BIST 9.916
DOLAR 35,04
EURO 36,44
ALTIN 2.943,07
HABER /  GÜNCEL

Tribün seyircisinin analizi

Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ortaş, son günlerin en çok tartışılan konusu 'futbol terörü'ne ilişkin İHA'ya çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Abone ol

Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, "Mevcut eğitim sistemi gençlerin yaşamdan zevk alma olgusunu futbola indirgedi" dedi. 12 Eylül anlayışı ile birlikte eğitimin tamamen yozlaştığını belirten Ortaş, "Okulların önüne konulan tek alternatif, 'Çocukların düşüncelere kapılmaması için spor sahalarında futbol oynatın' şeklinde olmuştur. Düşünebiliyor musunuz, günün önemli bir kısmını futbol ile yatıp kalkan bir çocuk nasıl bir ruh haline sahip olur? Bütün dünyası futbol olmuş bir insanın, bu dünya ile neler yapacağını düşünün" diye sordu. Prof. Dr. Ortaş, son günlerin en çok tartışılan konusu 'futbol terörü'ne ilişkin İHA muhabirine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Maça giden gençlerin büyük çoğunluğunun ilk ve orta öğretim diplomasına sahip ve yüzde 74.75'inin işsizlerden oluştuğunu ifade eden Ortaş, "Bu eğitim eksikliği bugün futbol maçında, yarın trafik kazasında, bir başka gün kapkaç olayında karşımıza çıkacak ve belki de bazen canımızla bu bedeli ödemek zorunda kalacağız. Artık ülkemizin eğitimi ülkenin 1. sorunu olarak ele alınmalı, bütçede eğitim ilk sırada pay almalıdır" diye konuştu. Futboldaki terörün en son yüzünü Beşiktaş ile Çaykur Rizespor arasında yapılan karşılaşmada tribündeki bir gencin bıçaklanarak öldürülmesi ile gösterdiğini vurgulayan Ortaş, şunları söyledi: "16 yaşında bir genç yine onun gibi bir takım gönüldaşı tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Yer yerinden oynuyor, aile feryat ediyor, herkes üzgün, yöneticilerden alışılmış beylik laflar: 'Bu münferit bir olay, büyütmeyelim, futbol kardeşliktir vs.' Uzun zamandır eğitim sistemimiz ile oynandığını biliyoruz. En azından 1940'lı yıllarda başlayan soğuk savaş sürecine ülkemizin de dahil edilmesi ile A'dan Z'ye ülkenin eğitim anlayışı değiştirildi. Köy Enstitülerinin kaldırılması ile çağdaş eğitim birliği ve anlayışı rafa kaldırıldı. O gün bugündür ülke sürekli aşağı doğru gidiyor. Her şeyden önce uygulanan eğitim nasıl bir nesil yetiştirdi? Hele 12 Eylül anlayışıyla birlikte eğitim tamamıyla yozlaştırıldı. Her şeyden önce çocukların zevkleri elinden alındı. Hayattan zevk almanın değişik yolları vardır. Hobi yapma, kitap okuma, el sanatları geliştirme, resim, müzik, satranç, sporun değişik dalları. Ancak okulların önüne konulan tek alternatif, 'Çocukların düşüncelere kapılmaması için spor sahalarında futbol oynatın' şeklinde olmuştur. Düşünebiliyor musunuz? Günün önemli bir kısmını futbol ile yatıp kalkan bir çocuk nasıl bir ruh haline sahip olur? Bütün dünyası futbol olmuş bir insanın, bu dünya ile neler yapacağını düşünün." "FUTBOL TERÖRÜNDE SİYASİLERİN DE ETKİSİ VAR" "Her yönü ile eğitilmemiş, mutluluğun değişik kaynaklarından yararlanma şansı elinden alınmış veya mutluluk kaynaklarına erişmesi için gerekli donanımı sağlanmamış kişilerin futbola heveslenmeleri doğaldır" diyen Ortaş, eğitimli taraftarlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Büyük çoğunluğu ilk ve orta öğretim diplomasına sahip ve yüzde 74.75'i işsiz olan kişilerin stadyumlarda, 'ölmeye ölmeye geldik' diye bağırmasının çok anlamlı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ortaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küçücük bir takım forması tişört, boynunda atkı, yüzünde takım boyası ile kendine bir yer edinen, arkadaş ilişkileri kuran kişi tabii ki yakaladığı iki kuruşluk zevk için ölüme de gider. Bu da olması, kişi kim, ne işe yarıyor? Genelde de bu tür kişiliklerin eğitim ve sosyo-ekonomik yapıları düşük düzeyde olduğu için olup bitenleri bütünsel olarak kavramak ve ona uygun sosyal psikolojilerini geliştirmeleri zor olmaktadır. Bu sosyo-psikolojik ruh yapısına sahip kişilikler başkalarının başarısında kendini bulması kişiyi rahatlatmaktadır. Futbol gibi herkesin benimsediği, beyinsel olarak düşünce zorluğunun olmadığı, kimsenin 'yanlış düşünüyorsun' demediği veya kendi üzerinde kimsenin baskısını görmediği durumlarda kişi en rahat kendisini orada görmektedir. Bu yönü ile kişiler, risk almadan devlet ve toplum destekli kendini ifade etme ortamı bulmaktadırlar. Özellikle futbola devletin verdiği destek, medyayı ve diğer çıkar çevrelerini de konuya sahip çıkmaya yönlendirmiştir. Yaşamda kendine bir yer bulamamış kişilikler, içi boş, herkesin kolayca boy göstereceği bir alandan kendine kimlik ve varlığını ispatlama alanı olarak görmeye başladığı buraya kaymaya başlamışlardır. Tabii bu ranttan siyasilerin de yararlanma istemi, kendine oy kazandırmak için sokağın sesine kuru kuruya 'evet' demeleri sonucu bu duruma tuz biber ekilmiştir. En azından sorumlu siyasilerin bu tür olaylara biraz daha geniş açıdan yaklaşmaları beklenilmektedir." Ortaş, 'futbol terörü'nün arkasındaki en önemli etken olarak gösterdiği eğitim sorununun da ciddi anlamda sorgulanmasını ve gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. Ortaş, "Bu eksiklik bugün futbol maçında, yarın trafik kazasında, bir başka gün kapkaç olayında karşımıza çıkacak ve belki de bazen canımızla bu bedeli ödemek zorunda kalacağız. Artık ülkemizin eğitimi ülkenin 1. sorunu olarak ele alınmalı, bütçede eğitim ilk sırada pay almalı. Çağdaş bir eğitim için gerekli bütün donanımlar sağlanmalıdır, zaman kaybetmeden çağı yakalamak zorundayız. Toplum olarak bu talebi yüksek sesle dile getirmek zorundayız" diye konuştu.