Töre: Başımıza dert mi olacak?
Bugün parlâmentoda ve basında yapılan tartışmalardan sonra,
"Uçkura endeksli piyasa ekonomisi!" başlıklı
yazımı tekrar servise veriyorum.
Bunu, "ben demiştim, öngörmüştüm" demek için
değil, dikkatlerinizi AB konusunda samimiyetime
çekmek istiyorum.
"Uçkura endeksli piyasa ekonomisi" vurgulamasını
herkesten önce ben yaptım deme niyetinde de değilim.
AB ile müzakere ediş tarzını eleştirdiğimde, beni
statükoculukla suçlayanlar haksızlık ediyorlar.
"Zina" tartışmasının bu ülkeye maliyeti
-gazetelere göre- 153 trilyon.
Feda olsun ama!..
Göreceksiniz; "töre, genital muayene ve hayasızca
hareketler" maddelerine de AB kamuoyu, "zina" maddesi
kadar önem vermektedir.
Neyse... Geçenlerde yazdığım yazıyı tekrar hatırlayalım:
***
...............................
"Acuner, daha neler söyledi neler!
Kamuoyunun şimdiden dikkatine sunulur:
“Kadın-erkek eşitliği ile ilgili düzenlemeler siyasi
kriterdir.
“Burada tereddütlerin oluşması çok kötü oldu.
“AB’nin kılıkırk yaran, atgözlüklü bürokratları noktalama
işaretlerine bile bakıyorlar.
“Kanun metinlerinde ‘namus cinayeti’ yerine, ‘töre cinayeti’...
“ ‘Bekâret muayenesi’ yerine, ‘genital muayene’ yazılması doğru
olmadı.
“15-17 yaşındaki çocukların arkadaşlık etmelerinde ‘hayasızca
hareketlerin’ ölçüsü nedir?
“ ‘Dua edelim de bize, gençlerin el ele gezmesi veya açık kollu
giyinmesi hayasızca hareket midir?’ diye
sormasınlar.”
***
Selma Acuner, böyle evhamlı biri işte...
Kim korkar onların soracağı sorulardan.
Haddini bilsinler bakalım!..
Kopenhag Kriteleri’nde olmamasına rağmen
“Kıbrıs” dediler, “evet buyrun”
dedik!
“Kendi dilinde yayın yetmez, daha çok, daha çok kültürel
haklar, sizi ancak bu haklar!” diyorlar eyvallah
diyoruz.
Amaaaa!..
İş uçkurumuza kadar karışmaya gelirse, bu törelerimize aykırı
olur.
Tam burada, alın AB’nizi çalın başınıza demekten
başka çaremiz yok.
Buraya kadar, biz AB’ye uçkursuz giremeyiz
abi!.."
***
Acuner'in, çok önemsenmesi gereken uyarılarını
böyle esprili bir dille size aktarmışım.
Bizim dilimizde "töre" kelimesi içerdiği anlam
açısından cinayet nedeni olamaz.
"Töre", bir bakanın Cumhurbaşkanı
olmak istemesini engellemek için yol kesmek de değildir.
TCK'da anlatılmak istenen "namus
cinayeti"dir.
AB metinlerinde de bu böyledir.
Gururla söz ettiğimiz "Töre" mizi başımıza dert
haline getirmeseydik keşke...