışı istihdamın önlenmesi için hükümetle sosyal tarafların katılacağı bir ''ulusal komite'' oluşturulmasını ve bu komitenin 3 yıllık ''mücadele süresi'' sonunda kayıt dışının yüzde 5-10 oranına indirilmesi için bazı tedbirler almasını önerdi.

Türk-İş'in alınacak tedbirlere ilişkin önerileri arasında, kayıt dışı istihdamın önlenmesi için resmi denetim elemanlarının yanında ''gönüllü müfettişlerin'' de görev yapması, kendi başvurusuyla kayıt altına giren işyerlerinin cezalandırılmaması ve bu işyerlerinin bazı muafiyet ve istisnalardan yararlanması da bulunuyor.

Türk-İş tarafından hazırlanan ''Kayıt dışı İstihdamla Mücadele İçin Ulusal Eylem Planı İhtiyacı'' adlı rapor, konfederasyonun Başkanlar Kurulunda değerlendirildi. Gelecek günlerde Başbakanlığa da iletilecek raporda, Türk-İş, Türkiye'nin önemli bir sorunu olan kayıt dışı istihdamla mücadele
konusunda bir öneri getirdi.

Öneriye göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Maliye ve İçişleri bakanlıkları, Hazine ve DPT müsteşarlıkları, SSK, sosyal taraflar (Türk-İş, TİSK vb), ilgili kuruluşlar (TOBB, TESK, TZOB, TÜRMOB, Türkiye Müteahhitler Birliği vb) ve ILO temsilcilerinin katılımıyla bir ''ulusal komite'' oluşturulacak.
Komite, yabancı kaçak işçiler dahil olmak üzere, kayıt dışı istihdamı 3 yıl sonunda kabul edilebilir bir seviyeye, yani yüzde 5-10 oranına indirmeyi hedefleyecek. Bu üç yıllık süre, ''mücadele süresi'' olarak tanımlanacak.
Kayıt dışı istihdamla mücadele, üç ilkeye dayanacak. Bunlar, siyasi kararlılık, işçi ve işveren sendikaları başta olmak üzere, sosyal bileşenlerle işbirliği ve tam istihdamı amaç edinerek, buna uygun politikalar üretilmesi olacak.

Mücadele süresince denetim birim ve elemanları, kayıt dışı işyeri ve işletmeleri belirlemeye ve kayıt altına almaya yönelecek. Tüm denetim birim ve elemanlarının bir merkez tarafından yönetileceği bu süreçte, resmi denetim elemanları yanında, trafik denetimlerinde olduğu gibi gönüllü müfettişler de görev yapacak.

-KENDİ İSTEĞİYLE KAYIT ALTINA GİRENLERE CEZA YOK-
Mücadele süresi içinde kendi başvurusuyla kayıt altına giren işyeri veya işletmeler, 3 yıl süreyle gözetim altında tutulacak. Bu işletmeler, belirlenen süre içinde yanıltıcı veya kayıt dışı bir eylemde bulunmamak koşuluyla, kayıt altına girdikleri tarihten önceki eylemleri nedeniyle cezalandırılmayacak, belirlenecek bazı muafiyet ve istisnalardan ise yararlanacak.

Kayıt altına alma oranına ve kayıtlı istihdam artışına paralel olarak, yeni prim gelirleri de dikkate alınarak, vergi ve sosyal güvenlik prim oranlarında indirime gidilecek. Ancak bu indirimlerden yalnızca çalışanların örgütlü bulunduğu ve toplu iş sözleşmesi olan işyeri ve işletmeler yararlanabilecek.
Sendikalar Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle, işsizlerin ve işçi emeklilerinin sendika üyesi olabilmeleri sağlanacak. Mücadele süresince sendika üyeliği zorunlu olacak ve sendika üyesi olmayanlar işe giremeyecek. Mücadele süresi içinde öğrenciler dışında kalan nüfus, herhangi bir örgüte kayıtlı olacak.

Sendikalar, mücadele süresi içinde kayıt altına kendi başvurusu ile giren işyeri ve işletmelerde verimliliğin ve karlılığın sağlanması için özverili bir destek verecek. Bu esaslar içerisinde kayıt dışı istihdamla mücadele için oluşturulacak ''ulusal komite'', süratle ''ulusal eylem planını'' hazırlayacak.

-KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN MALİYETİ-
Türk-İş'in raporunda, asgari ücret temel alınarak, kayıt dışı istihdamın, ülke ekonomisine maliyetine de yer verildi. Rapora göre, kayıt dışı çalışan yaklaşık 5 milyon 700 bin kişinin brüt 531 YTL tutarındaki asgari ücret üzerinden kayıtlı duruma getirilmesi durumunda, devletin yıllık 18 milyar YTL kazancı olacağı belirtildi.

Kayıt dışı istihdamın kurallara uygun davrananlar aleyhine haksız rekabete yol açtığı belirtilen raporda, işsizlerin, işsizliğin yaygınlaştığı durumlarda kayıtlı ekonomide bulamadığı istihdam imkanlarını artırmak, işverenlerin de maliyetlerini düşürmek, üretim ve istihdam açısından esnek davranabilmek için kayıt dışına yöneldiği belirtildi.

Toplumun kültür yapısı, ahlak değerleri, eğitim düzeyi, göç, hukuk ve adalet sisteminin ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte olmaması, teknolojik gelişme ve siyasi bazı nedenlerin de kayıt dışına yol açtığı anlatılan raporda, ''Sosyal güvenlik sisteminin etkin çalışmayışı, sisteme kayıtlı olmakla olmamak arasında fayda-maliyet kıyaslamasına yol açmakta ve tercihi belirlemektedir'' denildi.

Kayıt dışı istihdamın, her şeyden önce sosyal güvenlik sisteminin etkinliğini bozduğu belirtilen raporda, yeterli primlerin toplanamamasının, sosyal güvenlik kurumlarını sıkıntıya soktuğu, bu kurumların da beklenen hizmeti yerine getiremediği anlatıldı.