Vatandaşların önemli çoğunluğu trafik kazası sonucu oluşan tedavi masraflarının devlet tarafından karşılanacağını bilmiyor.
Abone olTüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer, vatandaşların önemli çoğunluğunun, trafik kazası sonucu oluşan tedavi masraflarının devlet tarafından karşılanacağını bilmediğini söyledi. Kemal Özer, “sadece vatandaşlar değil, ilgili yasa ve yönetmeliklerden haberdar olmayan taşra teşkilatları da uygulama hakkında yeterince bilgi sahibi değil” dedi. 2003 yılı Temmuz ayından itibaren, Zorunlu Trafik Sigorta poliçesi bedellerinin yüzde 2’sinin Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne bağlıTürkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin bünyesinde oluşturulan bir fonda toplanmaya başladığını belirtti. Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı adıyla faaliyete geçen fonun kuruluş ana amacının, Zorunlu Trafik Sigortası’nı yapan şirketiniflası halinde ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarların araç sahibine ödenmesi olduğunu ifade eden Özer, şunları kaydetti: “Ancak Tüketiciler Birliği’nin girişimleri üzerine bu fonun, trafik kazasında yaralanan kişilerin talepte bulunmaları halinde tedavi giderlerinin karşılanması için kullanılması sağlanmıştır. Söz konusu düzenleme Ağustos 2004’de yönetmelik değişliğiyle gerçekleşmiştir. Şu anda trafik kazasında yaralanan bir vatandaş, kaza raporu, hastane faturası ve ilgili yerel kurumlardan alacakları belgeyle birlikte Hazine Müsteşarlığı’na başvurmaları halinde, hastaneye ödedikleri tedavi masraflarını geri alabilmektedir. Ancak, vatandaşlarımızın çoğu, trafik kazası sonucu oluşan tedavi masraflarının devlet tarafından karşılanacağını bilmiyor.” Sağlık Bakanlığı’nın da söz konusu mevzuat değişikliğini içeren genelgeyi, ilkyardım hizmeti vermeye yetkili tüm hastanelere gönderdiğini belirten Özer, “Özel ya da devlet kuruluşları hiç fark etmez, vatandaşlarımız müracaatları halinde trafik kazasından kaynaklanan tedavi masraflarının tamamını geri alabilir. Tüm vatandaşlarımızı bu haklardan yararlanmaya çağırıyoruz” dedi. Özer, sadece vatandaşların değil, ilgili yasa ve yönetmeliklerden haberdar olmayan resmi kurumların taşra teşkilatlarının da uygulama hakkında yeterince bilgi sahibi olamadıklarını, bu bilgi eksikliğinin valilik ve kaymakamlıklarca bir an önce giderilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.