Törenin romanını yazdı
Geleneklerin en yoğun yaşandığı illerden Şanlıurfa'da yaşayan Emine Güllüoğlu 'töre'nin romanını yazdı.
Abone olGeleneklerin en yoğun yaşandığı illerden Şanlıurfa'da yaşayan Emine Güllüoğlu (54), ''töre''yle ilgili yazdığı ve 28 yıl sonra yayınlayabildiği romanının ilgi görmesi üzerine, üçüncü romanını yazdı. Eşi çiftçilikle uğraşan ve kendisi de ev hanımı olan Güllüoğlu, AA muhabirine, öğrencilik yıllarında tanık olduğu bir olayı, 1973 yılında ''Bize Sevmek Yasak'' adıyla romanlaştırdığını, ancak bunu 2001 yılında yayınlayabildiğini söyledi.
''En büyük arzum, kitabımın başka eller arasında okunduğunu görmektir'' diyen Güllüoğlu, Şanlıurfa'nın ilk kadın yazarı olduğunu da iddia ediyor. Öğretmen okulu mezunu olan Güllüoğlu, kitabını önceleri sadece ''eşe-dosta dağıtmak'' için 200 adet bastırmak istediğini ifade ederek, ''ancak yayınevi sahiplerinin tavsiyesi üzerine bin adet bastırdık. Kitabın birinci baskısı tamamlandığında kısa sürede tükendi'' dedi. Lisede okuyan 3 genç kızın sevdikleri uğruna bölgedeki örf-adetler nedeniyle yaşadıkları sıkıntıların konu edildiği kitabının yayınlanmasının ardından çevresindeki bazı kişilerin tepki gösterdiğini ancak Türkiye'nin çeşitli yerlerinden de tebrik telefonları aldığını anlatan Güllüoğlu, Şanlıurfa gibi örf, adet ve geleneklerine çok bağlı bir kentte, kadın olarak töreyle ilgili roman yazmanın zorluğuna da işaret etti.
Kitabının daha sonra farklı yayınevlerince 3 baskı yaptığını bunun üzerine 2 yıl sonra bir kadının töre nedeniyle çektiği sıkıntıların anlatıldığı ''Seni Yüreğimde Götürdüm'' adlı ikinci romanını yayınladığını dile getiren Güllüoğlu, bu kitabının da büyük ilgi gördüğünü kaydetti.
''TÖRENİN SOLDURDUĞU ÇİÇEKLER''
Yazdığı romanları yaşanmış olaylardan seçtiğini ifade eden Güllüoğlu, ''hazırladığım üçüncü roman olan 'Törenin Soldurduğu Çiçekler' kitabında da töre adına işlenen cinayetleri ve kan davasının sonlandırılması için küçük yaşlarda evlendirilen 2 genç kızın yaşadıkları dramı anlattım. Kitap, kısa sürede basılacak'' dedi. Güllüoğlu, 3 romanın kahramanlarının da halen hayatta olduğunu söyledi. Yerel gazetelerde de töreyle ilgili yazılar yazdığını belirten Güllüoğlu, şunları kaydetti: ''Romanlarım tamamen yaşanmış olaylardan esinlenerek yazıldığı için herkesin ve özellikle de kadınların ilgisini çekiyor. Bu kitabımın da aynı ilgiyi göreceğini umuyorum. Ayrıca konuyla ilgili tamamlamayı düşündüğüm 2 kitabım daha var. Aslında bu işe başladıktan sonra, bölgede konuştuğum töreden mağdur olmuş birçok kadının hayatının roman olarak yazılabileceğini gördüm. Maalesef törede kadın haklı da olsa haksız da olsa eziliyor. Parasal bir kaygım yok, amacım sorunun çözümüne katkıda bulunmaktır.''
TÖRE GEREĞİ KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR
Bölgede töre gereği kadın ve genç kızların karşılaştıkları bazı zorluklar şöyle: -Sevdiği birisiyle evlenmek isteyen genç kız, amca veya dayı çocuğu gibi bir yakını kendisine talip olursa, bunların izni olmadan istediği kişiyle evlenemez. -Bölgede yaygın olan evlilik biçimlerinden ''berdel''de (karşılıklı kız alıp verme) taraflardan biri eşiyle anlaşamaz ve ayrılırsa, diğer taraftaki kadın da eşiyle çok iyi anlaşsa dahi baba evine dönmek zorunda kalır. -Yine töreye dayanan ve adına ''beşik kertmesi'' denilen uygulamada, yakın veya dost aile çocukları, daha bebekken birbirleriyle evlendirilmeleri kararlaştırılıp, büyüdüklerinde buna uymaya zorlanır. -İki aile arasındaki kan davasının son bulması için, suçlu taraf, karşı taraftan birine kız verir.