Türban/başörtülü kızların sorunu evlilik mi?
Değil... Erkeğin hangi mahalleden olduğu çok da umurlarında
değil türban/başörtülü kızların... Onlar evlenecekleri erkeğin
"adam" olmasını istiyor daha çok!
Sahi biz bu kızları ne sanıyoruz? Duygusuz mu? Hiç mi aşık
olmazlar? Sevmezler mi? Karşılarına "adam gibi"
biri çıktığında, içkisi bilmem nesi engel mi bu sevgiye aşka?
Yok!
Aslında bu kızları ötekileştirmenin anlamsızlığı son bir kaç günde
iyice anlaşıldı. Ama emin olun,
türbanlı/başörtülülerin asıl sorunu evililik
değil.
Onlar en büyük sorunu yaşıyor zaten...
Hem de kendi içlerinde!
Yaşını başını almış, kelli felli adamların ahlaksızlığı en büyük
sorun değil mi onlar için! Yaptığı çirkin teklifin adını
"İlahi aşk" koyan o şerefsizlerle başetmek kolay
mı sanıyorsunuz? Ya kimi ana babaların evladını "dini
bütün" ahlaksızlara ikinci hatta üçüncü eş olarak peşkeş
çekmesine ne dersiniz?
Asıl sorun bu!
Biz asıl sorunu bırakmışız, türbanlı/başörtülü
kızları "Kiminle evlenecek?" diye
ötekileştiriyoruz. Ve en büyük kötülüğü onlara biz yapıyoruz. Bir
bez parçası onları bizden koparmamalı.
Türbanlı/başörtülü kızlarla başı açık kızlar arasında, duygusal
manada hiçbir fark yok çünkü!
Bu konuda, Kürba Kocaoğlu arkadaşımız geniş bir
çalışma yapıyor. Ünlülerin ne dediğinden çok,
türbanlı/başörtülü kızlarımızın
görüşünü alıyor Kübra...
Türban/başörtülü kızlarımızın asıl sorununu
kendilerinden dinleyeceğiz yani. Yakında!
Not: Çalıştık, çalışıyoruz, hep çalışacağız diye
bir şey yok öyle değil mi? Hacer Alkan'dan dinlenmek üzere
izini kopardım. Bir süre yokum, dönüşte görüşmek üzere...
Hoşçakalın, dostçakalın! (H.Ö)