TSK'nın Ermeni diyerek kovduğu pilot ağlayarak “Şimdi, bu cuma namaza gitmeyeyim mi? Kabul olmaz mı artık?” diye sordu.
Abone olGazeteci Aris Nalcı, bugün Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler başlıklı yazısında çok çarpıcı bir Türkiye gerçeğini bilmeyen gözlere gösterdi.
İstanbul'da Hrant Dink Vakfı'nın düzenlediği Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler konferansını ele aldığı yazısında kendi kişisel geçmişinden bir örnek verdi. Dedeleri ya da nineleri 1915'de tehcirden kurtulmak için Müslüman olmuş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, geçmişlerinideki bu gizemli ayrıntının yaşamlarını nasıl değiştirdiğini, zora soktuğunu anlatan Nalcı, bir savaş pilotunun aldığı eğitimde başarı gösteriyor olmasına rağmen ataları Türk değil de Ermeni olduğu için okuldan atıldığını ve kendisine şu şok edici soruyu sorduğunu yazdı: “Şimdi, bu cuma namaza gitmeyeyim mi? Kabul olmaz mı artık?”
İşte Nalcı'nın yazısından çarpıcı bir bölüm:
"BARON" HRANT BENİ ODASINA ÇAĞIRDI
"2000'lerin başı. Baron Hrant (Hrant Dink) beni odasına çağırdı. Odada ben yaşlarında (O zaman; 20) bir genç. “Ben ne yapacağım?” diye elleri yanaklarında düşünceli. Baron Hrant beni aslında çocuğa psikolojik destek olayım diye çağırmış. Yaşlarımız aynı neredeyse. Pilot okulundan atılmış olan Ş.'nin derdi kimliğiyle. Agos'tan Fethiye Çetin'in ailesini arama öyküsünü okuyunca kalkıp gelmekte bulmuş son çareyi. Hava Harp Akademisi'nde iyi bir öğrenci olduğunu söylüyor. 3 yılı doldurmuş. Ve okuldan atmışlar. Devamsızlık demişler ama elinde devam kayıtları var. Devamsızlık gözükmüyor orada...
BU CUMA NAMAZA GİTMEYEYİM Mİ?
Sonra anlaşılmış, kendisine söylenenin şokuyla aktarıyor: “7. göbekten Ermenilik var, sen savaş pilotu olmazsın”. Daha önce akademinin bana pilot olmayacağımı suratıma kapattılan telefonla açıkladığını yine bu blog'da .
Bu ise bir başka versyonu.
Kendimi şanslı sayıyorum şimdi geri dönüp bakınca.
Ya akademiye girip son sınıfta pilot olamayacağını öğrenirsen? İşte asıl hayal kırıklığını o zaman yaşar bir genç.
Ş.'nin böyle bir öyküsü vardı.
Ve bir sürü sorusu;
“Ben şimdi ne yapacağım?”
“Hıristiyan olmak için vaftiz nasıl olurum bu yaşta?”
“Şimdi, bu cuma namaza gitmeyeyim mi? Kabul olmaz mı artık?”
MÜSLÜMAN TOPLUMUN HELALLEŞMESİ GEREK
O zaman bu soruların ve daha birçoklarının cevabını ben bile bilmiyordum ama artık gün geçtikçe sayıları artan köklerinde Ermenilik olan Müslüman toplumun üyelerinin bununla bir helalleşmesi gerek.
Ermeni toplumlarının da Müslüman Ermenileri kabullenmesi. Ve cemaat içerisine adaptasyonlarını konuşmaları.
Evet bu ülkede bir Ermeni nesli 1915'teki soykırımdan sonra gerek devşirilerek gerekse tecavüz yoluyla Müslümanlaştırıldı. Bu insanların çoğu ölmeden önce çocuklarına değil ama birçokları torunlarına Ermeni kimliklerini anlattılar. Asıl isimlerini söylediler. O torunlardır ki şimdi kimliklerini aramaktalar. Binlerce torun bugün Müslüman mezarlıklarında yatan, kapısında “Ermeni Kabristanı” yazan mezarlıklara gömülemeyen Ermeni ninelerinin ve dedelerinin ruhları için dua ediyor.
TOPLUMUMUZUN YEK VÜCUT MEYVELERİ
1915'te yaşana soykırım travmasının ardından kimlikleri, kişilikleri, evleri ve kültürleri, dilleri bir olmuş toplumlarımızın yek vücut haline gelmiş meyveleridir Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler.
Bu torunlardan bazıları 90'larda faili meçhullere kurban gitti, bazıları şimdi Cumartesi Annesi.