Türkiye'nin AB nabzını A&G Araştırma Şirketi tuttu. Daha müzakereler başlamadan AB'ye olan güven zayıfladı. Her geçen yıl üye olmak isteyenlerin sayısında azalış var.
Abone olA&G Araştırma, halkın nabzını tuttu. Araştırmaya göre, Türkiye'nin AB'ye mutlaka üye olması gerektiğini düşünenlerin oranı son 1 yılda yüzde 10 düştü. Ancak üyeliği isteyenler hâlâ çoğunlukta. Avrupa Birliği (AB) ile müzakere için Brüksel'den gelecek haberlere kilitlenen Türkiye'de kamuoyu, tavrını bir kez daha üyelikten yana koydu. Yaşanan son olumsuz gelişmelerin ardından Avrupa'ya inancında azalış gözlenen Türk halkında ağırlıklı eğilim, yine de AB'ye üyelikten yana. Türkiye'nin AB nabzını A&G Araştırma Şirketi tuttu. Araştırmada, "Türkiye'nin AB'ye mutlaka üye olması gerektiğini" düşünenlerin oranında son bir yılda yüzde 10 civarında düşüş yaşandığı, buna rağmen 2002'den bu yana halkın yarısından fazlasının AB üyeliğini istediği belirlendi. Cinsiyet ve yaşa göre Araştırmanın önemli sonuçlarından birisini, "Türkiye, AB'ye mutlaka girmelidir" diyenlerin oranı oluşturdu. Buna göre, geçen yıl AB'ye mutlaka üye olunması gerektiğini düşünenler yüzde 67.5'ken, bu yıl oran yüzde 57.4'e düştü. AB üyesi olunması gerektiğini düşünenlerin 2002'deki oranı ise 56.5'ti. Bu sonuç, AB'ye üyeliği bekleyenlerin oranının hiçbir zaman yüzde 50'nin altına düşmediğini gösteriyor. "Türkiye'nin AB'ye girmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Girsek de olur, girmesek de" diyenlerin oranı yüzde 18.2 olurken, "Kesinlikle girmemeliyiz" diyenler geçen yıla oranla yüzde 2 artarak 10.3'e ulaştı. Araştırmada, erkeklerin daha yüksek oranda "Türkiye'nin AB'ye mutlaka girmesi gerektiğini" düşündüğü, "Girsek de olur, girmesek de" yanıtının kadınlarda genel ortalamanın üzerinde olduğu saptandı. Bu soruda fikir belirtmeyen yüzde 14.1'lik kesimin çoğunluğunu da kadınlar oluşturdu. Gençler, AB'ye mutlaka girilmesinden yana tavır koyarken, yaş yükselmesiyle "AB'ye üyeliğin şart olduğu" görüşü genel ortalamanın altına düştü. Eğitim düzeyi ise, AB üyeliğine olumlu bakışla paralel rol oynadı. Eğitim düzeyi arttıkça, "AB üyeliğinin şart olduğunu" söyleyenlerin oranı arttı. Partiler ve seçmenler Kırsal alanda yaşayanların genelde "AB üyeliğine girip, girilmemesi" konusunda yanıt veremediği gözlenirken, AKP, CHP ve DEHAP seçmeninin "mutlaka üye olunması gerektiğini" söylemesi dikkat çekti. Üyeliğe karşı çıkanlar genelde MHP'li seçmenler arasında yoğunlaştı. "Kıbrıs Rum Kesimi'nin tanınması ve ilişkilerin normalleşmesi AB üyelik sürecinde Türkiye'nin önünü açacak mı?" sorusuna, yüzde 47.6 "Hayır", yüzde 38.9 "Evet" yanıtı geldi. Halk, serbest dolaşım hakkının olmadığı bir üyelik statüsünün "kabul edilemez" olduğunu düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 66.3'ü böyle bir statünün "kabul edilemez" olduğunu söyledi. Müzakere sürecinde Türkiye'nin önüne ağır koşullar getirileceğini düşününlerin oranı yüzde 65.4 çıktı. Ankete katılanlar, yüzde 93.7 düzeyinde, "Ermeni soykırımı iddialarının tanınmasının ön şart olarak kabul edilemeyeceği" görüşünü dile getirdi. Araştırmaya katılanlar, Türkiye'nin üyeliği için çaba sarf eden liderlere de not verdi. Buna göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 10 üzerinden yapılan puanlamada 8.6 ile birinci sıraya otururken, Almanya Başbakanı Gerard Schröder ikinci, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi de üçüncü oldu. Kaynak: www.miliyet.com.tr