Genelkurmay'ın Silvan'a yönelik hazırladığı raporda anlatılanlara, yerel kaynaklardan itiraz geldi.
Abone olAskerlerin araziye çıkış öncesi ve sonrası yapılan hatalar, istihbarat bilgileri ile yardım ekiplerinin geç ulaştırılması gibi birçok konudaki gerçeklerin Genelkurmay raporuna yanlış aksettirildiği ileri sürüldü.
GENELKURMAY RAPORUNA İTİRAZ VAR
Diyarbakır Silvan'da 13 mehmetçiğin şehit olduğu olayla ilgili Genelkurmay'ın hazırladığı rapora yerel kaynaklardan ciddi itirazlar geldi. Raporun gerçekleri yansıtmadığını belirten kaynaklar, 13 mehmetçiğin şehit olduğu olayın tüm detaylarını tek tek anlattı.
Lice'de 2'si asker 1'i sağlık görevlisi 3 kişinin kaçırılmasının ardından başlatılan operasyon devam edilirken, Hazro'daki birliğe PKK saldırdı. 3 askerin yaralandığı saldırının ardından, komutanlar 20 dakikalık bir toplantı düzenledi ve 45 dakika içerisinde Mehmetçiğe 'hazır ol'ması emri verildi. Yerel kaynaklar bu süreci şöyle anlattı:
45 DAKİKADA HAZIRLAN!
"MİT ve Emniyet'in kaçırılanların farklı bölgelerde olabileceğine dair duyumları dikkate alınmadı. Yalnızca askeri kaynaklardan gelen duyumlar değerlendirildi. Askere bu bölgelere görevlendirileceği söylenmedi. Zira yanlarında doğru dürüst bir harita bile yoktu. Bölük komutanları askere 45 dakika hazırlanmasüresi verdi. Bu süre içerisinde rütbeli personel, askerleri zar zor araca bindirebildi. Araçtaki koltuk sayıları toplamda yaklaşık 80-85 arası idi. Operasyonu icra edecek personel sayısı ise 90-95'ti. Bu sayıya komutanlar ve muhafızlar dahil değil. Asker bu şekilde sıkış tıkış araçlara bindirildi."
Kaçırılan şahısların bulunmasına yönelik operasyonların planlanma biçiminin tartışılır olduğunu kaydeden yerel kaynaklara göre birliklerin sürekli rastgele kullanılması personelde "operasyonlar gösteriş amaçlı yapılıyor" algısını oluşturdu.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI İSTENMEDİ
Genelkurmay raporunda teröristler arasında geçen telsiz görüşmelerinin alınır alınmaz birliklere iletildiği açıklaması yapılmıştı, yerel kaynaklar ise bu ifadeyi doğrulamadı. Telsiz görüşmelerinin saat 10.00'da alınmasına rağmen taburlara 11.00'da iletildiğini ifade eden kaynaklar "Daha da vahimi, telsizin yer kestirmesi 13.00'da yapıldı, ancak Tabur Komutanı'na 13.45'ten sonra iletildi. Her iki telsiz görüşmesinin geç iletilmesi dışında, Jandarma BölgeKomutanı Ünal Karaosmanoğlu tarafından İnsansız Hava Aracı (İHA), helikopterle hava keşfi ve Jandarma Özel Harekat Birliklerinin takviyesi gibi hiçbir emniyet tedbiri alınmadı" bilgisini verdi.
DAYANMAK MÜMKÜN MÜ?
Genelkurmay açıklamasında yer alan ve emniyetli bölgeye kadar araçla götürülen askerlerin 5.5-6 kilometremesafe katettiği ifadesinin de gerçekleri yansıtmadığı öne sürüldü. Evlatlarımızın, şehit düştükleri çatışmaya girmeden ne kadar yorgun oldukları yerel kaynakların anlatımında yürek burkan bir hikayeye dönüşüyor:
"Açıklamada belirtilen 5,5-6 km'lik mesafe gerçekte 10-11 km. civarındadır. Mesafelerin kuş uçuşu dikkate alınması uygun değildir. Yürüyüş mesafesi olarak dikkate alınsa bile yürünen arazinin durumuda önemli. Ağaçlık ve kayalık alanda görüş mesafesi ve sessiz ilerleme mecburiyeti dikkate alındığında bu mesafeyi yürümek çok daha da zorlaşır. Bu şekilde yavaş yürümenin asıl nedeni, yorgun olan 2 . bölük askerlerinin düşe kalka ilerlemeleri. Askerler emniyet ve gözetleme maksadı ile verilen molalarda dahi durdukları an yere yığılıyor ve uyumaya başlıyordu. Düşe kalka yürüyen askerler kayalık alana geldiklerinde düştükleri için yaralanıyor ve bazıları arkadaşlarının desteği ile yola devam ediyordu. Yıllardır bu bölgede terörle mücadele maksadı ile birliklerini görevlendiren bölge komutanlığının hangi arazide birliklerin hangi mesafeyi ne kadar zamanda yürüyebileceğini bilmemesi büyük zafiyet. Bu şekilde yapılandırılan operasyonlar birlik komutanlarının emniyetli şekilde yürümek yerine planda yazılan yere olabildiğince yaklaşabilmeye zorluyor. Bu durumda meydana gelen olayda olduğu gibi emniyeti geri plana atıyor. Ayın dokuzundan itibaren devam eden operasyonlar nedeniyle birliğin yorgunluğundan dolayı da yaklaşık 3 saatlik bir gecikme meydana gelmiştir. Bu gecikmede tek neden yorgunluk olup başka bir güçlükle karşılaşılmamıştır. Bu yorgunluğun Albay Murat Toprak'ın itirazlarına ragmen J.BLG .Komutanlığı tarafından dikkate alınmaması bariz bir hatadır."
