Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 1980'li yıllardan itibaren muhtelif zamanlarda yapılan ancak uygulanamayan ulaşım ana planı denemelerini açıkladı.
Abone olUlaştırma Bakanı Binali Yıldırım, TBMM Genel Kurulu'nda Ulaştırma Bakanlığı'nın 2004 yılı bütçesi üzerindeki eleştirileri yanıtladı. ULAŞIM ANA PLANI Bakan Yıldırım, ulaşım ana planı denemelerinin 1980'li yıllardan itibaren muhtelif zamanlarda yapıldığını ancak uygulama olanağı bulamadığını ifade etti. Ulaşım Ana Planı çalışmalarının devam edeceğini belirten Yıldırım, bu işin bir yılda bitmeyeceğini herkesin bildiğini ifade ederek, ''Biz öncelikleri bir plan stratejisi kapsamında belirledik ve bu önceliklere yönelik de adımlarımızı atmış bulunuyoruz'' diye konuştu. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu da denizciliğin, demiryollarının öncelikli alt sektör olarak kabul edilmesi ve bu yönde yatırımlara başlanmasıdır. İşte örnek: Ankara-İstanbul hızlı tren projesi... Bunun birinci etabının çalışmasını başlattık. İkinci etabının uygulama projelerini tamamladık. 2004 yılı başından itibaren ihaleye çıkıyoruz. Her iki proje eş zamanlı olarak yürüyecek. 2005 yılı sonunda Ankara-İstanbul arası 7 saatten 3 saate düşecektir. Diğer önemli proje tarihi İpekyolunu ihya edecek tüp geçit ve Marmaray projesidir. Bu proje de Türkiye'nin 100 yıllık hayalidir. İhalesi yapılmış ve 2004'ün ilk çeyreğinde temelini atacağız. Projenin ikinci etabı da yani banliyö hatlarının yenileştirilmesi ve üçüncü hattı da içeren bölümü de 2004 yılı içinde ihale edilecek. Bu projenin tamamlanma süresi 50 ay olup proje tamamlandığında İstanbul kent içi ulaşımında büyük rahatlama sağlanacaktır. Bu sistem metro ile de entegre olacak. Böylece iki gidiş-gelişte bir saatte 120 bin insanımız taşınabilecektir. Batı Avrupa'dan Uzakdoğu'ya uzanan İpekyolu'nun eksik olan bölümü yapılarak kesintisiz hale gelecektir.'' Yük taşımacılığı tekelinin de kaldırıldığını belirten Yıldırım, ''Artık trenini vagonunu alan gelsin demiryolunda taşımacılık yapsın'' dedi. Bakan Yıldırım, demiryolu ağının geliştirilmesi ve demiryolu işletmeciliğiyle ilgili yap-işlet-devret gibi finans kaynağı arayışlarının da sürdüğünü bildirdi. ''ÜLKENİN KURTULUŞU DENİZCİLİKTE'' Türkiye'nin kurtuluşunun denizcilikte olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Denizci ülke olmak daha zengin ülke olmanın kapısını açacaktır. Türkiye büyük bir devlet ve Türk milleti de çağdaş bir millet olacaksa her köşesinde deniz hizmet ve imkanlarının bulunması gerekir'' diye konuştu. Bundan 100 yıl önce dünya denizciliğinde lider olan Türkiye'nin ne yazık ki bugün Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin de gerisinde kaldığını ifade eden Yıldırım, denizin her alandaki bu önemini kavrayarak 2003 yılında sessiz bir devrimi gerçekleştirdiklerini bildirdi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''En başta liman ücretlerinden yüzde 50, fener ücretinden yüzde 30 indirim yapılmıştır. Bu indirimden ülke kaybetmemiş, kazanmıştır. İşte ispatı; Çeşme limanında gemi trafiği 2003 yılında bir önceki yıla göre yüzde 80 artmıştır. Kuşadası limanına gelen yolcu sayısında da bir önceki yıla göre yüzde 59 artış olmuştur. İzmir limanı daha önce yolcu kabul etmezken yolcu gemisi kabul etmeye başlamıştır. Konteynır trafiğinde de yüzde 80 artış kaydetmiştir. Liman işletme gelirleri 162 milyon dolardan 197 milyon dolara ulaşmış bulunmaktadır.'' ÖTV'SİZ YAKIT OCAK'TA Bakan Yıldırım, kabotaj hattında iç taşımacılığı tetikleyecek önlemlerin de alındığını ifade etti. ÖTV'siz yakıt uygulamasının 1 Ocak 2004 tarihinde başlayacağını kaydeden Yıldırım, ''Bunun anlamı şudur: Bugün litresi 1 milyon 350 bin lira olan mazot 650 bin liradan deniz taşımacılarına, balıkçılara, ticari yat işletmecilerine verilecek. Bu da 8 bin 300 kilometrelik sahil şeridimizde taşımacılık önemli ölçüde artacaktır'' diye konuştu. Ulaştırma Bakanı Yıldırım, 1950'de başlayan karayolu ağırlıklı politikaların bugün bir cinnet, cinayet noktasına geldiğini söyledi. Ortalama yurtiçi taşımalarının yüzde 95'inin karayoluyla yapıldığını anımsatan Yıldırım, oysa Fransa'nın sahil şeridi Türkiye'den az olmasına rağmen yüzde 10 deniz, yüzde 10 havayolu, yüzde 30'unun demiryolu, kalanını karayoluna ayrıldığını ve Avrupa'da demiryolu taşımacılığının öncelikli sektör olarak kabul edildiğini vurguladı. Türkiye'nin son 20 yılda mevcut demiryolu ağına bir tek kilometre demiryolu eklemediğini ancak bu sürede 11 milyar dolar harcadığını kaydeden Yıldırım, ''Bizim bir karar vermemiz gerekiyor. Demiryollarını terk mi edeceğiz yoksa ayağa mı kaldıracağız'' dedi. ''THY TALEBİ KARŞILAYAMIYOR'' Binalı Yıldırım, THY'nin yeni uçak alımı ile ilgili eleştirilere değinirken, uçak alımı değil uçak kiralanmasının sözkonusu olduğunu söyledi. THY'nin talebi karşılayamadığını kaydeden Yıldırım, ehliyetsiz kişilerin işbaşına geldiği yolundaki eleştirileri kabul etmediğini belirterek, ehliyetsiz denilen bugünkü yöneticilerin dış bürolar ve bakım onarımda yaptıkları düzenlemelerle 120 milyon dolar tasarruf sağladığını anlattı. Yıldırım, emeklilik sonucu da 800 personel tasarrufu sağlandığını dile getirdi. Esenboğa Hava Limanı'nın Türkiye'ye yakışmadığını kaydeden Yıldırım, 2004 yılında ihaleye çıkılacağını ve yap-işlet modeliyle Esenboğa Hava Limanı'nın da yenileneceğini bildirdi. Ulaştırma Bakanı Yıldırım, 2004 yılından itibaren ses tekelinin sona ereceğini böylece özel sektörün de haberleşme sistemine gireceğini belirterek, lisansların verilmesi, gelir bölüşümüne ilişkin çalışma esaslarının belirlendiğini bunu yarın basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanacağını bildirdi.