Türk Standartları Enstitüsü Başkanı Kenan Malatyalı, Fatih Altaylı'yı ziyaret ederek inanılması güç bir iddiada bulundu: Kurumumda yolsuzluk var ama başedemiyorum!..
Abone olTürk Standartları Enstitüsü Başkanı Fatih Altaylı'yı ziyaret ederek inanılmaz bir iddiada bulundu: TSE'de yılda en az 500 bin dolarlık yolsuzluk oluyor. Ben bu kurumun başındayım ama bu rezaletle baş edemiyorum" İşin gerisini Fatih Atlaylı'dan okuyalım:
Yazı: Fatih Altaylı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
TSE Başkanı Kenan Malatyalı, Fatih Altaylı'yı ziyaret ederek inanılmaz bir ihbarda bulundu: "TSE'de yılda en az 500 milyon dolarlık yolsuzluk oluyor. Ben bu kurumun başındayım ama bu rezaletle baş edemiyorum."
TSE Başkanı Kenan Malatyalı ziyaretime geldi. Daha doğrusu şikáyete geldi.
Şikáyet ettiği kurum ise başında bulunduğu TSE’ydi.
‘Fatih Bey, TSE Türkiye’de yolsuzluğun kaynağı olmuş. Burada yılda en aşağı 500 milyon dolarlık bir yolsuzluk oluyor. Ben bu kurumun başındayım ama bu rezaletle baş edemiyorum’ diye girdi söze.
Kulaklarıma inanamıyordum.
TSE Başkanı, kurumundaki yolsuzlukları aktarmaya başladı:
‘TSE olmadan gümrük yolsuzluğu olmaz. Burada her türlü rezillik var. Parayla TSE belgesi satıyorlar. Standart dışı malların Türkiye’ye girmesine yeşil ışık yakıyorlar. Verilmemesi gereken belgeleri veriyorlar. Bunlar yüzünden ithalat patlaması oluyor, Türkiye kalitesiz mal cenneti oluyor. Büyük rezalet var. Çete kurmuşlar.’
‘Madem bunları biliyorsunuz, neden önlem almıyorsunuz?’ diye sordum.
‘Kolay değil’ dedi. Çünkü yakalayamıyorlarmış.
‘Yakalatın o zaman’ dedim.
Güldü.
‘Zaten asıl rezalet burada. Yakalamıyorlar’ dedi ve anlattı.
TSE Başkanı olarak şüphelendiği kişilerin isimlerini Emniyet’e bildirmiş. Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hanefi Avcı ile defalarca konuşmuş. Bunların takip edilmesini ve yasal izinlerinin alınarak telefonlarının dinlenmesini talep etmiş.
‘Ee, bir sonuç çıkmadı mı?’ diye sordum.
‘Çıkmadı’ dedi. Çıkmamış; çünkü Emniyet türlü bahaneler ileri sürerek ve ‘İhbar ettikleriniz devlet memuru, önce savcılık izni gerekli’ diyerek TSE Başkanı’nın istediği takipleri yapmamış. Hanefi Avcı, Kenan Malatyalı’ya her seferinde değişik gerekçeler öne sürmüş ve bir gelişme kaydedilmemiş.
Malatyalı’ya, ‘Hanefi Avcı ile bir de ben konuşayım’ dedim.
Ve konuyla ilgili bilgi almak için Hanefi Avcı’yı defalarca aradım.
Görüşmek istediğim konuyu bildirdim. Ne bir tek kere telefonuma çıktı, ne bir tek kere geri döndü. Malatyalı ile sonraki her karşılaşmamızda, ‘Hanefi Bey’le görüşebildiniz mi?’ diye sordu.
Görüşemediğimi söyledim.
Ama Malatyalı’nın içinde hep ‘bir şeyler olacak’ umudu vardı ve olası bir operasyona zarar vermemek, kuşları ürkütmemek için konuyu yazmadım.
Niyetim rezaleti ortaya çıkarıp sonrasında yazmaktı.
Ama alt düzey birkaç bürokratın sorgulanması ve tutuklanması dışında hálá asıl yolsuzluğun kökenine inecek bir icraat görmediğim için durumu sizlerin bilgisine aktarıyorum.
Türkiye’nin önemli kurumlarından birinin başındaki adam, ‘Benim kurumumda yolsuzluk var’ diye feryat ederek devletin Emniyet güçlerine başvuruyor ama sanki kayaya tosluyor.
Yolsuzluk ve rezalet sürüyor.
İşte size Türkiye’den bir yolsuzluk örneği.
Hem de yolsuzluklardan bıkan halkın, yolsuzluklarla mücadele edeceğine inanarak seçtiği bir iktidar döneminde.