Bu araştırmaya göre, toplumun yüzde 78,9'u televizyon dizilerinin kadınları reyting amacıyla cinsel obje olarak sunduğunu düşünüyor.
Abone olKültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkıları ile SETA tarafından 'Toplumun Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı Araştırması' yapıldı.
Toplam 2 bin 727 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan anket çalışmasının sonuçları, düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu.
Toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Aile ve Sosyal Araştırmalar Bakanı Fatma Şahin, RTÜK Başkanı Davut Dursun, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve çok sayıda davetli katıldı. Araştırma sunumunu proje koordinatörü Prof. Dr. Talip Küçükcan yaptı.
TELEVİZYON VE İNTERNET YAYGIN
Araştırma sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 6,8'i televizyon izlemezken, günde 0-2 saat televizyon izleyenlerin oranı yüzde 39,2, 2-4 saat televizyon izleyenlerin oranı yüzde 27,4. Toplam 4 saatten fazla televizyon izleyenlerin oranı ise yüzde 26,5.
Katılımcıların yüzde 48,6'sı internete girmezken, yüzde 24,2'si günde ortalama 0-2 saat, yüzde 10,7'si 2-4 saat, yüzde 16,6'sı ise 4 saatten fazla internete giriyor.
Görüşülen kişilerin yüzde 38,8'i gazete okumazken, yüzde 50,6'sı günde 0-1 saat, yüzde 7.7'si günde 1-2 saat, yüzde 2.7'si günde 2 saatten fazla gazete okuduğunu belirtti.
Soruları cevaplandıranların yüzde 3,3'ü televizyonu eğitim amacıyla seyrediyor. Yüzde 23,7'si eğlence, yüzde 29,4'ü haber-bilgilenme amacıyla izlediğini kaydediyor.
Yüzde 43,6'sı ise hepsi şeklinde yanıt verdi. Araştırmaya katılanların yüzde 57,1'i Türkiye'de kültürel değerlerin oluşmasına en büyük katkıyı eğitimin yaptığını belirtirken, yüzde 19,8'i medyanın, yüzde 13'ü dinin, yüzde 7,3'ü tarihin, yüzde 1,8'i coğrafyanın katkı yaptığını ifade etti.
MEDYA KÜLTÜREL DEĞERLERE SAYGILI YAYIN YAPMIYOR
Katılımcıların yüzde 32,2'si Türkiye'de medyanın genel olarak toplumun kültürel değerlerine saygılı yayın yaptığı görüşünü savunurken, yüzde 56,8'i tersini düşünüyor. Yüzde 74,4'ü Türkiye'de medyanın kendi çıkarları doğrultusunda gerçekleri çarpıtan bir yayıncılık yaptığı görüşüne sahip. Yüzde 15,4'ü Türkiye'de medyanın evrensel yayıncılık ilkeleri doğrultusunda olabildiğince güvenilir yayın yaptığını belirtiyor. Ankete katılanların yüzde 34,2'si televizyon programlarının Türkiye toplumunu oluşturan farklı dini, etnik ve sınıfsal grupları eşit ve tarafsızca yansıttığı görüşünde, yüzde 53,7'si yansıtmadığını düşünüyor.
YERLİ DİZİLER ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞINA ZARARLI
Görüşülen kişilerin yüzde 78,2'si yerli dizilerin çoğunu, konu ve görsel içerik olarak çocukların ruh sağlığı açısından sakıncalı bulduklarını kaydederken, yüzde 16'sı yerli dizilerin çoğunun konu ve görsel içerik olarak çocukların ruh sağlığı açısından sakıncalı bulmadıklarını belirtti. Yüzde 68,9'u televizyonlardaki dizi ve magazin programlarının çocuk ve gençleri genelde kültürel değerlere yabancılaştırdığı düşüncesinde.
KADINLAR REYTİNG AMAÇLI CİNSEL OBJE
Soruları cevaplandıranların yüzde 78,9'u televizyon dizilerinin kadınları reyting amacıyla çoğunlukla cinsel obje olarak sundukları fikrindeler. Katılımcıların yüzde 13,7'si bu görüşü paylaşmıyor.
Ankete katılanların yüzde 76,2'si televizyon dizileri ve magazin programlarının Türkiye'de boşanma oranlarının artmasında etkili olabileceğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 86,5'i bazı televizyon dizileri ve programlarının çocuk ve gençleri şiddet kullanmaya teşvik etmekte olduğu fikrine katılıyor. Erkeklerin yüzde 83,1'i, kadınların yüzde 82'si tarihi olay ve kişilerin konu edildiği dizi ve programlarda tarihi gerçeklere bağlı kalınması gerektiğini düşünüyor. Araştırmaya katılanların yüzde 33,2'si televizyon programlarındaki cinsel içerikli görüntü ve konuşmaların sınırlanmasını basın özgürlüğüne aykırı bulurken yüzde 53,4'ü aykırı bulmuyor. TRT'nin başta Kürtçe ve Arapça olmak üzere farklı dillerde yayın yapan kanallar açmasını 'kültürel zenginlik açısından destekliyorum' diyenlerin oranı yüzde 56,3 iken, desteklemiyorum diyenlerin oranı yüzde 34,5. 'Özel televizyonlarda aşağıdaki programların yayınlarını nasıl buluyorsunuz?' sorusuna cevap veren katılımcıların yüzde 60'ı Türkiye'nin dini değerlerini yansıtan programları yetersiz bulduğunu belirtti.