Serdar Turgut, Altaylı'ya misilleme yaptı. Çukurova raporunun varlığını kabul etti. Fakat yolsuzluk iddiası kabul edilmedi. Turgut, Altaylı'nın "bir kukla olduğunu" yazdı
Abone ol Serdar Turgut, Fatih Altaylı'yı "Bu kafaya bir şey anlatmak mümkün değil" isimli yazısında eleştirdi. Turgut, Altaylı'nın kukla olduğunu belirtti.Yazı : Serdar Turgut
Kaynak :
Arkadaşlarımla yaptığım toplantılarda 'gazetemiz için hayatı güzel yapan detaylara konsantre olun ve detayların sosyal yanını bulup yazalım, böylece hem magazini sosyalleştiririz hem de sosyal olanı magazinleştiririz; ayrıca her ciddi olay, detayında farklı boyutlar taşıyabilir. Bunu yapmayı hedef olarak alırsak, hem hayata farklı bakmaya başlarız hem de farkını ortaya koyan gazete çıkarırız' diyorum son zamanlarda. Bunu başkalarına anlatıyorum, bu arada tabii ki ben de kendi dediğime uygun davranmaya çalışıyorum. Ben de hayatın detaylarına dikkat etmeye başka gözle bakmaya başladım. Tam buna başlamışken, bu noktada hiç ilgilenmek hiç de üzerinde düşünmek istemediğim hayatın bir başka detayı karşıma çıkmaya başladı. Bu sevimsiz detayın adı Fatih Altaylı. Kafayı bir şeye taktı, hem de olayı yanlış anladı, buna rağmen durmadan kısır döngüye girdi, yazdıkça yazıyor aynı şeyi.
Dün de 'Çukurova raporun varlığını kabul etti' başlıklı bir yazı yazmış. Sordum Çukurova'daki yetkililere 'raporun varlığını kabul etmediniz mi?' diye, kimse 'rapor yoktur' demedi hatta bizim gazete rapordan sayfa bile yayınlamış birinci sayfadan ama biz 'ortada bir rapor var ama Çukurova'yı suçlayan laf yok' demişiz ve raporda Çukurova'yı aklayan bölümlerin de, yayımladığımız belgede altını çizmişiz.
Bu açıklamayı niye yapıyorum? Emin olun ki Fatih'in meseleyi anlayacağı yolunda tek bir umut taşımıyorum. Sadece eğer bu tartışmayı izleyen insanlar varsa, bu olayda ne pahasına olursa olsun suçlama yapmakta ısrarlı olan tarafın kim olduğunu görsün istedim.
Fatih yazısında birçok alakasız olayı birbirine karıştırmış, sonra da bunları birbiriyle neden-sonuç ilişkisi içindeymiş gibi gösterip en sonunda bundan kendisine bazı sonuçlar çıkarmaya çalışmış.
Ben hala cevabını alamadığım şu sorunun cevabını merak ediyorum; Kanal D'de Mehmet Emin Karamehmet'i kaçakçılıkla suçlayan bir haber yapılmadı mı, suçlanan kişinin fotoğrafı defalarca ekrana getirilmedi mi? Tabii ki yapıldı bunu kimse reddedemez, çünkü kasetlerde kayıtlı bu haber. Fatih buna rağmen kendi yönettiği kanalda yapılan bu haberi yalanlamaya çalışan bir yazı yazdı birkaç gün önce, o yazıyı yazarken bile yalan söyledi. Bunun üzerine ben de ona 'Pinokyo' adını taktım. O uzun buruna atıf yaptığımı zannederek uzuvlar hakkında espri yapmış ama benim amacım 'Pinokyo' adını takarken onun aslında bir kukla olduğunu vurgulamaktı; bilmem anlatabiliyor muyum? (Bu soru abesle iştigal, biliyorum ama, adet yerınde olsun diye soruyorum ben de zaten).
Sonuç itibariyle bir rapor vardır ama raporda katiyen 'ÇUKUROVA'YI SUÇLAYAN BİR BÖLÜM YOKTUR, AKSİNE AKLAYAN BÖLÜM VARDIR.' Biz de konuyla ilgili haberimizde rapor açıklansın, açıklansın da bakalım içinden kimler çıkacak, bekleyelim de görelim dedik. Ben yine tekrarlayayım; raporun tamamı bir an önce kamuya açıklansın, o zaman göreceğiz kim ak kim kara, o zaman da kimin utanacağını göreceğiz. Fatih, köşesinde 'gazetecilik bu değil, adamlık hiç değil' demiş. Böyle yazdığına da çok sevindim. Bir gün zamanı gelip de gerçekler tam olarak ortaya çıkınca bu lafı kendisine aynen hatırlatacağım.