Türk-İş işçilerin gelir vergisi oranlarının düşürülmesini istedi
TÜRK-İş Konfederasyonu işçilerin gelir vergisi dilimlerinden kaynaklanan ciddi gelir kayıplarına dikkati çekerek çalışanlara yönelik vergi adaletinin sağlanması için gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılmasını talep etti.
Abone olİşçilerin gelir vergisi oranlarının yüksekliğini gündeme getiren TÜRK-İş Konfederasyonu bu konuda yeni bir girişimde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Vergi Konseyi Başkanlığına gönderilen yazıyla çalışanların gelir vergisi oranlarının yüksekliği nedeniyle yaşanan gelir kayıplarına dikkati çekti.
Gelir vergisi mükelleflerinin büyük bölümünü ücret geliri elde edenlerin oluşturduğunun vurgulandığı yazıda ücretli çalışanların hem doğrudan gelir ve kazanç hem de dolaylı olarak mal ve hizmet alımı üzerinden ağır vergi yüküyle karşı karşıya olduğu ifade edildi.
"Yılbaşında alınan ücret yıl sonunda düşüyor"
Türk-İş'in yazısında vergi konusunda ücretliler aleyhine var olan adaletsiz yapının değiştirilmesinin çalışanların en büyük beklentisi olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
"Üye sendikalarımızın örgütlü olduğu iş yerlerinde çalışan işçilerin şikayet ettiği konuların başında ücretlerinden yapılan kesintiler geliyor. Ücret geliri vergilendirilen işçilerin yılın belirli bir ayından itibaren vergi dilimi değişmekte ve ücretleri daha yüksek vergi oranından vergilendirilmekte. İşçilerin yılbaşında ellerine geçen net ücret seviyesi yılın ilerleyen aylarında düşüyor. Çoğu zaman yılın ikinci yarısı için belirlenen ücret zam oranı gelir vergisi artışını bile karşılamaktan uzak kalıyor. Bu durum işçinin eline geçen net ücret tutarını azaltıyor ve geçim sıkıntı yaşamasına yol açıyor. Toplu iş sözleşmesi müzakerelerini çıkmaza sokan hususlardan birisi de çoğu zaman vergideki bu adil olmayan düzenlemelerdir."
"Ücreti 4 bin lira olan işçi 1479 lira kayba uğruyor"
Net ücreti 4 bin lira olan bir işçinin haziranda yüzde 20'lik, aralıkta ise yüzde 27'lik vergi dilimlerine girdiğini anımsatıldığı yazıda şu bilgilere yer verildi:
"Yılın ilk beş ayında net 4 bin lira ücret geliri elde eden işçinin ücreti mayısta net 3 bin 868 liraya; temmuz, ağustos, eylül, ekim ve kasım aylarında net 3 bin 778 liraya; aralıkta ise 3 bin 761 liraya düşüyor. Bu nedenle işçi yılın toplamı itibarıyla yüzde 20'lik ve yüzde 27'lik vergi dilimlerine dahil olduğu için net 1479 lira gelir kaybına uğruyor. Söz konusu gelir kaybı daha yüksek ücret alan çalışanlar için geçerli olduğu gibi asgari ücret alan evli ve çocuklu çalışanlar için de geçerli."
"Gelir Vergisi'nde ücretliler lehine ayrım yapılmalı"
Yazıda gelir seviyesi yüksek olan ile düşük olan bireylerin vergi dilimleri nedeniyle yaşadıkları maddi kayıpların yaşamlarına etkisinin farklı olduğuna dikkat çekilerek şu talepler sıralandı:
"Düşük gelirlilerin vergi dilimlerinden kaynaklanan kayıpları bu bireylerin başta temel ve zorunlu harcama kalemleri olmak üzere asgari yaşam standartlarına doğrudan etkiliyor. Gelir Vergisi'nde ücretliler lehine bir ayrım yapılması bu bakımdan olumlu sonuç verecektir. Vergi, kamu yükümlülüklerini vatandaşlar arasında eşit, adil, hakkaniyete uygun biçimde dağıttığı ölçüde demokratiktir. Sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak devlet vergi adaletinin gerçekleştirilmesi yoluyla sosyal adaleti, sosyal yararı sağlamak, ekonomik ve sosyal dengeyi oluşturmakla görevlidir. Bu nedenle işçilerin ücret gelirleri yönünden mevzuatımızda öngörülen vergi yükümlülüklerinin azaltılması, işçilerin ücret gelirleri vergi oranının indirilmesi ve belirli bir orana sabitlenerek uygulanması uygun olacaktır. İşçilerin uğradıkları gelir kayıplarının önüne geçilmesi ve vergi adaletinin sağlanması için gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılmasını istiyoruz."