TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyesi Zafer Hıdıroğlu, gördükleri kadarıyla Trabzon'da çok büyütülecek bir olay olmadığını söyledi.
Abone olHıdıroğlu, Trabzon Huzurevi'ni ziyaretinden önce yaptığı açıklamada, Trabzon'da birtakım rahatsızlıklar olduğunu belirterek, ''Bu rahatsızlık, arkadaşlarımla beraber yaptığım tespitlere göre görüldüğü kadar değil. Yani Trabzon'da dışarıdan görüldüğü kadar büyük olay yok. Bunu söylerken kesinlikle herhangi bir taraf olarak söylemiyorum'' dedi. Amaçlarının insan hakları ihlallerinin mümkün olan minimum seviyeye indirilmesi olduğuna işaret eden Hıdıroğlu, şöyle devam etti: ''Trabzon'daki olaylar olmadan önce, buraya gelmemiz planlanmıştı. Trabzon'daki olay ülke gündemini fazla işgal etti. Onun için bu konuya daha fazla ağırlık vermek zorunda kaldık. Gördüğümüz kadarıyla çok büyütülecek bir olay yok. Ancak durumu şöyle özetleyebiliriz, insanların demokratik hakkını kullanma diye bir hakkı var. Bu bir temel haktır. Düşüncesini ifade etme özgürlüğünden her zaman yana olduk. Hangi görüş, hangi fikir olursa olsun -devletin temel nizamı hariç- karşılıklı fikirde olan insanlar, hepsi devletini düşünen insanlardır. Ama demokratik hakların kullanımında başkalarının haklarına zarar veriliyorsa, mesela, bildiri dağıtmak ile başlayan demokratik hakkın kullanımından Trabzon halkı rahatsız olmuştur. Bu demokratik hakkı kullanırken, insanların rahatsız olması da bu hakkı kullananlar tarafından düşünülmelidir.'' ''GÖZALTINA ALINANLAR OLDU'' Komisyon olarak raporlarını tamamladıktan sonra daha net bilgilere ulaşacaklarını ifade eden Hıdıroğlu, ''Linç gibi, dayak atma gibi fiillerde ve teşebbüsünde bulunan kişilerin gerekli kayıtlardan tespiti yapılacak. Linç girişiminde bulunanlardan gözaltına alınanlar oldu. (Bir tarafa yükleniliyor, diğer tarafa yüklenilmiyor) diye bir şey yok'' diye konuştu. Hıdıroğlu, kimsenin Trabzon'u karıştırmasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Tahriklere kapılıp yangına körükle gitmeyeceğiz. Sivil toplum örgütlerinin açıklamaları da bizi memnun etti. Bildiri dağıtmak insan hakkı özgürlüğüdür, ama bu bildiriyi dağıtırken ilerisi düşünülmelidir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan önce, Siirt'teki bir konuşmasında herkesin okuduğu bir şiiri okuması sonucu, o şiirin o bölgede farklı sonuçlar doğuracağı düşünülerek, mahkeme kararı ile ceza aldı. Bu ceza doğru, yanlış, onu tartışmak durumunda değilim. Yaptığımız şeyi nerede, nasıl yaptığımızı düşünmeliyiz.'' Olayların üzerine birtakım kişilerin Trabzon'a gelmeye kalkışmasının çok yanlış olacağına dikkati çeken Hıdıroğlu, ''Seyahat özgürlüğü, gelme hakları vardır. Hatta kendilerine göre haksız buldukları şeyler vardır. Bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Şu anda bu mesele ile ilgili buraya gelinmesi seyahat özgürlüğünün zamanlaması açısından uygun değildir. Mümkünse arkadaşlarımıza insan hakları komisyonu olarak da yardımcı oluruz. Gerekirse beraber geliriz. Zamanlamayı biraz tehir ederlerse daha sağlıklı düşünüp, daha güzel olan şeyleri yapabilecekleri kanaatindeyim'' dedi. ''BU İŞİ SOĞUTMAMIZ LAZIM'' Hıdıroğlu, Trabzon'daki genel incelemeler içerisinde ağırlığı bu konuya verdiklerini kaydederek, şunları söyledi: ''Bu işi soğutmamız lazım. Nefsani hareket edenlere izin vermememiz gerekir. TAYAD üyeleri veya herkes, her fikre destek verebilir. Biz şu an cezaevinde olan arkadaşlarımızla da görüştük. Onlar da rahatsızlar. (Biz olayların böyle olacağını bilmiyorduk. Eğer böyle olacağını bilseydik bildiriyi o anda dağıtmazdık) diyorlar. Kimse kendini devletin üzerinde bir güç olarak görmesin. Burada devlet yetkilileri, her şeye hakim durumda. (Kendisini yargıç, hakim yerine veya ben bu işi korurum, ben varken bir şey olmaz) deme hakkına sahip değildir. Hepimize sorumluluklar düşüyor. Bilerek veya bilmeyerek bu konuda karşılıklı yanlışlıklar var, bu yanlışların düzeltilmesi için Trabzon halkı, sivil toplum örgütleri, bürokrasi herkes yardımcı oluyor.''