BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

“Toplumsal sorun” diyenlere inanmayın

Onların derdi ne toplumsal sorunlara değinmek, ne toplumu düzeltmek, ne de toplumu korumak

Onların derdi ne toplumsal sorunlara değinmek, ne toplumu düzeltmek, ne de toplumu korumak.

----------------------------------------------------------------------

İnsanın psikolojisi böyle işte. Rahatsız edici şeylere bakmadan edemiyor. Başkasına “bakma” der ama kendi görüp, merakını gidermiştir.

Ekrandaki diziler de epeyce zamandır dozunu kaçırdı. Geçmişte bu konuya değinmiştim. Toplum yaşamını, aile yapısını olumsuz etkilediğini belirtmiştim ama yapan memnun, izleyen memnun. Kulak asan olmamıştı.

Özel TV’ler konusunda çok emek harcadım. Bundan her zaman gurur duyarım. Buna rağmen uzun zamandır ne yazık ki benim de bu dizilere bakmak, bunları izlemek içimden gelmiyor. Sadece mesleki olarak inceliyorum ama zamanımı onlara harcamak bile istemiyorum.

Yasa’ya göre programın hangi yaş grubu tarafından izlenebileceğinin belirtilmesi gerekiyor. Ama gelin görün ki toplumsal sorunlara neden olan bu dizilerin hemen hepsi, filmin üzerine koydukları işaretle genel izleyici, yani “herkes” tarafından izlenebileceğini belirtiyorlar.

Bu dizilerde kimin eli kimin cebinde belli değil. Kim, kimi hamile bırakmış, kim kimi öldürmüş? Eşlerin birbirini aldatması, aile dışı her türlü ilişki sanki normal hale gelmiş gibi. Bunun medeni olmakla, modern olmakla hiçbir ilgisi yok. Bu tür davranışlar, ilişkiler, bu tür şiddet içeren yaşamlar hiçbir ülkede kabul görmezken, bir biz mi bunları normal karşılar hale geldik?

Bu dizileri yapanlar, yaptıranlar ve onların danışmanlarından “Toplumsal sorunlara değiniyoruz” diyenlere inanmayın. Hepimiz biliyoruz ki onların derdi ne toplumsal sorunlara değinmek, ne toplumu düzeltmek, ne de toplumu korumak. Onların tek derdinin, insanların zaaflarından yararlanarak daha çok izlenmek ya da izletmek, daha çok kazanmak olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu arada, toplum onların oyuncağı olmuş, kimsenin umurunda değil.

Televizyonun toplumu en çok etkileyen, dünyanın en önemli mecrası olduğunu herkes bilmeli. Televizyondaki en küçük bir saçmalığın, en küçük bir şakanın bile toplumda ne tür tahribatlar yapabileceğini düşünmeden, sadece ticari amaçla ya da “O yapıyorsa ben de yaparım” düşüncesi ile televizyonculuk yapanlar, bu topluma zarar veriyor. Tabi, onlara bu yetkiyi verenler de.

Sadece televizyonlar değil, gazeteler de aynı sorumluluğu taşıyor. Her televizyonun bir de basın grubu var. Televizyondaki programlarını daha çok izletebilmek için gazetelerinde bu dizileri allayıp pullayanlar da yaşadığımız toplumsal hasarın sorumlusudur.