Hurşit Tolon, Türkiye'nin çağdaşlığın ilk şartı laiklikten her geçen gün uzaklaştığını ve din eksenli yaşama geçmeye zorlandığını savundu.
Abone olEmekli orgeneral Hurşit Tolon, Selçuk Üniversitesi (SÜ) Atatürkçü Türk Gençliği (ATA) Topluluğu'nca SÜ Alaaddin Keykubat Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Parola Vatan, İşareti Namus'' konulu konferansta, Osmanlı'nın yıkılışından bu yana Türkiye üzerinde bazı oyunlar oynandığını, bunun da Türkiye'nin dünya coğrafyasında stratejik bir bölgede olmasından kaynaklandığını söyledi. Türkiye'nin petrol rezervlerinin büyük oranda bulunduğu Ortadoğu'da yer aldığını ifade eden Tolon, ''Türkiye'de önemli oranda petrol yatakları vardır. Bunun yanı sıra ülkemiz önemli deniz ulaştırma yollarının ortasındadır. 3 kıtayı birbirine bağlayan ve çok önemli bir konuma sahip olan Türkiye, aynı zamanda bir Avrasya ülkesidir. Bu nedenle Türkiye'nin üzerinde oynanan oyunlarla ülkemizin kaynakları yok edilmek istenmektedir'' dedi. Emekli Orgeneral Tolon, günümüzde Lozan Antlaşması ile elde edilen vatan topraklarına göz dikildiğini, Sevr'i hortlatmak için her türlü çareye başvurulduğunu öne sürerek, şunları söyledi: ''Türkiye, bugün ağırlığı her geçen gün artan ve gelecek yıllarda ulusal çıkarları tehdit edecek hayati sorunlarla karşı karşıyadır. Azınlık hakları, Ege, Kıbrıs, patrikhane, sözde soykırım iddiaları, Cumhuriyet rejimine yönelik saldırılar, ayrımcı ve şeriat yanlısı aşırı eğilimler ve terör gündemdeki yerini korumaktadır. Yüz yüze kaldığımız tüm bu sorunların kökeninde Batının, AB ülkelerinin ve ABD'nin müdahalesi ve uzun vadeli çıkarları vardır. Bu sorunlar ülkemizin yarınlarını derinden etkileyecek sorunlardır.'' Ülkenin doğusunda bundan 21 sene önce başlayan terör olaylarının halen devam ettiğini, 6 bin civarında güvenlik görevlisinin şehit olduğunu anlatan Tolon, ''Terör işin başlangıcıydı. Biri buna sıkılmadan derin devlet diyor. Derin devlet kendi karakolunu mu basıyor? Derin devlet o kadar güçlüydü de 1984'ten günümüze kadar neden meseleyi çözemedi o zaman? Dışarının desteğiyle içerideki sempatizanlarla beraber 1984'te başlayıp günümüze kadar gelen silahlı propaganda olayı, terörist başının İmralı'ya konulmasına kadar devam etti '' diye konuştu. Terör örgütünün, zaman içinde siyasal platforma taşınarak, bölücü sessiz hareketin siyasallaşma sürecine girdiğini belirten Tolon, ''Bu siyasallaşma çabaları günümüze kadar geldi. Bunun sonucunda şimdi de Lozan'ı kendi isteklerine göre algılamamızı istiyor. Bunun yanına 'üst kimlik-alt kimlik' gibi gereksiz, zamansız ülkenin ulusal birliğini bozacak ifadeler, hem de resmi ağızlardan, yönetimdeki irade tarafından ifade ediliyorsa; bunlar birleştirildiğinde yıllardır kapıda bekleyenlerin ekmeğine yağ sürülmektedir'' dedi. -İÇKİ YASAĞIYLA İLGİLİ İDDİALAR- Rejime yönelik ayrılıkçı ve şeriat yanlısı aşırı eğilimlerin de gündemdeki yerini koruduğunu savunan Tolon, şunları kaydetti: ''Daha iki gün önce yasalarla tayin edilmiş hukuksal bir olguyu yine devletin yönetimindeki resmi kişiler, (Biz bunu ulemaya sorarız) demediler mi? Şimdi (tüm illerde turistik bölgelerde kırmızı çizgilerle alkol alınacak yerler belediye hudutları dışına çıkacak) demediler mi? Türkiye'deki anti-laik oluşuma ait bu kısa süre içinde bazı tespitlerim var. Türkiye, çağdaşlığın ilk şartı laiklikten her geçen gün uzaklaşmakta ve din eksenli yaşama geçmeye zorlanmaktadır. Gıda maddelerinin tanımlanmasıyla helal olanlar haram olanlar... Haram olanları ürettirmesinler, onlar da haram olan ürünleri satmasınlar ne yapalım yani.'' Tolon, geçtiğimiz günlerde bir bakanın eşinin erkeklerden ayrı masada oturmasının gündemi yoğun şekilde meşgul ettiğini anımsatarak, devlet görevinde bulunan resmi sıfat taşıyan bakanın eşiyle ayrı masada oturmasının laik toplum anlayışına uymayacağının bilinmesinin gerektiğini kaydetti. Türban meselesinin ısrarla gündemde tutulduğunu iddia eden Tolon, şöyle konuştu: ''Bu dini inanç, vicdani kanaat, doğru. O zaman kutsal dinimizin tüm kuralları içinden, sadece bu çekilip uygulanacaksa kadınlara yönelik tüm kurallarını da uygulayacak mısınız? Yani erkeğin bir cümleyle (Boş ol) dediği zaman boşanmasını kabul edecek misiniz? Yani biri çıkar da (Bizim dinimizde bu var başımızı örtüyoruz) derken, bir erkek de çıkar (Ben 3 hanım alacağım derse kabul edecek misiniz?'' Konferansa, Konya Valisi Ahmet Kayhan, SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.