Bilim insanlarına göre, Güney Afrika'nın Cape bölgesindeki zengin biyolojik çeşitliliğin arkasında karıncaların emeği var.
Abone olBilim insanlarına göre, karıncalar Güney Afrika'nın Cape bölgesinde bir biyolojik çeşitlilik sahası yaratıyor.
Araştırmacıların ortaya koyduğu iki incelemede, karıncalar tarafından yayılan tohumların, Cape'deki bitki çeşitliliğinin önemli bir kaynağı olduğu öne sürülüyor.
Bu araştırmalarda, tohum yayan ve yaymayan karıncaların bulunduğu alanlardan alınan genetik veriler kullanıldı.
Bilimciler, 'minik oyuncuların büyük rolünün' kanıtlandığını söylüyor.
Avustralya'daki Curtin Üniversitesi'nden Prof. Jonathan Majer ve Prof. Ladislav Mucina, Cape bölgesindeki çeşitlenmeyi tanımlamak için rapor hazırladı.
BBC Nature'a konuşan böcek koruma uzmanı Prof. Majer, "Burası dünyadaki küresel biyolojik çeşitlilik sahalarından biri" diyor.
Bölgenin iklimi, Batı Avustralya'nın güneybatısına benziyor. Yakın enlemlerdeki her iki bölge de aynı rüzgar akımlarına ve yağış rejimlerine maruz kalıyor.
Fakat iki bölgedeki biyolojik çeşitlilik, bilimcilerin kafasını kurcalıyordu.
Karınca yuvasına yolculuk
Bazı bitkiler, karıncaların tohumları yayma yeteneğinden faydalanmak için, onları çeken 'elaiosome' denilen özlü bir ikincil organ üretiyor.
Prof. Majer şöyle anlatıyor: "Karıncalar genellikle elaiosomeyi tutarak tohumu alır, onu kendi yuvasına götürür ve beslenir. Çoğu kez, geride kalan ve hâlâ canlı olan tohumu, yuvanın içine veya civardaki toprağa atarlar. Bu yaymaya mirmekokori denir."
Böylece tohumlar, ataları olan bitkilerden uzaklaşarak onlarla rekabete girmiyor. Ayrıca yırtıcı hayvanlardan ve çalı yangınlarından korunuyorlar.
Prof. Majer şöyle devam ediyor: "Genellikle karınca yuvaları, dışkı maddeleri nedeniyle besin yönünden zengindir; yani taşınma, çimlenme için daha uygun olan, besin yönünden zengin bir yerde sonlanabilir."
Bu süreç, gıda yönünden yoksul toprağa bir adaptasyon.
Batı Avustralya'da ve Güney Afrika'da bu toprak tipi özellikle yaygın.
Türleşme oranı yükseliyor
Prof. Majer şunları da ekliyor: "Karıncalar tohumları yakın mesafelerde yaydığından, düşük gen göçüne sebep olur. Genler göç etmediğinden, türleşme oranı yükselir. Toprağa gömülen tohumlar, uygun çoğalma ve düşük soy tükenme oranına sahip olur."
Çok sayıda tohum yayan karıncaların olduğu bölgelerde çeşitlenmenin daha hızlı olduğu görüşünü test etmek için Prof. Majer, dünya genelinde birbirine yakın türlerin çeşitliliğini kıyaslamış.
Vardığı sonuç: "Temel olarak, karıncayla taşıma olan bölgelerde, olmayan bölgelere göre iki kat fazla sayıda tür olduğunu gördük."
Başka bir çalışmada ise Prof. Majer, meslektaşlarıyla beraber, dünya genelinde karıncaların tohum yaymasının evrimini incelemiş.
Şöyle diyor: "Fosil kayıtlarına baktığınızda, karınclaarın 50-60 milyon yıl önce bolca çoğaldığını görürsünüz. Bu, mirmekokorinin büyük miktarda arttığı tarihtir."
Bu çalışmada, mirmekokori sonucu oluşan soyların ağırlıklı olarak Avustralyalı ve Güney Afrikalı olduğu görülüyor.
Varılan bu sonuç, Güney Afrika'nın Cape bölgesindeki gizemli biyolojik çeşitliliğin arkasında karıncaların olduğu görüşünü destekliyor.