BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Turgut Altıok Ankara'yı istiyor

Halka ve Olaylara Tercüman'dan Nursun Erel'e konuşan Keçiören Belediye Başkanı Altıok'un hedefi Ankara.

Abone ol

Başkent'in en eski mahallesi olmasına karşılık, bir dönem kenar mahalle sınıfına giren Keçiören'i bugünlerde görenler gözlerine inanamıyor. Pırıl pırıl pazar yeri, 24 saat açık sağlık ocakları, yaz-kış gençlerin iddialı maçlarına sahne olan semt sahaları, en sıcak günlerde bile çevreyi serinleten şelaleleri, ceylanlara ev sahipliği yapan parkları bahçeleri ile Keçiören, halkın gözbebeği olmuş durumda. Üstelik işler bitmiş de değil, inşaatları süren olimpik yüzme havuzları, ticaret merkezleri, spor sahaları, sağlık kompleksleri ile Keçiören tam bir şantiye görünümünde. Başarının altındaki imza Bütün bu başarının altında imzası bulunan Belediye Başkanı Turgut Altınok ile Keçiören’i gezdik, 50 trilyon liralık bütçe ile yapılanlara inanamadık, başkan anlattı: “İki dönemdir Keçiören benden soruluyor. Buralar mezbelelikti, şimdi görüyorsunuz her taraf gül bahçesi. Ya şu şelaleler? Türkiye’nin en büyük şelâleleri. Görüyorsumuz değil mi, çevreye nasıl bir serinlik aşılıyor? İnsan yapmak isteyince bal gibi oluyor. Ailemden ve işlerimden fedâkarlık ettim. Cumartesi, pazar, dini, resmi bayram demedim, 9 yıldır gece 02.00’lere kadar çalıştım ve oldu.” AKP’den mi aday? Başkan’la birlikte parkı gezerken bir vatandaş yaklaşıyor: - Başkan büyükşehire aday mı olacaksınız? - Evet - Peki AKP’den mi? - Evet... Altınok’un bu tereddütsüz yanıtı karşısında, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Keçiören’e taşınarak sizi mi işaret etti?” sorusunu yöneltiyoruz. “Yorum yok” diyor. Altınok, Keçiören’e MHP’den seçilerek gelmiş, sonra parti değiştirip Fazilet’e geçmiş. “Belediyecilikte partizanlık yok, proje var” diyor ve Ankara için 5 yıllırk planını açıklıyor: “Duraklarda beklemeye son vereceğim. 5 yılda 200 kilometrelik metro güzergahı tamamlanacak. Başkent bu süre içinde tam bir Avrupa başkenti olacak. Kentin her santimetrekaresinde güvenlik kayıtsız şartsız sağlanacak. Başkentliler, Gençlik Parkı’nda, Botanik’te, Mamak’ta, Altındağ’da da gece 02.00’lere kadar çekinmeden dolaşabilecekler. Pek çok parkın yenilenmesi gerekiyor, Botanik ve Seğmenler’e, Gençlik Parkı’na yepyeni bir çehre kazandıracağız. Eymir ve Mogan’ı pırıl pırıl hale getireceğiz. Hatta o kadar iddialıyım ki, Ankara’nın ortasından geçen Ankara Çayı’nda Başkentliler’in balık tutmasını bile sağlayacağım.” Fakirlere yardım Altınok hızını alamıyor vaadlerini sürdürüyor: “Her ay 250 bin fakir aileye 40 kilogramlık gıda yardımı yapacağız. Ankara’ya iki büyük hastane ve huzurevi daha kazandıracağız. Halk ekmek kuyrukları kalkacak, çünkü ucuz ekmeğin bakkallarda satılmasını sağlayacağız. Semt pazarlarına düzen ve disiplin hakim olacak Ulus, Bentderesi, Saman Pazarı, İtfaiye Meydanı, Çin Çin Mahallesi’ne yepyeni bir çehre vereceğiz. En yeni semt olan Çayyolu’nun bir çok eksiği var. Bu eksiklerini gidereceğiz. Ankara spor kompleksleri, sosyal tesisleri, yaya kaldırımları, ulaştırma altyapısı ile pırıl pırıl bir başkent olacak’ Fakirledim Başkan “Bütün bunları nasıl yapacaksınız?” sorusuna, “Keçiören’de yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır” karşılığını veriyor. 9 yıldır sürdürdüğü Belediye Başkanlığı’nın kendisine bir maddi katkı getirip getirmediğini öğrenmek istiyoruz: “Tam tersine fakirledik. Ben prensip olarak maaşım dışında hiçbir yurt içi-dışı gezi için bir kuruş harcırah almıyorum. Gece ikilere kadar çalışmak bana keyif veriyor.” Başbakan’ın seçimi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinin bulunduğu sırta doğru yürüyoruz, içinde ceylanların bulunduğu parkı geziyoruz. Ceylanlardan biri üç gün önce yavrulamış. Çevredeki lüks binaları işaret eden Başkan anlatıyor: “Bir zamanlar burada ev almak ölü yatırım sayılırdı, şimdi Keçiören’de gayrimenkul inanılmaz rantlar sağlıyor. Bakın şu dairelerin her biri 120 bin dolardan düşük değildir.” Başkan Altınok’la şehir gezimizi Anıt-kabir’de Ata’nın huzurunda noktalıyoruz. “Mahalli seçimler 18 Nisan 2004 Pazar günü mü yapılacak?” şeklindeki son sorumuzu gülerek yanıtlıyor: “Bence bu yılın sonbaharına alınmalı. Eğer seneye kalırsa Türkiye bir sezon kaybeder. Bu kadar zengin değiliz.”