ÇOK AMA ÇOK YORGUNDULAR
İşte 2. Jandarma bölüğünün Hazro ilçe jandarma komutanlığına yapılan saldırıdan itibaren istirahat ve görev saatleri:
Salı akşamı saat 19.00 da saldırı yapılıyor. 2. bölük saat 21.00 de göreve çıkıyor, ertesi gün saat 15.00'e kadar yorucu bir arazi arama tarama faaliyeti yapılıyor. Bu faaliyet 18 saat sürüyor. Saat 16.00-19.30 arasında birlikler ancak istirahate çekilebiliyor. Bu saatten sonra birlikler toparlanmaya ve akşam yemeğini yemeye başlıyor. Birlikler saat 21.00'den itibaren intikale başlıyor ve bu sabah saat 04.00'e kadar sürüyor. Yani ayakta durmakta zorlanan Mehmetçik, 25 saat yürüyüp 3,5 saat dinleniyor.
EMİR GEÇ ULAŞTI
Genelkurmay'ın açıklamasında helikopter desteğinin geç gittiği yönündeki eleştiriye yer verilmiş, konunun yargıya intikal ettirildiği kaydedilmişti. Yerel kaynakların helikopterle ilgili iddialarında ise Genelkurmay'ın açıklamasından çok farklı: Çatışmanın başlamasından 15 dakika sonra Silvan alaydan doğrudan filonun arandı. Helikopter pilotları hazır halde araç içinde bekledi fakat 'kalk' emri çok geç geldi. Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan filoya 'kalk' emri geç ulaştığı için helikopterler geç kalkmıştır. Teknik olarak kalk emrinden 20 dk sonra olaya müdahale edilebilirdi.
SIKIŞIP KALDILAR
"Olay mahallinde yangından dolayı askerler geri çekildi. Önde de asker kaldığı için ateş edilemedi. Yangından dolayı mevzide kalan askeri mühimmatlar patladı. 70 kişi 50 metrekare alana sıkışıp kaldı. Yangının sönmeye başlamasıyla sıkışık alanı genişletmek askerler için sönen alana doğru yayıldılar. Temas, tabur personelinin etkili karşı koyması sonucu değil, teröristlerin inisiyatifiyle kesildi. Helikopterler teröristlerin muhtemel kaçış istikametlerinden ziyade olay bölgesinin civarını ateş altına almışlardır. Temasın kesildiği 15.30 ile havanın kararması arasındaki 4 saatlik süre içerisinde muhtemel kaçış istikameti olarak nitelendirilen bölgelerden, teröristlerin kaçmış olması ve zayiat vermemeleri de manidardır.
TERÖRİSTLER NEREYE GİTTİ?
Genelkurmay açıklamasında JÖH ve Özel Kuvvetler Birliklerinin bölgeyi çembere aldıkları belirtti, yerel kaynaklar ise farklı bilgiler verdi. Özel Harekatın araziye indirildiği ancak Özel Kuvvetler personelinin Silvan alayına getirilerek hazır bekletildiğine dikkat çekildi. Özel kuvvetlerin hiçbir şekilde olaydan sonra araziye çıkmadıklarını vurgulayan yerel kaynaklar şunları aktatardı:
"Olaydan 5 gün sonra araziye çıktıkları söylentisi vardır ama doğruluğu net değildir. Bu kadar personel o bölgeye indirilmiş ise havadan dahi kontrol yapıldıysa neden kimse bulunamamıştır? Özel kuvvetler ve özel harekâtın saldırı yapılan bir bölgede kimseyi bulamaması normalse böyle bir tehdit beklemeyen erlerin teröristleri bulması nasıl beklenir? Olay sonrası yapılan tüm müdahalelere rağmen, olayı gerçekleştirdiği değerlendirilen 15- 20 kişilik terörist grubundan çatışma anında ele geçirilen (2) kişi dışında kimsenin ele geçirilememesi, birliklerimizin ise ağır zayiat vermesi, takviye ve destek birliklerin yerinde ve zamanında ulaştırılmadığını göstermektedir.