Tunus'ta muhalefetin önde gelen siyasi partilerinden Nahda Hareketi'nin Başkan Yardımcısı Munzir el-Venisi ve Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni gözaltına alındı.
Abone olNahda Hareketi, sosyal medya paylaşım sitesinden yaptığı açıklamada, Başkan Yardımcısı Munsir el-Venisi'nin salı akşamı güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü duyurdu.
Başkan Yardımcısı Venisi'nin serbest bırakılmasını isteyen Nahda Hareketi, Venisi ile tam bir dayanışma içinde olduklarını kaydetti.
Hareketin Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni de gözaltına alınanlar arasında bulunuyor.
Nahda Hareketi Lideri Raşid el-Gannuşi'nin Siyasi Danışmanı Riyad el-Şuaybi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Nahda Hareketi Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni şimdi gözaltına alındı." ifadelerini kullandı.
Şuaybi, Haruni'nin gözaltına alınmasına ilişkin sebeplere değinmezken, daha önce gözaltına alınan Venisi'nin Elektronik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından 48 saat süreyle gözaltında tutulacağı bilgisini paylaştı.
Yine eski bir Nahda üyesi ve eski Tunus Başbakanı Hammadi el-Cibali de dün sabah saatlerinde başkent Tunus'un güneyindeki Susa kentindeki evinden güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış ve 7 saatlik sorgulamanın ardından savcılık tarafından serbest bırakılmıştı.
Hareketin lideri ve eski Tunus Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi de 17 Nisan'da "halkı iç savaşa yönlendirme" suçlamasıyla evine baskın düzenlenerek gözaltına alınmış, 48 saatlik polis sorgusunun ardından tutuklanmıştı. Gannuşi'nin tutukluluğu devam ediyor.
Tunus'ta siyasilere yönelik tutuklamalar
Tunus'ta 11 Şubat'tan bu yana siyasiler, gazeteciler, aktivistler, hakimler ve iş insanlarını kapsayan gözaltı operasyonları düzenleniyor. Bu operasyonlar kapsamında birçok muhalif cezaevine konuldu.
Son olarak 3 Eylül'de Nahda Hareketi Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni ev hapsine alındı.
Tutuklamalara ilişkin Cumhurbaşkanı Kays Said yaptığı açıklamada, siyasilere yönelik gözaltıların "devletin güvenliğine karşı komplo kurma" ve ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlardan ötürü gerçekleştirildiğini söylemişti.
Muhalefet ise soruşturmayı siyasi olarak niteliyor ve Said'i demokrasiye aykırı hareket etmekle suçluyor.