Tüb bebek sahibi olmak isteyenler 35 yaş sonrası iki embriyo transferine izin veren düzenlemeden yararlanmaya çalışıyor.
Abone olUfuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Rıdvan Ege Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recai Pabuçcu, tüp bebek uygulamasında embriyo sayısını düşüren düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra gebelik oranlarında düşme olduğunu, 35 yaş sonrasında iki embriyo transferine izin verildiği için bazı hastaların yaşlarını büyütmeyi bile düşündüklerini söyledi.
Pabuçcu, 6 Mart'ta yürürlüğe giren yeni tüp bebek yönetmeliği ile transfer edilen embriyo sayısına yasal sınırlamalar getirildiğini, yeni düzenlemeyle 35 yaş altında birinci ve ikinci uygulamada sadece bir embriyo, üçüncü ve sonraki uygulamalarda iki embriyo, 35 yaş sonrasında ise ancak iki embriyo transferine izin verildiğini hatırlattı.
Bu düzenleme sonrası, yaptıkları tüp bebek uygulamalarında başarı oranlarında gözle görülür düşüşler meydana geldiğini bildiren Pabuçcu, "Çünkü tek embriyoda başarı şansı yüzde 20-21 iken çift embriyoda yüzde 40-45'e, üç embriyoda ise yüzde 50-60'a çıkıyor. Dolayısıyla artık tek embriyo transferi yaptığımız için başarı oranımız düştü" dedi.
Dünyada, Türkiye'de olduğu gibi sadece tek embriyo transferine izin verilen ülkelerde, devlet katkısının ülkedekine oranla çok daha fazla olduğunu kaydeden Pabuçcu, "Madem tek embriyo transferi zorunlu kılındı, bizde devletin katkısı ve uygulama sayısı artırılmalı" şeklinde konuştu.
İyi bir tüp bebek merkezinde başarılı bir uygulamanın maliyetinin bin-bin 200 euro civarında olduğunu vurgulayan Pabuçcu, Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu'nun katkısının bunun çok altında olduğunu söyledi.
"Zor elde edilen embriyolar heba oluyor"
Bazı hastalarda genetik hastalıklar nedeniyle kaliteli embriyo elde edilmesinin son derece zor olduğunu kaydeden Pabuçcu, "Örneğin daha önce down sendromu öyküsü bulunan hastalarda embriyo genetiği yapılıyor ve on embriyodan ancak ikisi kullanılabiliyor. Hiç spermi olmayan erkeklerde ise, sperm ancak biyopsi yöntemiyle elde edilebilmiş ve dondurulamamışsa heba oluyor" ifadesini kullandı.
Böyle durumlarda, hem hastaya çok büyük mali yük geldiğini hem de başarı şansının düştüğünü kaydeden Pabuçcu, "Yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği 6 Mart'tan sonra tüp bebekte gebelik oranları oldukça düştü. Hastalarımız birden fazla embriyo transferi yapılması konusunda ısrar ediyor, ama biz kurallara uymak zorundayız. 35 yaş sonrasında iki embriyo transferine izin verildiği için yaşlarını büyütmeyi düşünen hastalarımız bile var" diye konuştu.
Yeni düzenlemeyle tüp bebek yöntemiyle hamile kalanların aynı merkez tarafından takibinin de zorunla hale getirildiğini belirten Pabuçcu, "İl dışından gelen çok sayıda hastamız var. Bu hastalarımızı sürekli izlememiz olanaksız. Bu hastalar için koordine kurabileceğimiz hekimler belirlenirse, bulundukları illerde takipleri yapılabilir" dedi.
Tüp bebek merkezlerinin bir yenidoğan merkeziyle anlaşma yapmaları şartı getirildiğini de hatırlatan Pabuçcu, bu merkezlerin anlaşma yapmak için kendilerinden yüksek fiyatlar talep ettiklerini, ancak bunları karşılayacak durumda olmadıklarını söyledi.
Tüp bebekte transfer edilecek embriyo sayısına kısıtlama getirilmesine gerekçe olarak erken doğumların gösterildiğini hatırlatan Pabuçcu, şu önerileri dile getirdi:
"Oysa tüp bebeğin erken doğumlardaki yeri yüzde 5-20 arasında. Bunların da çoğu tüp bebek değil, yumurtlama tedavisiyle oluşan çoğul gebelikler. Yeni yan dal yönetmeliğinde, kadın doğum hekimlerinin kısırlık tedavilerini çok detaylı öğrenmelerine imkan veren, üreme endokrinolojisi ve infertilite yan dalına yer verilmeliydi, ama bu yapılmadı. Bu eğitimi alan hekimler çoğul gebelik oluşumuna meydan vermez."
Pabuçcu, yeni düzenlemenin DNA testi zorunluluğu da getirdiğini, ancak bunu kimin yapacağı ve ödeyeceği konusunda da açıklık bulunmadığını kaydetti.