BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03

Tuncay Özkan ekrana çıkmasın

Tuncay Özkan’ı eskiden daha başarılı buluyordum. İyi bir gazeteciydi, burnu iyi koku alıyordu, takipçiydi.

Hep derim, iyi gazeteciyi masaya bağlamayacaksın, sahada haber kovalamalı. Öylelikle gittikçe daha iyisini yakalamaya başlar, form grafiği yükselir.

Masaya oturunca, hassasiyet azalıyor, olan biteni yaşamak yerine muhabirlerinden dinliyorsun, habercilik değil yorumculuk başlıyor.

Tuncay Özkan da başarılı olduğu için Show TV’nin başına kadar yükseldi. Ama habercilik başka, televizyon yöneticiliği başka şey.

Show TV’yi ve Akşam’ı hem yönetip, hem de ekranda program yapmaya başlayınca, ses getirdi getirmesine ama bir türlü ikisini de tam olarak yapamadı tabi.Televizyonda ses getirmek için bu işi iyi bilmesende, sivri ve aykırı şeyler yapmak, olay yaratmak yetiyor.

Ekranda görüntü denen bir şey var, bundan yararlanıyorsan ne ala, ama yararlanamıyorsan bu defa dezavantaj olmaya başlıyor. O dezavantaj, istersen televizyonun tepe yöneticisi ol, istersen çok iyi şeyler yap, senin de, kanalın da imajını eritmeye başlar.

Tuncay Özkan’ın da böyle bir dezavantajı var. Ekranda çok rahat olmaya çalışıyor ama genellikle aşırıya kaçıyor ve çok yapmacık olmaya başlıyor.

Tuncay Özkan şimdi kendi televizyonunda istediğini yapma özgürlüğüne sahip. Kanaltürk de zaman zaman iyi yayıncılık yapıyor ama Tuncay Özkan’ın ekran sevdasının olumsuz etkilerini de sineye çekmek zorunda kalıyor. Örnek vererek anlatayım. Partneri Cüneyt Arcayürek ile ilgi çekici sivri sohbetleri insanı ekran karşısında tutuyor. Ama realty showların da insanları ekrana çivilediğini hatırlatıp, izleniyor olmanın kaliteli program yapıyor anlamına gelmediğini belirtelim.

Böyle bir programda izleyici, ekrana çıkan televizyon patronunu yakından tanıyor ve ondan, olabilecek en iyi programı alacağını bekliyor ama !...

Ne kadar ciddi konu olursa olsun, konuşmaların seviyesi, esprilerin seviyesi, hakkında konuşulan kişilerle ilgili alaycı, dedikodu kokan konuşmalar o kanalın sahibinin şahsıyla birlikte kanal ile ilgili de olumsuz izlenim yaratıyor. Son programda gerek Fatih Altaylı gerekse Başbakan Tayyip Erdoğan ile ilgili bu şekilde alaycı, küçük düşürücü ifadeler, geçmişte aynı grupta beraber çalıştığı arkadaşı ile arasında husumet bile olsa, o televizyon sahibine yakışmayan görüntüler oluşturuyordu. Cüneyt Arcayürek için birşey demiyorum. Gerçi ondan da medyanın daha yararlanacağı çok şey var ama o böyle tercih etmiş olabilir ve kendisini bağlar.

Televizyon sahibi dediğimiz zaman bu bir sorumluluk işidir. Bir televizyonun sahibinin kendi televizyonunda yapacağı program ciddi, seviyeli ve saygın olmak durumundadır. O kişi enazından kendi televizyonunun akibetini düşünyorsa öyle olmak zorundadır. Espri, mizah, dedikodu programı yapabilir, ama böyle bir programda kendi görünmek yerine, o programa uygun kişileri seçmek daha doğrusudur.

Hele, Tuncay Özkan’ın o kahkahaları yok mu, onlar da yaptığı programa adeta tuz biber ekiyor. “Tuz” ve “biber” lezzet katar ama dozunu kaçırdığınızda yenmez hale gelir, ağzınızdakini tükürürsünüz. Tuncay Özkan ekrandaki haliyle, görüntü allah vergisi olduğu için o konudan eleştiremeyeceğim ama agresiv, el kol hareketlerini kendisi bilerek yapıyor ve bu hali ile çok antipatik oluyor.

Tavsiyem bu tür şeylerden uzak durması. Kendi televizyonu olabilir ama bir televizyon sahibinin izleyicileri karşısında her istediğini yapmaya hakkı yoktur. Böyle devam ederse, kanalını kendisinden beklediğimiz muteber bir konuma değil, “diğerleri” diye tabir ettiğimiz kulvara oturtmuş olacak.