İstanbul'daki bombalı intihar saldırılarının ardından emniyet güçleri Türkiye genelinde müthiş bir operasyon başlatarak 100 terör yuvasını ortaya çıkardı.
Abone olTürkiye'deki son intihar eylemlerini gerçekleştiren örgütün iç içe geçen beş halkadan oluştuğu saptandı. El Kaide'nin ölüm hücresinde her şey "İmamlar" olarak tanınan merkezdeki dört kişinin kontrolünde Sinagoglar, İngiltere Başkonsolosluğu ve HSBC'ye yönelik intihar eylemlerini gerçekleştiren ve kendilerini "biz El Kaideyiz" diye tanımlayan örgütün yapısı çözüldü. İç içe geçen beş halkadan oluşan örgütün Türkiye'deki beyni dört kişi. Hizbullah gibi arşiv sistemi bulunmayan örgütte her şey "İmamlar" olarak tanınan merkezdeki dört kişinin kontrolünde. İstanbul'daki 10 kişilik ölüm hücresinin 11 Eylül 2001'de Afganistan'daki kampta eğitimde olduğu anlaşıldı. Tutuklananlar arasında olası intihar eylemcilerinin olduğu da öğrenildi. Kanlı eylemle su yüzüne çıkan örgütün İstanbul, Bingöl, Mardin, Konya, Eskişehir, Bursa, Van ve Malatya'da faaliyette olduğu saptandı. İstanbul'da da Kartal, Ümraniye, Bağcılar ve Gaziosmanpaşa semtlerinde üslendikleri belirlendi. Bu semtlerde terör yuvası olarak kullanılan 100 ev ortaya çıkarıldı. Saldırı bir hafta önce olacaktı 15 Kasım'da gerçekleştirilen ilk ikiz saldırının aslında bir hafta öncesi için planlandığı, ancak son dakikada gelen talimatla ertelendiği anlaşıldı. İntihar eylemcileri için şahadetlik fetvası da Afganistan'dan geldi. Polis araştırmasına göre örgüt patlayıcıları elini kolunu sallayarak piyasadan temin etti. Zanlıların ifadelerine göre; İstanbul'daki eylemleri gerçekleştiren 10 kişilik ölüm hücresi, beşerli iki grup halinde ayrı bölgelerde ön eğitimden geçti. Azad Ekinci'nin başkanlığı'ndaki ilk beş Çeçenistan'da savaştı. Habib Aktaş başkanlığındaki kişiler ise eğitim ağırlıklı hazırlandı. Sonra bu 10 kişi Afganistan'daki eğitim kampında buluştu. 11 Eylül 2001 tarihinde ABD'deki eylemler yapılırken, 10 kişi kampta eğitimdeydi. Merkezdeki dört kişi Halka yapılanmasında merkezdeki dört kişiden ikisi Azad Ekinci ile Habib Aktaş. Polise göre Ekinci Suriye'de saklanıyor. Yakalanıp iadesi için gerekli yazışmalar yapıldı. Aktaş'ın da Gürcistan ya da İran'da olabileceğine ilişkin bilgiler ulaştı. Diğer iki kişinin kimliği de saptandı. Bunlardan birinin hâlâ çıkış yapmadığı, ele geçen bilgiler arasında. Polis teröristlerin kullandığı sahte kimliklerin listesini de üç ülkeye bildirdi. Örgüt şemasına göre halkalar arasındaki bağlantı sadece bu dört kişi tarafından sağlanıyor. Ve kayıtlı bilgi tutulmuyor. İkinci halka 10 kişilik intihar eylemcilerinden oluşuyor. "Şahadet yemini etmiş" bu kişiler merkezdeki dört kişi tarafından yönlendiriliyor. 30 kişiden oluşan üçüncü halka da örgütün finansörleri. Bunlar özellikle tekstil alanında faaliyet gösteren kişilerden oluşuyor ve intihar eylemcilerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Dördüncü halka Çağrı Grubu 150 kişi olduğu saptanan dördüncü halkanın görevi ise bulundukları bölgelerde çevre ile ilişkileri sağlamak. Çağrı grubu olarak adlandırılan bu kişiler İslami bilgileri çok iyi olan ve özellikle bölgesindeki çevre esnafıyla iyi bağlantılar kuranlardan seçiliyor. Bunların görevleri arasında bölgedeki camilerde camaatle kaynaşmak da yer alıyor. Çevrelerinde dürüstlükleri ve yardımseverlikleriyle tanınıyorlar. Kurdukları ilişkilerle kendilerine yakın bulduklarına daha sonra görüşlerini açıp "Sen aslında bizim gibi yaşıyorsun, gel aramıza katıl" çağrısı yapıyorlar. Sıra geceleri gibi Örgütün sempatizan kazanma konusundaki diğer bir faaliyeti de ev toplantıları. Sıra geceleri gibi 15 günde bir dönerli olarak değişik evlerde düzenlenen bu toplantılarda 10 - 20'şerli gruplar halinde Kuran okunuyor, beyin yıkanıyor. Ders halkaları olarak adlandırılan bu her toplantının ardından "Şahadet yeminleri" ettiriliyor. Kadınların eğitimini ise çağrı grubundakilerin eşleri yapıyor. Eğitimde Afganistan ve Pakistan'dan gelen notlar aktarılıyor. Örgüt izniyle nikâh Vahhabi ve Selefi ideolojisiyle yaşayan örgütte nikâhlar örgüt izniyle yapılıyor. Görüşü benimsemeyenler kesinlikle evlendirilmiyor. Tüm bu işler fetvayla gerçekleşiyor. Kendilerince şehit olanların dul eşleri yine fetvayla başka erkeklerle evlendiriliyor. Kadınlar evlendikten sonra "dini eğitim almış" kızlara yöneliyor. Onları örgüte kazandırmaya çalışıyor. Örgüt üyelerinin çocuklarını okula göndermeleri kesinlikle yasak. Bu kızlar kadar erkek çocuklar içinde geçerli. Eğlence, müzik dinlemek, televizyon izlemek ise ceza gerektiren davranış olarak nitelendiriliyor. Ve kendileri dışında yaşayanları (Müslümanlar dahil) kâfir olarak görüyorlar. Gözaltına alınanların polisteki ifadelerine göre; din büyüklerine saygı göstermek, mezar ziyaretleri küfür olarak yorumlanıyor. Camide imamın arkasında namaz kılmak da kesinle yasak. Kaynak: Milliyet