Toplumu korkutma senaryoları...
Nice zamandır birileri "Yeni bir darbe girişimi daha olacak" diyerek korku pompalıyor. Hasan Atilla Uğur isimli eski albay, "Darbenin tarihini bile biliyorum" diyerek bu korkuyu iyiden iyiye köpürten son isim oldu.
17/25 Aralık'tan sonra hepimizi şaşırtan, anlam veremediğimiz bazı gelişmeler yaşadık.
Erdoğan'dan hazzetmediğini her fırsatta gösteren bazı isimler, bir anda Erdoğan destekçisi kesildiler.
Doğu Perinçek, İlker Başbuğ ve bazı eski generaller bu isimlerin başını çekiyor, Fetö ile mücadelede Erdoğan'ın yanında olduklarını dile getiriyorlardı.
Her konuşmalarında özellikle değindikleri bir konu vardı.
"TSK içinde binlerce Fetö mensubu var. Bunların bir an önce temizlenmesi gerekiyor!"
Doğu Perinçek bu düşüncesini daha geniş kitlelere duyurabilmek için ahaber'e çıkmaktan bile geri durmadı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından verilen bu destek artarak devam etti.
Ancak ne olduysa oldu, adını zikrettiğim isimler aniden ağız değiştirip Erdoğan'ı ve TSK içindeki ihraçları eleştirmeye başladı.
Neden dersiniz?
Çünkü onların hayali Fetöcülerden boşalan komutanlıklara ulusalcı, laik ve kemalist düşüncedeki isimleri yerleştirmekti. Erdoğan bu isteği yerine getirmeyince bir anda düşman kesildiler.
Bu ayrıntıyı şundan dolayı anlattım.
Nice zamandır birileri "Yeni bir darbe girişimi daha olacak" diyerek korku pompalıyor. Doğu Perinçek'in has adamlarından Hasan Atilla Uğur isimli eski albay, "Darbenin tarihini bile biliyorum" diyerek bu korkuyu iyiden iyiye köpürten son isim oldu.
Anlattıkları ilginç...
İngiltere aylardır ajanları aracılığıyla Güneydoğu'da çalışmalar yaparak aşiretlerin borçlarını silmişmiş ve onları satın almışmış. Yakında camilere ve cemevlerine saldırılar olacakmış. Bu sayede Kürt-Türk-Sünni- Alevi çatışması yaşanacakmış. Bu iç çatışma sonrası yüzbinlerce insan öldürülecekmiş. Güneydoğu'da başlayan bir ayaklanma Yurt geneline yayılacakmış. Sonrasında 50 bin İngiliz askeri Türkiye'ye girecekmiş. Ardından NATO ve BM müdahale edecekmiş ve Türkiye onların marifetiyle parçalanacakmış.
Sonra?
Herkes dikkatli olmalıymış, tetikte olmalıymış, oyuna gelmemeliymiş.
Bir dakika arkadaş!
Bir dakika yahu!
İstihbarat birimlerinin darbe girişimini önceden öğrenememesini anlarım. Bir canlı bombanın veyahut suikastçinin gözden kaçmasını da anlarım.
Ancak...
İngiliz ajanları ülkenin Güneydoğu'sunda aylarca cirit atacak. Aşiretlerle pazarlıklar yapılacak, onların devlete ve bankalara olan borçları silinecek. 50 bin askerle sınırdan içeri girmeye yeltenecek. NATO ve BM müdahale etme hazırlıkları yapacak.
Kimsenin bilmediği ve duymadığı bu gelişmeleri sadece Doğu Perinçek duyacak!
Sen de TSK'da görev yapmış bir isim olarak çıkıp duyduklarını herkesin yüreğine korku salacak cümleler eşliğinde medya aracılığıyla duyuracaksın!
Bu mudur?
15 Temmuz gecesi tankların altına yatan, kurşunların üzerine yürüyen bir milleti, "Aman gelecekler, ay geliyorlar" diyerek pısırıklaştırmaya çalışmanın ne alemi var?
Neymiş efendim?
Cemevlerine saldırarak alevileri, camilere saldırarak sünnileri iç çatışmaya sürükleyeceklermiş. Aşiretler ayaklanacakmış da Kürt-Türk savaşı çıkaracaklarmış.
Geç arkadaşım, geç!
O numaralar eski Türkiye'de kaldı.
Bi' defa bu ülkenin aşiretlerine, para karşılığında vatanını satacaklar suçlaması yapmak edepsizlik, ahlaksızlıktır. O aşiretler ki 40 yıldır PKK'nın karşısında, devletin yanında yer aldı.
Cami-cemevi saldırıları üzerinden alevi sünni çatışması bekleyenler de her seferinde avucunu yaladı, yalamaya devam edecek.
Daha önce de yazdım, tekrar etmekte yarar var.
İngiltere, Amerika, NATO, Fetö, Çetö veya her ne zıkkımsa...
Gelmek isteyen gelsin, girmek isteyen girsin.
Milletin ruh hali nasıl biliyor musunuz?
"Darbe yapacaklar" diyorsun, "aaa en sevdiğim" diyor.
"Yahu ülkeyi parçalamaya çalışacaklar" diyorsun,
"O en sevdiğim" diye cevap veriyor"
Bu milleti pısırıklaştıramayacak, korkutmayacak, geri adım
attıramayacaksınız.
Ölüm mü?
Emaneti sahibine teslim etmekten öte ne var kardeşim. Günün birinde nasılsa öleceğiz. Ha yatakta, ha savaşta ölmüşüz ne farkeder?
Herkesin bir mutluluk anlayışı vardır. Bizler için mutlulukların en büyüğü olan ölüm, birilerinde dehşet duygusu oluşturabilir. Çünkü biz şehadete inanmış, vatan ve bayrak uğruna ölenlerin Hazreti Peygamber'e komşu olduğuna iman etmişiz.
Topu birleşip gelse bile vız gelir tırıs gider.
Burası Libya değil. Mısır değil, Suriye, Irak, Afanistan hiç değil. Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti...
Bu topraklar bin yıldır bizim!
Kan hakkıyla, can hakkıyla bizim. Allah'ın izniyle taaa haşre, mahşere kadar da bizim kalacak.