BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

TSK, Avrupa Birliği'ne güvenmiyor

İşte raporda yer alan ayrıntılardan bir örnek: "Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları Avrupa Birliği'ne güvenmiyor.."

Abone ol

Milliyet Gazetesi'nden Dilek Kocabaş'ın haberine göre, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından hazırlanan 2004 yılı ''Stratejik Araştırma'' raporunda, Türkiye'ye 17 sayfa ayrıldı. Raporda, Türkiye'nin değişim içinde olduğuna dikkat çekilerek, AK Parti iktidarının göreve gelmesi süreci bütün detaylarıyla anlatıldı. AK Parti'nin yerel seçimde gösterdiği başarının, 12 aylık AK Parti iktidarının uygulamalarının bir mükafatı olduğunu belirten rapor yazarları, 2003 yılında Türk ekonomisinde belirgin bir düzelme göze çarptığını vurguladı. Bütün bu olumlu görüntünün altında hala bazı sorunların sürdüğü de işaret edilen IISS raporunda, Kıbrıs'ın ve Türkiye'nin AB üyeliğinin bunların başında geldiğine dikkat çekildi. Raporda ayrıca, Irak'ta sürüp giden durumun da Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin istikrarsızlaşmasında etkili olabileceği uyarısında bulunuldu. IISS yazarları, bütün bunlardan daha önemli bir sorun olarak da ''İslam'ın Türk toplum yaşamındaki yerinin tam olarak belirlenememiş olmasını'' gösterdi. Hükümet ile Silahlı Kuvvetler arasındaki ilişkilere de geniş bir bölüm ayrılan IISS 2004 yılı raporunda, ''TSK'nın AB'ye tam olarak güvenmemekle birlikte Türkiye'nin AB ile tam üyelik görüşmelerine başlaması yolunda büyük bir isteklilik içinde olduğuna'' dikkat çekildi. Raporda, TSK'nın bunu, Türkiye'de gelişme ve refahın artmasının ve İslami partilere olan ilginin azalmasının bir yolu olarak gördüğü iddiasına da yer verildi. Raporda, bazı radikal İslami grupların İstanbul'da 15 Kasım 2003 tarihinde düzenlediği iki büyük bombalı saldırıya da önemli gelişmeler olarak dikkat çekildi. Türkiye'nin ''Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde dini eğilimlerin, bölücü akımların önünü alabileceği inancıyla bir dönem hoş görüyle karşılandığını'' öne süren IISS analistleri, bunun ve işsizlikle fakirliğin bir sonucu olarak bölgede radikalizmin geliştiğini iddia etti. Bölgeden pek çok gencin Kafkaslar, Balkanlar, Pakistan ve Afganistan gibi bölgelere gidip eğitim aldıklarını da savunan IISS yazarları, ''bu kişiler, Türkiye'ye döndükten sonra dikkatle izlenmediler. 2003 yılında meydana gelen bütün saldırılarda rol alan kişiler de bu bölgelerden gelmiş kişilerdi'' dedi. TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ Türkiye ile ABD ilişkilerine de yer verilen raporda, Türkiye ile ABD'nin artık ''sevgili'' konumunda olmadıkları, ancak hala iyi bir arkadaşlığı sürdürdükleri belirtildi. Irak savaşı öncesindeki anlaşmazlıklarla soğuyan iki ülke ilişkilerinin, Irak savaşının çabuk sona ermesi ve ABD'nin kayıplarının beklenenden daha az olması üzerine köprülerin yeniden kurulmasıyla düzeldiğine de işaret edilen IISS raporunda, AK Parti'nin Washington ile ilişkilerinin daha ziyade ekonomik, finansal, siyasi ve askeri ihtiyaçlardan kaynaklandığı öne sürüldü. Rapor yazarları, ''Washington ile ilişkilerinde kuşkulu bir tavır içinde olan AK Parti yönetiminin, aslında anti-Amerikan bir tavır içinde olduğunu'' da iddia etti. MÜSLÜMAN KOMŞULARA DÖNÜŞ OLABİLİR Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü 2004 yılı Stratejik Araştırma raporunda, AB üyeliğinin gerçekleşmemesi ve Irak'taki Kürt milliyetçiliği nedeniyle ABD ile ilişkilerinde soğukluk halinde Türkiye'nin Müslüman komşularına dönebileceği öne sürüldü. Türkiye'nin 2004 yılında son derece güçlü bir istikrar yakaladığına dikkati çeken rapor yazarları, Türkiye'nin Tahran ve Şam gibi başkentlerle olan ilişkilerinin