BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Truva'dan Irak'a istihbarat hataları

İstihbarat hataları bugüne kadar onarılması güç zararlara neden oldu. Truva'yı içten vuran tahta at, ABD'nin Irak'ta kimyasal silah bulundurduğu iddiası bunlardan birkaçı.

Abone ol

İşte ... ABD ve İngiltere'nin Irak savaşına neden olarak öne sürdüğü kitle imha silahlarının izine rastlanmaması, özellikle bu ülkelerde istihbarat bilgileri ile bu bilgilerin hükümet tarafından yorumlanış biçimi tartışmalarını gündeme taşıdı. BBC'nin internet sitesinde yer alan Paul Reynolds imzalı bir yazıda, Truva'yı içten vuran tahta attan, Stalin'in Almanya'nın Sovyetler Birliği'ni istilaya kalkışacağına inanmamasına, ABD'de Pearl Harbor ve 11 Eylül saldırılarının durdurulamamasına kadar tarihte önemli bir dizi istihbarat hatası ele alınıyor. Irak'la ilgili istihbarat sorunlarının tarihte dikkate değer istihbarat hataları içinde önemli bir yeri olacağı vurgulanan yazıda Reynolds, istihbarat başarısızlıklarını bir dizi başlık altında inceliyor. ABARTI Abartılı bilgiye dayalı bir kararın yanlış sonuçlara yol açacağına dikkat çekilen yazıda, soğuk savaşın önemli krizlerinden ''Ryan operasyonu'' hatırlatılıyor. Roland Reagan'ın ABD başkanı olduğu 1980'lerde bu operasyon, ABD'nin Sovyetler Birliği'ne karşı bir füze saldırısı başlatabileceği korkusu üzerine kurulmuştu. Rusça ''nükleer füze saldırısı''nın kısaltması olan Ryan adı verilen operasyonda, dünyanın her köşesindeki KGB ajanlarından normal dışı askeri faaliyetlere dair işaretleri araştırmaları ve bulmaları istenmişti. AZIMSAMA İstihbarat servislerinde ya da siyasi liderlikte düşmanın eğilimlerini tamamen yanlış okuma olarak ortaya çıkan bu duruma, İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği ile Almanya ilişkisi örneği veriliyor. 1941'de, ABD ve İngiltere'den ciddi uyarılar gelmesine, güçlü askeri belirtiler olmasına karşın, Stalin'in Hitler'in Sovyetler Birliği'ni istilaya kalkışmayacağına ikna olduğu hatırlatılıyor. Başbakan Churcill'in, Almanya'nın Polonya'nın güneyine yeni zırhlı birlikler konuşlandırdığına dair çok gizli bazı istihbarat bilgileri verdiği belirtiliyor. İsviçre'deki bir Sovyet casusunun Moskova'ya tarih vermesine, saldırının 22 Haziran'da başlayacağını yazmasına rağmen, Stalin'in bu gerçekten uzak olduğu kaydediliyor. KENDİNE AŞIRI GÜVEN Reynold'a göre, bu durumun en klasik örneği Ekim 1973'deki Yom Kippur savaşı. İsrail'in Mısır'ın savaşı kazanamayacağı ve çok kısa süreli olacağı öngörüsüyle başlayan savaş, umulduğu gibi olmadı ve Mısır için diplomatik zafere dönüştü. İsrail soruşturma komisyonunun ağır eleştirilerinin ardından Başbakan Golda Meir istifa etti. KENDİNİ BEĞENME Düşmanın bir şeyler yapabileceğinin bilindiği, ancak zamanın ve ne olacağının bilinmediği halde ortaya çıkan bu duruma, 1982 Falkland Savaşı örnek veriliyor. Arjantin'deki askeri yönetimin Falkland üzerinde egemenlik kurmak istediğinin bilindiği, Arjantin ve İngiltere arasında 1982 başlarında müzakereler başladığı zaman bile İngiltere'nin müdahaleyi önleyecek bir şey yapmadığı hatırlatılıyor. Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'in 1990'da Kuveyt'i istilasının da benzer bir örnek oluşturduğu, böyle bir şeyin olabileceğinin düşünüldüğü, ancak olmayacağı ümit edilerek bir şey yapılmadığı kaydediliyor. BİLGİ EKSİKLİĞİ Reynolds'un ''istihbaratın hemen hemen olmadığı durumlarda olayların insafına kalırsınız'' dediği bu başlıkta, 1941 Pearl Harbor baskını yer alıyor. 1941'de Japonya'nın ABD'ye yönelmiş saldırganlığına ilişkin işaretler olduğu, ancak üst düzeydeki hiç kimsenin Pearl Harbor'a bir saldırıyı beklemediği hatırlatılıyor. Japon uçaklarının yaklaştığına ilişkin radar verileri olmasına karşın, bunları saldırı olarak yorumlayacak kimse ya da Japon savaş uçaklarını püskürtecek bir hazırlık olmadığı belirtiliyor. NOKTALARI BİRLEŞTİRMEDE BAŞARISIZLIK Bu durum, tutarlı bir bütün oluşturacak istihbarat parçaları arasında bağlantı kurmada başarısızlık olarak ortaya çıkıyor. ABD'de 11 Eylül saldırılarının ardından CIA ve FBI'a yönelik en büyük suçlamalardan biri, -El Kaide'nin yolcu uçağı kullanma taktiği, Ortadoğulu kişilerin uçuş kursları alması, şüphelilerin ABD'de olması gibi verilere rağmen- önceden noktaları birleştirmeyi başaramamış olmaları. Yazının sonunda, Truva Kralı Priamos'un kızı Kassandra'ya verilen dramatik bilici yeteneği hatırlatılarak, buradan bir ders çıkarılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Antik Yunan tanrılarından Apollon, Kassandra'ya her şeyi önceden bileceği bir yetenek vermiş, ama kimsenin ona inanmamasını da sağlamıştı. Truva savaşında Kassandra, bilici yeteneği ile gelişmeleri görmüş, uyarmış, ancak kehanet gereği kimse ona inanmamıştı.