İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal ve Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun'un açıklamaları Genelkurmay'ı kızdırdı.
Abone olUlusalcı görüşleriyle bilinen İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal'ın "Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var" sözlerine TSK'dan yanıt geldi.
Yapılan yazılı açıklamada "TSK'nın tahrik edilmeye çalışılması talihsizliktir" denildi. İşte bu iki açıklama sonrası Genelkurmay bugün bildiri yayınlayarak suçlamalara sert bir cevap verdi.
TSK'ya ağır benzetme |
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un 29 Nisan tarihli Paşa başlıklı yazısındaki ifadeleri de TSK'nın yaptığı açıklamanın hedefi olarak gösterildi. Coşkun, Paşa başlıklı o yazısında "Kurt sordu: “Peki şu omuzunda parlayan ne?..” “Tasmam...” “Ne işe yarar?..” “Sahibim beni yönettiğine göre bu lazım... Nereye çekerse oraya...” “Ya onun istediğini yapmak istemezsem?..” “Karşılığında yapacaksın... Onca şey veriyor yani...”' ifadelerini kullanmıştı. |
"Son zamanlarda, yasal mevzuatla belirlenmiş olan vazifesini, tamamen görevine odaklı, devletine ve Yüce Milletine hizmet aşkı ile en iyi şekilde yapma gayreti içinde olan Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan, maksatlı olduğu değerlendirilen, haber, iddia ve yorumlara sıkça rastlanmaktadır.
ÜZÜNTÜ VE ENDİŞE İÇİNDE İZLENMEKTEDİR
Tahrik amaçlı olan ve yapıcı eleştiri sınırlarını aşan bu tür iddia ve yorumların, Türk Silahlı Kuvvetlerinin fedakâr ve kahraman mensuplarının moral motivasyonunu ve görevini en iyi biçimde yapma azim ve gayretini zaafa uğratmayı hedeflediği üzüntü ve endişe ile izlenmektedir.
ASKERİ UNVANLARI BİLE SEVİYESİZCE ALAY KONUSU YAPILIYOR
Bazı yazar, konuşmacı ve meslek kuruluşu temsilcilerinin; basın ve ifade özgürlüğünü istismar ederek, başta Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tarihe mâl olmuş asker kişilerin de şerefle taşıdıkları askeri unvanlarını bile seviyesizce alay konusu yapmaları, astlık-üstlük münasebetlerini ve dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplin anlayışını zedelemeye yönelik söz ve yazılarla Türk Silahlı Kuvvetlerini ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmaları, talihsizliktir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakâr mensupları; en kıdemsiz erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar, hiçbir tahriğe kapılmadan, çelikleşmiş bir birlik ve bütünlük içinde, Anayasamızın temel niteliklerine ve parlamenter demokratik sisteme sıkı sıkıya bağlı olarak, ülkemize ve Yüce Milletimize hizmet etmeye devam edecektir."
KOCASAKAL NE DEMİŞTİ?
[PAGE]
Ergenekon ve Balyoz davalarına yönelik eleştirileriyle dikkat çeken Kocasakal'ın Eskişehir’de Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik tartışılacak sözler sarf etmişti. bu sözleri çok tartışılacak:
Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde Anadolu Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü tarafından ‘yargı bağımsızlığı ve yeni anayasa’ konulu konferans düzenlendi. Eskişehir Baro Başkanı Avukat Rıza Öztekin’in başkanlığını yaptığı konferansa, Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal konuşmacı olarak katıldı.
"HÜKÜMETE ANAYASA YAPMA YETKİSİ VERİLMEDİ"
Yeni anayasa hazırlıklarına karşı çıkan Kanadoğlu, mevcut 1980 anayasasının bugünkü TBMM, yürütme ve yargının meşruiyeti olduğunu ve herkesin bu anayasaya sadık kalma zorunluluğu bulunduğunu ileri sürdü. Halkın bu hükümete yeni anayasa yapma yetkisi vermediğini iddia eden Kanadoğlu, şöyle dedi: “Milletvekilleri Anayasa'nın 81. maddesine göre yemin ederek göreve başlarlar. O andın metninde doğrudan doğruya anayasaya sadakatten ayrılmayacağına diye yemin vardır. Bu anayasaya yemin ederek göreve başlayan ve seçimi kazandığı için temsil kabiliyeti olduğunu söyleyen iktidar, kavramları birbirine karıştırmaktadır. Bu seçimin tek sebebi, bu hükümete yürütme yetkisi verilmiştir. Yeni bir anayasa yapma yetkisi vermemiştir.”
MUHALEFET PARTİLERİ KENDİLERİNİ ALDATIYOR
Yeni anayasa çalışmaları için TBMM’de kurulan uzlaşma komisyonuna muhalefet partilerinin katılmasına sert çıkan Sabih Kanadoğlu, “Kurulan uzlaşma komisyonunda muhalefet partilerinin ne işi vardı? Anayasada dayanağı olmayan uzlaşma komisyonuna iştirak ediyorsunuz. Kendinizi aldatıyorsunuz, oy birliği sağlanamazsa bu iş burada kalır. Onun için varız diyorsunuz." dedi.
DARBELERİ YAPANLARIN YARGILANMASINI ELEŞTİRDİ
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Ümit Kocasakal ise 1980 ve 28 Şubat darbelerini yapanların yargılamalarını eleştirdi ve bu yargılamaları ‘darbe ticareti’ olarak değerlendirdi. ‘Şimdi herkes anti darbeci oldu.' diyen Kocasakal, bugün darbeye karşı çıkanların geçmişte darbecilerle birlikte olduğunu vurguladı. Ümit Kocasakal, "Yıllar sonra darbelere karşı çıkmak olmaz. Yürek, 12 Eylül’e 13 Eylül’e, 28 Şubat’a 1 Mart’ta karşı çıkabilmektir. Aradan 15 sene geçtikten sonra böyle efelenmeleri kimseye yutturamazsınız.” diye konuştu.
ZANNETTİK Kİ CUMHURİYET BAROLARDA KORUNUR
Ana muhalefet partisi CHP’nin halkçılık okunu yitirdiği için bugünlere geldiğini ileri süren Kocasakal, kendileri hakkında da özeleştiride bulundu. Kocasakal, “Biz 90 senedir yattık. Adamlar 30 Ekim 1923’ten beri çalışıyorlar. Biz zannettik ki Cumhuriyet barolarda korunur. Biz zannettik ki günde 5 vakit laiklikten söz ederek laiklik korunur.” şeklinde konuştu.
ORDUMUZ VAR ZANNETTİK
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni eleştiren Kocasakal, şöyle devam etti: “Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Ben TSK’nın kurumsal kimliğini hep savundum. Biz NATO’ya girdiğimizden beri 'ne kadar milli ordumuz kaldı', bunu hiç düşünmek istemedik. Geldiğimiz bu noktanın hayırlı bir yönü oldu. Artık TSK vesaire yerine Türk silahsız kuvvetleri var. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz. Bu yüzden durmadan çalışacağız.