bölgedeki Kürt milliyetçiliğine karşı oluşturulan ortak tavır çerçevesinde geliştiğini savundu. Kıbrıs konusunun da bir sorun olarak ortada durduğunu belirten yazarlar, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde nasıl bir yol izleyebileceği sorusuna da yanıt aradı. Yazarlar, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolculuğuna rahat şekilde devam edebilmesinin ön şartının, AB'den kesin bir tarih alınması ve Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılması olduğunu vurgulayarak, her iki tarafın da istekli davranması ve çaba göstermesi halinde ABD ile Türkiye'nin ilişkilerinin eski gücünü kazanabileceğini bildirdi. Washington yönetiminin, Türkiye'nin AB üyeliğine güçlü bir destek verdiğine de dikkat çekilen IISS raporunda, bu desteğin ardında Türkiye'nin İslam dünyasının laik bir demokrasisi olması ve örnek oluşturacağına inanılmasının yattığı kaydedildi. Raporda, ''ancak Türkiye'nin AB umutları söner ve ABD ile ilişkilerinde de Irak'taki Kürt milliyetçiliği nedeniyle soğukluk yaşanırsa Ankara Müslüman komşularına dönebilir ve onlarla olan ilişkilerini güçlendirebilir'' denildi. IRAK SAVAŞI Raporun genel bölümündeyse 2003 ve 2004 yıllarındaki uluslararası gelişmelere değinildi. Irak'taki savaşın, bu gelişmelerin en önemlisi olduğunu belirten rapor yazarları, bu savaşın ABD ile Avrupa kıtasını böldüğünü kaydetti. Bu bölünme sırasında İngiltere'nin arada kaldığını da belirten yazarlar, Irak savaşı ve savaş sonrası gelişmelerin ciddi sorunlar doğurduğunu vurguladı. Yazarlar, koalisyonun gerçekten Iraklıların kalplerini kazanmak istemesi halinde, ABD milliyetçiliğinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. EL KAİDE Raporda, El Kaide'nin bazı liderlerinin tutuklanmasına ve öldürülmesine rağmen, hala etkin bir liderliğe sahip olduğu ve 60'dan fazla ülkede faaliyet gösterdiği ileri sürüldü. Raporda ayrıca, dünya çapında kayıplarına rağmen örgütün 18 binden fazla ''potansiyel teröriste'' sahip olduğu, Irak savaşı nedeniyle de saflarına katılanların giderek arttığı belirtildi. Enstitü, 18 bin kişilik tahminin, istihbarat örgütlerinin, ABD ve müttefiklerinin Afganistan'a müdahalesinden önce El Kaide'nin bu ülkedeki kamplarında 20 bin kişiyi eğittiği ve müdahaleden sonra 2 bin kadar militanın öldürüldüğü ya da yakalandığı raporlarına dayanılarak yapıldığını kaydetti. El Kaide'nin saldırılarının muhtemelen artacağı ileri sürülen raporda, ABD'nin El Kaide'nin asıl hedefi olmaya devam ettiği, Irak'a ise bin kadar El Kaide üyesinin sızdığı ileri sürüldü. Madrid'de düzenlenen tren saldırısının El Kaide'nin dağılan yapısını tamamen yeniden kurduğunu gösterdiği belirtilen raporda, örgütün yeni bir çalışma tarzı oluşturduğu da kaydedildi. Batı ve müttefiklerinin El Kaide'ye karşı büyük bir mücadele vermeye devam etmek zorunda olduğu belirtilen raporda, güvenlik yönünden verilen mücadelenin, Irak'ın demokratikleştirilmesi ve İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözülmesi gibi siyasi gelişmelerle desteklenmesi gerektiği vurgulandı. El Kaide'nin, gelecekte çok daha büyük eylemlere hazırlandığı görüşüne de yer verilen IISS raporunda, hedefteyse Kuzey Amerika ile Avrupa'nın bulunduğu vurgulandı. El Kaide'nin bu eylemlerde kitle imha silahları kullanmak amacında olduğu da öne sürüldü. Bu arada, El Kaide'nin kolay hedef olarak ABD, Avrupa ve İsrailli sivilleri göreceğini belirten yazarlar, örgütün bu çerçevede Irak'taki ayaklanmayı da destekleyeceğini bildirdi. Raporda ayrıca, son bir uyarı olarak Atlantik ötesi güçlerin bütün dikkatlerini Ortadoğu ve Körfez'e yoğunlaştırdığı sırada Kuzey Kore gibi dünyanın başka köşelerinde yeni sorunlar meydana gelebileceği ve dikkatlerin başka yöne kayabileceği kaydedildi.