BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,15
ALTIN 2.964,60
HABER /  GÜNCEL

Türbanı ulema çözsün

Ecevit, başörtüsü sorununda dayatmanın ciddi rahatsızlıklara yol açacağını belirtti.

Abone ol

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, başörtüsü sorununda dayatmanın ciddi rahatsızlıklara yol açacağını söyleyerek, sorunun çözümü için din bilginleri, Diyanet İşleri Başkanlığı ve siyasetçilerin ortak çalışması gerektiğini belirtti

Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, türban sorununun çözümünün siyasetçiler tarafından değil, din bilginleri, ilahiyatçılar ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından oluşturulacak bir komisyon tarafından sağlanabileceğini belirtti. Ecevit, "Bizim bu konuda çok değerli uzmanlarımız vardır. Türkiye'deki din görevlileri arasında bu konuda çok çağdaş düşünceli kimseler vardır. Onun için bence politikacılar ve partiler bu konuda birbirleriyle tartışmak yerine bilginlik değeri olanlar bunu yaparsa daha uygun olur diye düşünüyorum" dedi. Türban konusunda Meclis'in söz hakkının bulunması gerektiğine de dikkat çeken Ecevit, konunun çok hassas bir konu olduğunu belirtti. Başörtüsünü Türk hanımlarının geleneksel bir yaşam biçimi olarak niteleyen Ecevit, zaman içinde değişik başörtüsü şekillerinin dayatıldığını da iddia etti.

Eski başbakan Ecevit, Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı:

Süleyman Demirel'in geçtiğimiz günlerde başörtülü kızların eğitimiyle ilgili sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Demirel'in konuşması yeteri kadar açık değil ama geçmişteki davranışlarına göre belki daha kolay algılanabilecek sözler ifade etti. Çok ayrıntılarını da bilmiyorum ama bu konuda eski Demirel'e göre, şimdi ki Demirel'in daha ılımlı olduğunu hissediyorum. Kendi eski yandaşlarıyla aynı düşünür mü, düşünmez mi bilmiyorum ama genelde olumlu bir demeçti"

Türbanın bir kriz konusu olmasını nasıl karşılıyorsunuz? Eski bir Başbakan olarak bu konudaki öneriniz nedir?

Çok duyarlı, çok hassas bir konu. Bizim bu konudaki ödünsüz yaklaşımımızı biliyorsunuz.

Türban konusu denen şey nedir, henüz ben bunu anlayabilmiş değilim. Çünkü başörtüsü diye birşey vardır. Bu, Türk halkının, hanımlarının genel yaklaşımları içinde uygulanan geleneksel bir yaşam biçimidir. Sonradan topluma değişik başörtüsü biçimleri dayatıldı. Halbuki, toplumda hiçbir ciddi rahatsızlık yaratmadan bu konu çözülebilirdi. Mesela, bu konuda ben hep kesin tavrı almıştım fakat aynı zamanda başörtüsü geleneksel bir tavırdır. Ama bunu çok katı bir tavırla topluma dayatmak ciddi sıkıntılar doğurmuştur ve doğurmaya devam etmektedir. Bence bu konuyu politikacılar yerine uzmanlarıyla görüşmek ve tartışmak uygun olacaktır diye düşünüyorum. Bu konu bir politika konusundan çıkmalıdır. Bizim bu konuda çok değerli uzmanlarımız vardır. Türkiye'deki din görevlileri arasında bu konuda çok çağdaş düşünceli kimseler vardır. Onun için bence politikacılar ve partiler bu konuda birbirleriyle tartışmak yerine bilginlik değeri olanlar yaparsa daha uygun olur. Ayrıntılı değerlendirmeleri onlar yaparsa daha iyi olur.

Bu konuyu ilahiyatçılara, sosyologlara ve Diyanet İşleri'ne mi bırakmak lazım?

Evet, öyle onlara bırakmak lazım. Üniversitelerimizde de çok değerli hocalar var"

Siyasiler ellerini çekerse sorun çözülür diyebilir miyiz?

Kategorik cevaplandırmamak lazım. Meclis'in de her zaman söz hakkı olacaktır. Türkiye'de dediğim gibi çok bilgili uzmanlar vardır. Alevilerin de aynı zamanda düşüncelerinin ele alınması gerekir. Laikliğin zedelenmemesi gerekir.

"İRAN 500 YÜZYILDIR BİZİM KOMŞUMUZ"
ABD'nin İran'a karşı tavır alacağı saklı değil. Bunu epey zamandır dile getiriyor ABD. Türkiye'nin çok duyarlı olduğu bölgede ABD huzursuzluk yaratıyor. Sorun, bütün Türkiye ve bölgeyi tehdit edebilir. Ben Başbakanlık'tan ayrılmadan önce Sayın ABD Başkanı İran konusunda da uyarılarda bulundu.'Siz bizim isteklerimizi kabul etmezseniz bile biz İran'la başa çıkabiliriz' dedi. ABD'nin bu noktada İran'a saldırısı, İran'dan önce Türkiye'yi vurur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. İran nükleer silah konusundaki iddialar bize kaygı veriyor Konu sadece ABD'den değil İran'dan da kaynaklanan bir unsurdur. Diplomatik sorunlar sadece siyasetle ilgili değildir. Türkiye ile İran arasında şimdiye kadarkinden daha yakın kültürel ilişki gereklidir. Herhangi bir İran radyosunu açın, Türkçe'de vardır. Türkiye'de İran ile ilgili kültürel eserler vardır. Bu etkileşimi değerlendiremedik. Osmanlı döneminde de iki komşu olan bu ülkeler daha yakından ilişki kurmalılar, insanlar da birbirlerine yakın olmaları gerekir kültür, sanat ve edebiyat açısından. ABD, çok yakın tarihte kurulmuş bir devlettir. Ama Türkiye ile İran yüzyıllardan beri kapı komşusudur.

ERDOĞAN'I ÇANKAYA'DA GÖRECEĞİMİ DÜŞÜNMEDİM
Sayın Arınç'ın sözleri kendi değerlendirebileceği bir şeydir. Sayın Arınç'ın kendisi bu konuda kesin bir iddia sahibi midir, değil midir, bilmiyorum. Fakat iddialı bir şekilde bu konuyu gündeme getirmemiştir, iyi de olmuştur. Çünkü şahsen benim başka bir görüşüm vardır. Ben bunu partimle beraber gündeme getirmişimdir. Onun için başka bir kişinin bu konuda açık bir şekilde görüşü ortaya çıkmamıştır. Belediye başkanımız Büyükerşen, cumhuriyet ile ilgili olarak değerli görüşleri vardır. Kamuoyuna da kendisini açıkladık. Sayın Büyükerşen'in Cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmış olması hayırlı olmuştur. Büyükerşen'in ciddi kabul gördüğü izlenimini edindim. Onun için başka biririn ismini değerlendirme gereği duymuyorum Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'nı görebileceğimi, ya da duyabileceğimi düşünemedim ve bu ihtiyacı duymuyorum.

Öcalan konusunda 'ABD bize niye verdi bilmiyorum' açıklamam bizden bunun karışılığında herhangi birşey istenmedi. Bunu söylemek istemiştim.

Kaynak: