TRT yönetimi tasarruf gerekçesiyle 500 civarında sanatçının kurumla bağını kesti. Sanatçılar son konserlerine yakalarına taktıkları siyah kurdela ile çıktılar.
Abone olKonuyla ilgili TRT İstanbul Radyosunda Çalışan İstisna Sözleşmeli çalışanlar şu açıklamayı yaptılar... SanatçılarHepimizin bildiği gibi TRT geleneksel müzik türlerimiz olan Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği’nin koro ve solo programlarını büyük bir özenle hazırlayarak, Anadolu insanını kucaklayan; beğenisine ve sevgisine hitap eden, müzikalitesi yüksek radyo ve televizyon yayınları üretmektedir. TRT İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum Radyolarında son yıllarda müzik üretimlerinin neredeyse tamamına yakınını istisna sözleşmesi yönetmeliğine göre çalıştırdığı, çoğu on yılı aşkın süredir bu kuruma hizmet veren sanatçılarla yapmaktadır. Büyük çoğunluğu Konservatuar mezunu olan bu sanatçılar küçük paralarla çalıştırılırken, “sizi bir gün kadroya alacağız” diyerek telkinde bulunulmaktaydı. Bu süreçte sanatçılar, İstisna Sözleşmesi Yönetmeliğine göre değil Hizmet Sözleşmesi Yönetmeliğine göre “Kadrolu Sanatçı gibi” çalıştırılmışlardır. Buna rağmen, TRT gibi kültürümüze sahip çıkıp, onu gelecek kuşaklara yozlaşmadan ulaştırılmasını amaçlamış bir kurumla amaç birliğine girip, piyasanın yozlaşan çarklarına TRT’yi tercih eden bu genç ve dinamik kuşak; adeta sırtından bıçaklanarak TRT tarafından kapı önüne konulmuştur. Kapı önüne konan sanatçıların pek çoğu, Yurttan Sesler’in ve Klasik Koroların ilk kadrolarından, Nida TÜFEKÇİ, Neriman Altındağ TÜFEKÇİ, Yücel PAŞMAKÇI, Alaaddin YAVAŞÇA, Bekir Sıtkı SEZGİN gibi hocaların ve şeflerin öğrencileridir. TRT’ye büyük bir saygıyla, uzun yılardır hizmet eden, akitli ses ve saz sanatçılarının birçoğu, belki de piyasada müzik yaparak, büyük paralara ve şöhrete sahip olabilecekken, tercihlerini sanattan, gelenekten yana kullanarak, gelecek planlarını hep bu kurum için yapmışlardır. Buna rağmen uzun yıllarını, sanatsal birikimlerini, enerjilerini ve duygularını bir gün TRT sanatçısı olma hayali ve heyecanıyla bu kuruma vermiş sanatçılara, en ufak bir açıklama yapılmadan, demokratik olmayan bir anlayışla “ilişiğiniz kesilmiştir” denilmektedir. Enerjisi ve yaşama kaynağı sadece duygu âlemi olan sanatçıların duygusal dünyasını paramparça eden bu gelişmeye, başta tüm aydınların ve tüm halkımızın, bir vatandaşlık görevi bilinciyle sahip çıkması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu konunun halkımız tarafından duyulması hususunda ilginizi rica eder, saygılar sunarız.