BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  SAĞLIK

Türk halkı anketinde çarpıcı sonuç yüzde 83 farkında değil!

Anadolu Ajansı
Anadolu Ajansı

Siemens Healthineers Türkiye'nin "Sağlık Okuryazarlığı Araştırma Raporu"na göre, Türkiye'deki, 40 yaş üzeri kadınların yüzde 64’ünün hayatında hiç mamografi çektirmediği, kronik hastalığının farkında olmayanların oranının yüzde 83, check-up yaptırmayanların oranının yüzde 84 olduğu, cihaz markasına göre radyasyon dozunun değişiklik gösterdiğinin 10 kişiden 9'u bilmediği görüldü

Abone ol

Sağlık teknolojisinin öncü şirketlerinden Siemens Healthineers Türkiye'nin "Sağlık Okuryazarlığı Araştırma Raporu"na göre, Türkiye’de insanların yüzde 71’i sağlıklı olduğunu düşünüyor.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Siemens Healthineers Türkiye, ülkedeki sağlık okuryazarlığını ölçen bir araştırma gerçekleştirdi.

2022’nin şubat ve mart aylarında Türkiye’nin 26 ilinde yürütülen araştırma, ülkenin genel temsiliyeti gözetilerek yapıldı. Bireylerin hastane tercihi, yaşam tarzı, hastalıklar, koruyucu sağlık hizmetleri kullanımı, sağlık bilgisine erişim, gelecek beklentileri hakkındaki değerlendirmelerini raporlayan araştırmanın sonuçları Siemens Healthineers Türkiye Görüntülemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ertan Cömert ve Laboratuvar ve İnovasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gürdal Şahin, Siemens Healthineers Bilkent Ankara Şehir Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Filiz Akbıyık ve İstanbul Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Dursun’un katılımıyla düzenlenen toplantıda paylaşıldı.

Rapora göre, Türkiye’de kendini sağlıklı görenlerin oranı yüzde 71 olurken, düşük eğitim düzeyi kırılımında bu oran yüzde 54’e kadar geriledi. Bireylerin yüzde 61’lik bir kesiminin ilk tercihi devlet hastanesi olurken, bunu yüzde 22 ile özel hastaneler izledi. Tercih dağılımında üniversite hastanelerinin yüzde 8, sağlık ocaklarının ise yüzde 9’luk paylara sahip oldukları görüldü.

Türkiye’de koruyucu sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanılmadığı ve kronik hastalıklarda da farkındalığın yeterli seviyede olmadığı tespit edildi.

Kan testi parametrelerinin de ölçümlendiği araştırma kapsamında katılımcılara, “Yarın kan testi yaptırmak isterseniz, öncelikle hangi değerlerinizi öğrenmek istersiniz?” sorusu soruldu. Erkeklerde ilk sırayı yüzde 48 ile şeker alırken, kadınların yüzde 28’i demir değerlerini öğrenmek istedi.

Araştırmaya katılanların yüzde 62’si radyoloji hizmetleri ile ilgili bilgileri doktor ya da hemşireden, yüzde 27’si internetten, yüzde 3’ü ise sosyal medyadan araştırma yaparak edindiğini belirtti. Cihaz markasına göre radyasyon dozunun değişiklik gösterdiğini, 10 kişiden 9'u bilmiyor. Yüzde 58’lik bir kesim, doz farkı hakkında bilgilendirildiğinde tercihlerinin değişeceğini belirtiyor.

Uzun yıllardır hem dünya genelinde hem de Türkiye’de meme kanseri farkındalığına yönelik yapılan çalışmalara rağmen Türkiye'deki 40 yaş üzeri kadınların yüzde 64’ü hayatında hiç mamografi çektirmediği görülüyor. Bu gruba mamografi çektirmeme nedenleri sorulduğunda yüzde 76’sının ihtiyaç duymadığını belirtiyor. Düzenli mamografi çektirenlerin oranı ise yalnızca yüzde 4'te kaldı.

- "Check-up yaptırmayanların oranı oldukça yüksek"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Siemens Healthineers Türkiye Laboratuvar ve İnovasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gürdal Şahin, söz konusu araştırma raporunun çok sayıda çarpıcı veriyi ortaya koyduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye’de online olarak sağlık bilgisi araştırma düzeyi yüzde 51 ile OECD ortalamasının altında olsa da yine de umut verici bir düzeyde ancak sağlıklı bir toplum için koruyucu sağlık hizmetlerinin taşıdığı önemin toplum nezdinde anlaşılmamış olduğunu görüyoruz. Kronik hastalığının farkında olmayanlar yüzde 83 oranında bulunuyor, bu ciddi bir rakam. Check-up yaptırmayanların oranı da oldukça yüksek (yüzde 84) ve bu durum erken tanı ve tedavi için engel teşkil ediyor. Bunların yanı sıra kanser tedavilerinden haberdar olmayanların yüksek oranda olması, ülke genelindeki sağlıkokuryazarlığı konusunda alınması gereken bir yol olduğuna işaret ediyor."

