Yunanistan Başbakanı, Moskova'da Rusya Devlet Başkanı ile görüşüyor. İki ülke de Yunanistan'a yardım konusunun gündemde olmadığını söylese de, Brüksel Atina'nın yardım karşılığında Rusya politikalarını sulandırmasından endişeli.
Abone olYunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras bugün Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geliyor.
Her ne kadar resmi gündem başlıkları "enerji, turizm ve ulaşım alanlarında işbirliklerinin güçlendirilmesi" olarak sıralansa da hem Brüksel'in hem de yatırımcıların sorduğu tek bir soru var:
"Yunan hükümeti Moskova'dan mali yardım talebinde bulunacak mı?"
Atina'dan yapılan açıklamalar ziyaretin herhangi bir yardım talebiyle ilgili olmadığı yönünde.
Reuters haber ajansına bilgi veren bir Yunan hükümet yetkilisi "Borç sorunlarını Euro Bölgesi içerisinde çözmek istiyoruz" dedi.
Ancak Kremlin yine de kapıyı açık tutuyor.
Rusya'nın Kommersant gazetesine konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir Rus yetkili "Yunanistan'a kredi hattı açılması konusu masada" diye konuştu.
Brüksel tedirgin
Brüksel'i asıl endişelendiren ise Yunanistan'ın kemer sıkma şartı olmaksızın Rusya'dan mali yardım alıp Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya'ya yönelik politikalarını sulandırabileceği ihtimali.
Tsipras daha Moskova'ya gitmeden Rusya'ya karşı Ukrayna krizi nedeniyle uygulanan yaptırımları "çıkmaz sokak" olarak niteledi.
AB içerisinde Rusya'ya yönelik alınacak her yaptırım kararının 28 üye ülkenin de onayına ihtiyacı var. Tek bir ülkenin veto etmesi, gelecekte olası yaptırım kararlarının önünü kesebilecek bir adım.
Endişeleri yüksek sesle dile getirenlerden birisi Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz oldu.
Schulz, "Tsipras'ın Avrupa'nın mali yardım karşılığında Rusya'ya yönelik ortak politikasını tehlikeye atması kabul edilemez" dedi.
Alman gazetesi Bild ise bir adım daha ileri giderek Putin-Tsipras görüşmelerinin doğasını "çirkin" olarak niteledi ve Tsipras'ı şimdiden Putin'in "Truva atına" dönüşmekle suçladı.
Gazetenin haberinde Putin ve Tsipras'ın Almanya Başbakanı Merkel'e karşı pakt oluşturmayta çalıştığı da iddia edildi.
Avrupa'yı rahatsız eden bir diğer konu da Rusya'nın adının mali sorunlar yaşayan bir AB ülkesiyle ilk kez anılmıyor olması.
Geçen yıl da Kıbrıs Avrupa Birliği'nin şartlı yardımlarındansa Rusya'dan 2,5 milyar euroluk bir yardım paketini almayı tercih etmişti.
Kremlin'den alınan yardımdan sonra Kıbrıs bankalarındaki Rus hissedarların payları önemli ölçüde artmıştı.
Yunanistan ne kadar zorda?
Atina'nın mali yükümlülükleri her ne kadar karmaşık olsa da net olan bazı konular var.
Yunan hükümeti 20 Nisan'a kadar Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) sağladığı 240 milyar euroluk kurtarma paketinde süre uzatımına gidilmezse nakitsiz kalacağını söylüyor.
Brüksel ise yardım paketinin uzatılması için önce Atina'nın ikna edici bir reform paketini -bir başka değişle daha fazla kemer sıkma tedbirini- Avrupalı ortaklarına sunmasını talep ediyor.
Yunanistan'ın önünde bir de yoğun borç geri ödeme takvimi var. Perşembe günü IMF'ye 448 milyon euroluk bir ödeme yapılması gerek.
IMF borcunun yanı sıra vadesi gelen tahvil ve bonoların da geri ödemesinin yapılması gerek.
Yunanistan'ın bu borç geri ödemelerinde tarihi geçirmesinin, piyasalar gözünde zaten darbe almış olan itibarının daha da zedelenmesine yol açabileceği yorumları yapılıyor.
Tsipras hükümeti borç geri ödemeleri nedeniyle nakite sıkışabileceğini ve hem kamuda maaş ödemelerinin hem de emekli aylığı ödemelerinin yapılamayabileceğini söyleyerek "Yunan halkının ihtriyaçlarını kreditörlerin ihtiyaçlarının önünde tutmalıyız" diyor.
Yunanistan'ın nakit para ihtiyacı bu kadar artmışken, Rusya'nın Avrupa'ya kıyasla daha "elverişli" bir yardım eli uzatmasının Atina'yı cezbedebileceği ifade ediliyor.
Her ne kadar resmi ağızlardan olası bir yardım paketinin ipuçları verilmese de Putin-Tsipras görüşmelerinin odağında bu bu konunun olacağına kesin gözüyle bakılıyor.