BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Töre cinayetlerine hoşgörü!

Tüm Türkiye"de gün geçtikçe sayısı artan “töre ve namus” cinayetleri işleniyor.

 

Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından hazırlanan Töre ve Namus Cinayeti Raporu'na göre İstanbul'da her hafta en az bir kişi töre cinayetine kurban gidiyor. Son beş yılda “namus” nedeniyle işlenen cinayetlerin sayısı bini geçti.

 

Cinayetlerin temelinde “namus” kavramı yatıyor. Araştırmaya göre "töre ve namus” cinayetlerinin altında kadının ataerkil bir toplum yapısından gelmesi büyük bir etken olarak görülüyor.

 

Cinayetleri genelde 18 yaş altı çocuklar işliyor ve katiller cezaevlerinde birer kahraman gibi karşılanıyorlar.

 

Dicle Üniversitesi(DÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü"nün yaptığı anket sonuçlarına göre bu cinayetleri işleyenlerin çoğu pişmanlık duymuyorlar.

 

Korkunç!

 

Ve birkaç gün önce Yargıtay 1. Ceza Dairesi, töre cinayetlerinde “aile meclisi kararı” alınmış olmasını şart koştu. Karara göre, “aile meclisi kararı ispatlanamazsa” sanıklar töre suçundan hüküm giymeyecek ve daha az ceza alacak.

 

Yani bu durumda cinayeti azmettirenlere beraat yolu açık.

 

Ben, bu haberi “töre cinayetleri serbest” gibi algıladım.

 

Aile meclisinin karar alıp almadığı nasıl ispatlanacak?

 

Aile meclisinden çıkan karar sonrasında, cinayet kararını alanlar meclistekilerden imzalı birer kâğıt almıyordur herhalde!

 

Bu kararı verenler bunu düşünmemiş olamazlar!

 

Ne yapacaklar şimdi?

 

Cinayet işlemeden önce aile meclisini toplayıp bir de televizyon kanalı mı çağıracaklar?

 

Nasıl ispatlanacak aile meclisinin karar almış olduğu ya da aile meclisinin toplanmamış olduğu?

 

Demek ki canı sıkıldı diye cinayet işleyen birinin sözüne güvenilecek öyle mi?

 

Namusu için cinayet işlemiş adam dürüsttür ne de olsa!

 

Namus kavramı kafalarında değil başka yerlerinde şekillenmiş sevgiden yoksun bu insancıklar, kız kardeşini ya da kızını bir adamla gördü diye, kız ailenin istediği kişiyle evlenmedi diye, boşanmak istiyor diye, ya da ne bileyim, bir erkeğe baktı diye öldürecekler, üstelik indirimden yararlanacaklar.

 

Şimdi kadınlar daha da tehlikede…

 

Bir erkeğe baktı diye, bir erkeği sevdi diye, ya da biri onu sevdi diye kaç kurbanlık kadın olduğunu tahmin etmek zor değil araştırma sonuçlarına göre…

 

Üstelik neredeyse ceza bile yok!

 

Bu habere, bir baltaya sap olamamış, namusu iki bacak arasında sanan, bir başka kişinin namusunun bekçiliğine soyunan, kendi her haltı yediği halde kadının hiçbir hakkı olmadığına inanan, nefret yüklü kalpleriyle nefesleri kan kokanlar nasıl da sevinmişlerdir.

 

Ödül gibi ceza indirimi…

 

Hoşgörünün bu kadarı fazla değil mi?

 

Bir sırtlarının sıvanmadığı kalmıştı, yakında o da olur.