Şahin, Siemens Healthineers olarak inovatif teknolojilere odaklanarak uzmanların üzerindeki iş yükünü hafifletmek ve zamanlarını etkili kullanabilmelerini sağlamak amacıyla sistemler geliştirdiklerini, laboratuvar diagnostiğinde hastalığa özel çözümlere daha fazla odaklandıklarını aktardı.

Siemens Healthineers Bilkent Ankara Şehir Hastanesi Medikal Direktörü Prof. Dr. Filiz Akbıyık ise dikkat çekici sonuçlar sunan bu rapor, hiç tam kan sayımı testi yaptırmayanların oranının yüzde 26 olduğunu gösterdiğini bildirdi.

Tam kan sayımı testinin, birçok hastalığın erken teşhisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Akbıyık, "Sağlığımızı korumamız ve güçlendirmemiz için bize gerekli bilgiyi sunan tam kan sayımı testi, en fazla beş dakika içinde gelecekte yaşayabileceğimiz hastalıklara dair bilgi verir ve sağlık sorunlarının sebeplerinin analiz edilmesini sağlar.” değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Akbıyık, test değerlerinde kadınlar için demir, erkekler için ise şeker ölçümlerinin önde gelmesine ilişkin şunları aktardı:

“Ülkemizde demir eksikliği kadınlarda yaygın olarak görülüyor. Demir eksikliği ileri dönemde kalp rahatsızlıklarına, enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına neden olabiliyor. Anemi tam kan sayımı testi ile kolayca tespit edilebilir ve altta yatan nedenin belirlenmesi için ek testler gerekebilir. Bu sebeple tam kan sayımı testi yaptırmak ve anemiyi tespit etmek pek çok hastalığın erken teşhisinde önemli bir rol oynayabilir. Burada da yine sağlık kontrollerinin düzenli olarak yaptırılması gerektiğini ve erken teşhisin önemimi görüyoruz.

Ülkemizde erkeklerde diyabet oranı maalesef yüksek. Kan şekeri yüksekliği, kalp ve damar hastalıkları, inmeler, görme bozuklukları, böbrek yetmezliği, erkeklerde cinsel bozukluklar, diyabetik ayak, sinir sistemi hastalıkları gibi birçok hastalığın nedeni. Diyabet uzun yıllar hastaların fark edebileceği herhangi bir belirti vermeden sinsice organların hasarına neden olabilmektedir. Dolayısıyla tam kan sayımı testi yaptırmak bu tür hastalıkların da erken teşhisinde önemli bir rol oynuyor. Laboratuvarlar testlerinin tanı, tedavi ve hastalığın izlenmesindeki rolü yanında bireysel olarak hastalık risklerin öngörülmesi, hastalığın oluşmadan tespit edilebilmesi açısından çok önemli olduğunu göstermektedir. Belirli aralıklarla yapılacak sağlık taramaları ve check-up programları her yaş grubu için önem taşıyor.’’

- "Radyasyon temelli alanlarda ve pediatride düşük doz en önemli önceliklerimizden birini oluşturuyor”
Siemens Healthineers Görüntülemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ertan Cömert de görüntüleme sistemlerinin sağlık teknolojisinde geleceğe ışık tutmaya devam ettiğini, dünyada olduğu gibi Türkiye'deki hastaların da klostrofobi, yüksek ses, radyasyon veya başka insanların yaşadığı olumsuz deneyimler nedeniyle MR’dan veya farklı görüntüleme yöntemlerinden çekindiklerini bildirdi.

Görüntüleme teknolojilerinde düşük radyasyon dozu, yüksek çözünürlük ve hasta konforu odağında cihazlar geliştirdiklerini ifade eden Cömert, "Radyoloji alanında düşük dozla kullanım olanağı sunan görüntüleme cihazlarına dünya genelinde erişimi artırmak, üzerinde önemle durduğumuz konular arasında bulunuyor. Özellikle bilgisayarlı tomografi gibi radyasyon temelli alanlarda ve pediatride düşük doz en önemli önceliklerimizden birini oluşturuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Dursun ise Türkiye'de hekimlere duyulan güvenin yüksek olduğunu, ancak görüntüleme konusunda yersiz bir çekince olabildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Erken teşhis hayat kurtarır ve zamanında tedavi, hastalıkları çok ciddi sorunlara yol açmadan iyileştirebilmek için çok önemli. Değinmek istediğim bir diğer konu ise raporda mamografi çektirmeyenlerin oranının yüzde 64 gibi yüksek bir oranda olması ve ‘ihtiyaç duymamanın’ çektirmeme nedeni olarak ilk sırada gelmesi. Meme kanseri, diğer birçok hastalık gibi erken teşhis edildiğinde tedavisi mümkün olan bir hastalık. Düzenli kontrollerin aksatılmaması çok önemli. Ayrıca araştırma sonucunda halkımızın dijitalleştiğini görüyoruz, e-nabız kullanım oranı yüzde 86. Oldukça umut verici bir rakam. Bu veri halkımızın gelecekteki dijital sağlık teknolojilerin kullanımına hızla uyum sağlayacağını gösteriyor."