Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Başkanı İlhami Özcan Aygun, YÖK Başkanı Özcan'ın açıklamalarına tepki gösterdi.
Abone olTohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Başkanı İlhami Özcan Aygun, YÖK Başkanı Sayın Yusuf Ziya Özcan Nevşehir Üniversitesinin açılışındaki sözlere tepki gösterdi. Aygun, Özcan'ın ifadelerinin bilim dışı tespitler olduğunu söyleyerek, "Türkiye'yi tüm dünyada Türkiye üniversitelerini, akademisyenlerini ve tarım camiasını küçük düşürmüştür" dedi.
İlhami Özcan Aygun yaptığı açıklamalara, YÖK Başkanı Özcan'ın tohum üretimiyle ilgili yaptığı açıklamalarına tepki gösterdi. Aygun, Türkiye'de tohumluk dış ticareti son 30 yılda dünya ölçeğinde arttığını ve bu gün pek çok ülke hem tohumluk ihraç ettiğini söyledi. Aygun şöyle söyledi:
"Sayın Özcan Türkiye’nin buğday tohumluk ihtiyacının önemli bir kısmını ABD ve İsrail’den temin ettiğini ileri sürmüştür. Bu doğru değildir. Türkiye ürün yetiştirmek amacıyla asla başka ülkelerden buğday tohumluğu ithal etmez. Nitekim 2009 yılı içerisinde ithal edilen deneme ve ebeveyn tohumluk miktarı ise o yıl Türkiye’de kullanılan buğday tohumluğunun yalnızca binde üçü kadardır ve buğday ithalatının yapıldığı ülkeler arasında ABD ve İsrail yoktur. Ülkemize ithal edilen tüm tohumluklar içerisinde İsrail’in payı ise % 6.5 tir. Diğer yandan, günümüzde Türkiye’de yetiştirilmekte olan buğday tohumluklarının önemli bir kısmı ise yurt içi AR-GE çalışmaları sonucunda elde edilen yerli çeşitlere aittir.
Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin domates tohumluğu ihtiyacının önemli bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmakta iken son yıllarda bu durum değişme yolundadır. Çiftçilerimizin ihtiyacı olan yüksek verimli, hibrit domates çeşitleri özel sektör şirketlerimiz tarafından ıslah edilmiş ve tohumları yurt içinde üretilir hale gelmiştir. Yerli tohumculuk şirketlerimiz bu hususta önemli başarılar elde etmiştir. Nitekim başta domates olmak üzere ülkemizde üretilen sebze tohumlukları, giderek artan oranda olmak üzere, her yıl çok sayıda başka ülkeye ihraç edilmektedir. Sayın YÖK başkanı zaman ayırdığında yerli tohumculuk firmalarımızın ıslah çalışmalarını yerinde görmesi dile getirmiş olduğu konularda ne kadar yanlış yaptığını görmesini sağlayacaktır.
Diğer yandan 27533 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Çeşit Tescil ve Tohumluk Sertifikasyon Yönetmeliği ile 1998 yılından beri uygulanmakta olan Tohumluk İthalat Genelgeleri Türkiye’ye GDO’lu tohumların sokulmasına izin vermemektedir. Dolayısı ile ülkemizde yetişen sebzeler transgenik değildir. Yasal uygulama böyle iken Sayın Özcan’ın açıklaması ile gündeme gelen bilgi kirliliğinin yüzbinlerce çiftçi ailesi ve milyonlarca tüketici açısından yaratacağı olumsuzluğun derecesini tahmin etmek ve değerlendirmek ise yine Sayın Özcan’a düşmektedir.
YÖK Başkanı olarak Sayın Özcan Türkiye’de halen 25 Ziraat Fakültesi olduğunu ve bunların pek çoğunun buğday ve domates de dahil olmak üzere tohum ıslahı yaptığını biliyor olmalıdır. Sayın Özcan’ın bilmediği bir başka husus ise Türkiye’de 1925 yılından beri Tarım Bakanlığına bağlı “Tohum Islah İstasyonları” veya “Tohum Islahı Enstitülerinin” var olduğudur. Nitekim ülkemizdeki ilk “Tohum Islah İstasyonu” Atatürk’ün emriyle 1925 yılında Eskişehir’de kurulmuş ve bunu 1930 yılında kurulan “Ankara Tohum Islah ve Deneme Enstitüsü” izlemiştir. Türkiye’de halen buğday ve domates ıslahı üzerinde çalışan 16 adet kamu araştırma enstitüsü, 70’in üzerinde özel sektör araştırma kuruluşu vardır.
Sayın Özcan tarım ve tohumluk konusunda pek çok şeyi bilmemektedir. Ancak iddialarında sıra dışı ve kabul edilemez olan bu bilgisizliğini tüm dünyaya ilan etmesidir. Başka pek çok konuda serbest dış ticareti ve mal mübadelesini savunan bir kimse olarak Sayın Özcan’ın tohumluklar konusunda asılsız felaket senaryoları üretmesini kendisine hiç yakıştıramadık.
Türkiye başka alanlarda olduğu gibi tarım ve özellikle de bitki ıslahı ve tohumluk bilim ve teknolojisi konusunda olması gereken bir seviyeye ne yazık ki henüz gelememiştir. Ancak son zamanlarda özel sektör tohumculuk kuruluşları AR-GE konusunda önemli girişimler başlatmıştır. Bu çabaların devletimiz tarafından yapılan desteklerle daha ileri noktalara taşınacağı açıktır. Tohumculuk sektörünün Sayın Özcan’dan beklediği bilgili ve yetenekli, çağdaş bitki ıslahçılarının yetiştirilmesi için başında bulunduğu kurumun kaynaklarını harekete geçirmesi ve bu alanda tıpkı ABD, İsrail, Hollanda veya Fransa’da olduğu gibi çağdaş bir bilim ve eğitim sistemi meydana getirmesidir. Bu gün Türkiye’de ne yazık ki tohumculuk konusunda lisansüstü eğitim veren tek bir Ziraat Fakültesi yoktur. Üzülerek söylemek gerekirse özel sektör araştırma kuruluşlarının temininde en çok zorlandıkları profesyonel meslek mensupları bitki ıslahçılarıdır. Başka ülkelerdeki meslektaşları ile yarışabilecek çağdaş bilgi ve deneyimle donanmış üstün nitelikli bitki ıslahçılarını yetiştirmek işi ve görevi Sayın Özcan’ın başında bulunduğu kuruma verilmiş yasal bir zorunluluktur.