Turgut Özal’ın Başbakanlık günleri. Kızı Zeynep’in özel hayatıyla ilgili gazetelere malzeme olduğu günler. Aynı günlerde Turgut Özal, ailesi için tarihi bir karar
Abone olHalka ve Olaylara Tercüman Gazetesi'nin yazarı Osman Özsoy, Turgut Özal ile ilgili başbakanlığı döneminde aldığı şok bir kararı köşesine taşıdı. Özsoy'un bu iddiası çok konuşulacak gibi... Kiliselerde kıyılan nikâh törenlerinde hoşuma giden bir cümle vardır. Papaz konuşmasının bir yerinde, Bir şey söylemek isteyen varsa ya şimdi konuşsun, ya ebediyen sussun, der. Benim de meslek hayatımda ebediyen susmak üzere kapatılmış defterler ve dostlarımın bana emanet ettiği sırlar vardır. Özenle emanet edilmiş bu sırlardan hiçbirinin fiyongunu çözmedim. İzinleri olmadığı sürece çözmeyeceğim. Yeri geldiğinde, bazen tarihe not düşmek gerekiyor. Bu, susulması gereken yerde susmaktan çok, konuşulması gereken yerde konuşmak anlamına geliyor. Mezarda da rahat yok Özal'ın vefatının ardından kaleme aldığım Özal’ın Misyonu adlı kitabımda, Özal’ın artık tarihsel şahsiyetiyle gündemde kalacağını, sağlığında kendisini huzursuz eden ve medyaya malzeme olan birçok ailevi sıkıntıdan sıyrıldığı için mezarında huzur içinde yatacağını yazmıştım. Yanılmışım. Ne talihsiz insanmış ki, hem de aile fertleri tarafından mezarında bile huzur bulamayacağı bir tartışma ortamına çekildi. Kızı Zeynep Özal hafta içinde birçok televizyon programına katıldı. Ekranlarda eski eşleriyle polemiklere girdi. Hangi akla hizmetse, eski defterleri yeniden kurcaladı. Özal sağ olsaydı, kalbi dayanır mıydı bilmiyorum. Bu konuya tekrar döneceğim. Önce, yazıya başlık olan ve duyduğumda tüylerimi diken diken eden olaya gelelim. Sonunda kalsın diyor... 1996 yılının Nisan ayı... Semra Özal’ın da kurucu üyesi olduğu Turgut Özal Fikirlerini Araştırma Derneği’nden, yaptığım bir araştırmaya ödül aldığım günler. Aynı günlerde, Özal’ın Misyonu adlı bir başka kitabımın yeni baskısı için malzeme arayışındayım. O günlerde, yaklaşık 10 yıl Özal’ın yakın çevresinde bulunmuş bir isimle sohbet ediyoruz. Bazıları yazılmamak kaydıyla bana tarihi anekdotlar anlatıyor. Yazılmasın dediklerini hafızamın derinliklerine gömüyorum. Fakat bunlardan biri, o gün bugündür beni rahatsız ediyor. Nedeni sır tutmakta zorlanmam değil. Bu kadarı da olur mu düşüncesinden. Hâdise şu... Turgut Özal’ın Başbakanlık günleri. Kızı Zeynep’in özel hayatıyla ilgili gazetelere çarşaf çarşaf malzeme olduğu günler. Aynı günlerde Özal, ülke için tarihi kırılma noktası oluşturacak kararlar alma arefesinde. Fakat ailesinin sansasyonel haberlerle sürekli basına yansıması elini kolunu bağlıyor, itibarını zedeliyor. Muhalefetin ve medyanın birinci gündemi Zeynep Özal. Özal ülkeyi sıçratmaya çalışırken, ailesi paçasından aşağı çekiyor. Özal gergin. Başbakanlık makam odasında kendini paralıyor. Ben ne yapmaya çalışıyorum, bizimkiler neyle uğraşıyorlar diyor. Yıllardır kambur gibi sırtında taşıdığı bu sıkıntı sabrını taşırmış durumda. Artık bir nokta koymanın zamanının geldiğini düşünüyor. En güvendiği adamını yanına çağırıyor ve Zeynep’i ortadan kaldırın talimatı veriyor. Zeynep, erkek kardeşlerine göre babasına daha düşkün ve onu daha iyi tanıyor. Son hâdiselerin babasını ne ölçüde çıldırtmış olabileceğini tahmin etmiş olacak ki, Zeynep’i ortadan kaldırmakla görevli kişi saatler boyunca kendisini aradığı halde bir türlü bulamıyor. Özal da neticede bir baba. Geçen saatler onun da yüreğinde şefkat duygularının baskın çıkmasına neden oluyor. İlerleyen saatlerde Ne oldu diye sorduğunda, kendisini bulamıyoruz efendim cevabıyla karşılaşıyor. Kalsın diyor. Hâdiseyi bana anlatan aynı zamanda görevi tamamlamakla yükümlü kişi. O şimdi 50’li yaşlarında. Turgut Özal’ın, kamuoyunun hükümete olan desteğini sarstığı için, devlet işlerinin güçlü bir iradeyle yapılmasına engel olduğunu düşündüğü kızının ortadan kaldırılmasına yönelik bu tavrı bana, Osmanlı padişahlarının devletin selâmeti için kardeşlerini feda etmesini hatırlattı. Bu da başka türlüsü... Kanal D'de Kadının Sesi programına katılan Zeynep Özal, ekranda 3. eşi olduğu duyurulan Adnan Güngör ile telefonda konuşuyor. Ekrana yansıyanların yukarıda anlatılandan farkı yok. Adnan Güngör’ün ağzına silah dayadığını, silahın ateş aldığını ve şans eseri kurtulduğunu söyleyen Zeynep Özal’ın sözlerini doğrulayan Adnan Güngör, olayın; Zeynep’in seksi kıyafetler giymesinden kaynaklandığını ve kendisine defalarca, Sen Cumhurbaşkanı kızısın. Giyimine neden dikkat etmiyorsun diye uyardığını anlatıyor. Adnan Güngör’ün kendisini birçok kez dövdüğü ve morluklar içinde bıraktığı iddialarını yayında da tekrarlayan Zeynep Özal, Kimse kimseyi durup dururken dövmez cevabıyla karşılaşıyor. Adnan Güngör Zeynep ile evlenme nedenini de, Özal’ı çok sevdiğini, kendisini bu tür saldırılardan korumak için evlenmeye razı olduğunu anlatıyor. İlginç. Olan biteni izleyince, Özal’ın kahrından mı, yoksa gerçekten kalp krizinden mi öldüğünü sormak gerekiyor. Çekin elinizi Özal’ın yakasından.