Türk bilim insanından tarihi değiştirecek keşif!
Türk bilim insanı Bülent Kızıltan, Harvard Üniversitesi'ndeki ekibiyle birlikte uzay araştırmaları tarihindeki en önemli keşiflerden birine imza atmayı başardı. Bu keşif Uzay'ın kara delikleri hakkında...
Türk bilim insanı Bülent Kızıltan, Harvard Üniversitesi'ndeki ekibiyle birlikte uzay araştırmaları tarihindeki en önemli keşiflerden birine imza atmayı başardı. Bu keşif Uzay'ın kara delikleri hakkında... Kara delikler üzerine araştıran bilim insanları için bugüne kadar ortada oldukça ilginç bir durum vardı. Kara delikler kütle olarak ya çok küçük oluyorlardı (birkaç Güneş kütlesi kadar), ya da devasa kütlelere sahiplerdi (milyonlarca Güneş kütlesi).
Hal böyle olunca, uzay araştırmacıları orta kütleli kara deliklerin nerede olduğunu merak ediyordu. Çünkü gözlemlenen her kara delik, kütle olarak ya en alt uçta, ya en üst uçtaydı. Uzmanlar on yıllarca küçük kütleli kara deliklerle süper kütleli kara delikler arasında bir bağlantı olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Eğer orta kütleli kara delikler yoksa, bu iki zıt ucu birbirine bağlayan bir şeyler olmalıydı. Fakat bu bağlantı bir türlü bulunamadı.
Ancak var olduğu düşünülen orta kütleli kara deliklerin varlığına da bir türlü kanıtlar gösterilemedi. Şimdiye kadar kara delikler, iki kategoriye ayrılıyordu. Kütleleri 100 Güneş kütlesine kadar olan cüce ve kütleleri 10 binden milyonlarca Güneş kütlesine varabilen süper kara delikler. Gök bilimciler, 100 ile 10 bin Güneş kütlesi arasında, orta kütleli kara deliklere ait bir kategorinin de var olduğunu düşünüyorlardı. Ancak dediğimiz gibi, bu tür bugüne kadar kanıtlanamamıştı.
Bilim dünyasının kafasını kurcalayan bu soruna, Türk bilim insanı Bülent Kızıltan ekibiyle birlikte devrim niteliğinde bir keşif yaparak nokta koymayı başardı. Kızıltan, sadece Güney Yarımküre'de görülebilen Tukan Takımyıldızı içerisinde 2200 Güneş kütleli bir kara delik keşfetti. Harvard Üniversitesi öğretim üyesi de olan astrofizikçi Doç. Dr. Bülent Kızıltan, Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi (CfA)’ndeki ekibiyle birlikte yaptığı bu araştırmayla bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı ve ABD’nin en ileri gelen bilim dergilerinde yayımlandı.